Bu köşede dünkü yazım şöyle noktalanmıştı: "AKP'nin silkinip kendine gelmesi lazım! Reform ve değişim bayrağını sallamayan bir AKP'yi zamanla kimse sallamaz. Anayasa düzeni dahil, demokrasi, hukuk, insan hakları ve ekonomi alanlarında reform ve değişim yapamayan, 'Kürt sorunu'nda ciddi olarak çözüm aramayan bir iktidar partisi, hem kendisinin hem de Türkiye'nin yolunu tıkar."
İktidar için görüşüm böyle.
AKP'nin toparlanması şart.
Bir süredir yalpalıyor çünkü...
Peki ya muhalefet?
Güven veriyor mu?
Eğer verebilseydi, 22 Temmuz seçimlerinde bu kadar dökülmezdi muhalefet.
Muhalefet, ekonomide ve siyasette kitlelere güven veren somut çözüm önerileriyle seçim meydanlarına çıkabilseydi, dört buçuk yıllık bir iktidar partisi AKP, herhalde her iki oydan birini alarak bizim demokrasinin ender seçim zaferlerinden birini kazanamazdı.
Muhalefet niye güven vermiyor?
örneğin bir muhalefet partisi, göğsünü gere gere, inandırıcı olarak şöyle diyebiliyor mu:
"Ekonomiyi ben daha iyi yaparım; işsizliği ben daha iyi çözerim; sosyal adalet, fırsat eşitliği, hukukun üstünlüğü benden geçer; yargı ve eğitim reformları benden sorulur; Kürt sorunu ve şiddet, çözüm rayına ancak benim iktidarımda oturur; AB yolunu en iyi ben açarım; dine ve inançlara saygılı bir laiklik anlayışının güvencesi olan bütün bu hedefleri en iyi ben vururum; kısacası 'çağın ruhu'nu en iyi ben okurum, AKP değil!"
Bunları söyleyen, bunların sözünü verirken kitlelerin gözünde inandırıcı olan, güvenilir bir muhalefet partisi var mı?
Var diyebilir misiniz?
Prof. Dr. Erik-Jan Zürcher, İsviçre'li, Hollanda'nın Leiden üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapan önemli bir Türkolog'dur. Kendisine Türk Dışişleri Bakanlığı tarafından 2005 yılında üstün Başarı Nişanı verildi.
Değerli Türkolog Erik-Jan Zürcher, bu yakınlarda Türkiye'deki muhalefet boşluğu ve CHP konusunu değerlendirirken şöyle demiş:
"CHP kesinlikle sol bir parti değil. Belki Ecevit'in döneminde olmuş diyebiliriz. özellikle 'ortanın solu' fikrinin olduğu dönemde böyle bir karakter almaya başlamıştı belki. Fakat tabii eskiden beri bir sol parti olduğu söylenemez. CHP'yi otoriter bir devlet partisi olarak tanımlıyorum. Ne yazık ki Türkiye'de ciddi bir sosyal demokrat veya sol liberal seçenek yok.
AK Parti, siyasi yelpazenin tüm kesimlerine hitap ediyor gibi...
Bu da normal değil.
AK Parti tabii devletin ve ordunun siyasal rolüne karşı çıktığı için demokratikleşme için bir güç sayılıyor. Türkiye'nin demokratikleşmesinde rolü çok önemli. Fakat aynı zamanda AK Parti'nin değerlerine baktığımızda, muhafazakar bir parti olduğunu görürüz.
Bu yüzden kanaatime göre, Türkiye'de liberal sol ya da merkez sol bir partiye çok ihtiyaç var. CHP gibi devlete yaslanmayan, gücünü sivil toplumdan alan ilerici bir sol partiye çok ihtiyaç var.
Türkiye'nin İslamlaşma tehlikesini pek görmüyorum. Fakat gelişmiş bir toplumda, aynı zamanda gelişen bir orta sınıfın da olması lazım. Dolayısıyla, gelişmiş toplumlarda dengenin sağlanması için, muhafazakar bir partiye karşı ilerici bir sol partinin olması da gerekiyor."(Zaman, 23 Aralık 07, s.18)
Baykal'ın CHP'si böyle olamadı.
Baykal'ın partisi, AKP karşısında Erik-Jan Zürcher'in önemsediği böyle bir dengeyi kuramadığı gibi, 'çağın ruhu'nu okumakta da her zaman başarısız kaldı.
Yıllardır hep aynı Baykal...
Böyle olduğu için ve laiklik diye diye siyasetini daracık bir alanda yaparak kendisini bir kısır döngüye kaptırdığı için de, CHP yıllardır muhalefette olmasına rağmen bir türlü seçim kazanamıyor.
Yaşanan muhalefet boşluğu, böyle giderse istikrarsızlık kapısını büyük ihtimalle açabilir Türkiye'de.
Yeni yılda aklıma takılanlar dizisinin beşinci yazısı yarın.