Feyzullah Birışık

Feyzullah Birışık

Vahiyle Tanışmayan Akıl, Akıllı Değildir...!

Vahiyle Tanışmayan Akıl, Akıllı Değildir...!

İslam fıtratıyla dünyaya gelen insan bir anda kendisini karanlıklarda bulur… Nereden geldiğini, neden geldiğini ve nereye gideceğini bilemez… Bu üç bilgiden mahrum olan insan doğal olarak endişeli bir hayatın tam göbeğinde hisseder kendisini…

Boşluğa atılmış kara parçasında ölünceye kadar mutlu yaşaması için elinden geleni yapmaya çalışır… Mutluluğuna vesile olacak her şey hayatında çok önemli bir yer tutar. Ve o vesileye adeta tapar gibi olur. Çünkü kendisine fayda veren bir şey o kendisi için tam bir hayat damarı hükmünde olur… O şey varsa kendisi vardır, o şey yoksa kendisi yoktur… Bu hayranlık o şeye tapmaya kadar sürükler kendisini…

İnsanın vahiyle tanışmayınca bu gibi şeylerin başına geleceği şu veciz ifadeyle bildirilir;

“De ki: Allah'ı bırakıp da sizin için fayda ve zarara gücü yetmeyen şeylere mi tapıyorsunuz? Hakkıyla işiten ve bilen yalnız Allah'tır.”[1]

İnsan doğumuyla ölümü arası fayda ve zararın kıskacı altındadır… Eğer sebepleri yönetenin Allah olduğu bilinmezse gerek faydanın devamı gerekse zararın bertaraf edilmesi adına insan illaki kendisinden çok daha güçlü olan varlıklara sırtını yaslamak ister… İşte tam burada tapınma durumu ortaya çıkar…

Bir yandan faydanın akması, diğer yandan zararın engellenmesi… İki dere arasında kalan insan asla yalnız olmak istemez ve başlar dalgasız liman aramaya…

Sonunda gücüne inandığı gerek devlet gerek zengin bir kişiye sırtını yaslar… Onu hem rızık verici/hayır verici olarak, hem de zararı def edecek kadar güçlü bir korumacı olarak algılamaya başlar…

Güvendikleri liman her ne kadar güçlü olursa olsun o liman karar veren bir mercii olmadığı için Allah katında şöyle bir değere sahip olur;

“Allah'tan başka dostlar edinenlerin durumu, örümceğin durumu gibidir. Örümcek bir yuva edinir; hâlbuki yuvaların en çürüğü şüphesiz örümcek yuvasıdır. Keşke bilselerdi!
Allah, onların kendisini bırakıp da hangi şeye yalvardıklarını şüphesiz bilir. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir. İşte biz, bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir.”[2]

Örümcek beyni kadar küçük, örümcek yuvası kara çürük ve örümcek yuvası gibi tehlikelerden korumasız…

İşte insanın Allah’tan başka sırtını dayandırdığı tüm varlıklar işte böylesine değersiz bir değere sahiptir…

Burada üç kelimelik bir cümleye iman edilmesiyle birlikte insan o kaostan kurtulabilir;

“Sebepleri Allah yönetir…!”

Bu kadar kısa, net ve öz…!

İnsan, aklını bu dinin sahibine teslim ettiği an fayda ve zararın Allahtan geldiğini anlar ve faydanın devamı ve zararın def’i için sadece ve sadece Allah’a el açar;

“De ki: Allah size bir kötülük dilerse, O'na karşı sizi kim korur; ya da size rahmet dilerse (size kim zarar verebilir)? Onlar, kendilerine Allah'tan başka ne bir dost bulurlar ne de bir yardımcı.”[3]

Bu da yeryüzünde onurlu bir şekilde hayat yaşamasına vesile olur…

Ey insan...!

Aklını Allah’a teslim etmezsen çok ilahlar edinirsin bu da seni bu dünyada yorarken diğer âlemde başına iş açmış olur…

 

[1] Maide.76

[2] Ankebut. 41-43

[3] Ahzab. 17

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Feyzullah Birışık Arşivi