Feyzullah Birışık

Feyzullah Birışık

“Zaten yüzüne karşı söyledim! Gıybet olmaz!” Tuzağı

“Zaten yüzüne karşı söyledim! Gıybet olmaz!” Tuzağı

İslam dini insanın maddi ve manevi haklarını koruyarak bu dünyada da mutlu olmasını istemiştir… İslam’daki bütün haram kılınan şeylerin tamamı insanın zarar görmemesi ve mutlu, huzurlu ve adalet içinde yaşaması için konmuştur…

Özellikle de ikili iletişimlerde yanlış anlaşılmalar ve küsmelerin yaşanmaması için çok güzel önlem paketi sunmuştur… Bu paketlerden biri de kardeşinin gıybetinin yapılmaması ve yapılan gıybetin dinlenilmemesidir… Çünkü yapılan gıybeti dinlemek gıybeti yapılan kişi hakkında olumsuz düşünmelere sebep olacaktır… Derken bir bakmışsınız ki kardeşlik zarar görmüş… Zaten şeytanın da istediği bu değil miydi?

Evet… Şeytan bir şekilde gıybet yapmamızı isteyecektir… Bizleri gıybet etmeye sürüklemek için de oltaya “merak” yemini takacaktır;

  • Acaba aralarında nasıl bir konuşma geçti?
  • Acaba hakkımda ne düşünüyor?
  • Zaten kendisine uyuzum bakalım hakkında ne tür yorumlar yapılacak?
  • Onun açığını bulmalıyım!

Gibi merak dürtüleriyle gıybet edilip dinlenilmesini sağlamaya çalışacaktır… Gıybetin rahatlıkla yapılıp dinlenilmesi için bir antibiyotik sunması gerekirdi… İşte şeytan gıybetlerin havalarda uçuşması için şu taktiği kullandı;

  • “Zaten onun yüzüne de söyledim!”

Oysaki bir insanın yüzüne söylenen şeyin başka kişilere söylenmesine cevaz vermez ki!... Burada tam bir şeytani tuzak var!... Çünkü gıybetin tanımında bu ifadeleri göremiyoruz… Bakın Allah’ın resulü gıybeti nasıl tanımlıyor;

  • “"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?" "Allah ve Resulü daha iyi bilir!" dediler. Bunun üzerine: "Birinizin, kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır!" açıklamasını yaptı. Orada bulunan bir adam: "Ya benim söylediğim anda varsa, (Bu da mı gıybettir?)" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Eğer söylediğin onda varsa gıybetini yapmış oldun. Eğer söylediğin onda yoksa bir de bühtanda (iftirada) bulundun demektir."[1]
  •  Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Ey Allah'ın Resûlü, sana Safiyye'deki şu şu hal yeter!" demiştim. (Bundan memnun kalmadı ve:) 
    "Öyle bir kelime sarfettin ki, eğer o denize karıştırılsaydı (denizin suyuna galebe çalıp) ifsad edecekti" buyurdu. Hz. Aişe ilaveten der ki: "Ben Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a bir insanın (tahkir maksadıyla) taklidini yapmıştım. Bana hemen şunu söyledi: 
    "Ben bir başkasını (kusuru sebebiyle söz veya fiille) taklid etmem. Hatta (buna mukabil) bana, şu şu kadar (pek çok dünyalık) verilse bile!"[2]

Değerli kardeşim..!

Kardeşin zarar verecek ve onu üzecek bütün etkenlerden kaçınmamız lazım… Çünkü kardeşimiz Allah’ın yakın koruması altındadır… 

 

[1] Ebu Davud, Edeb 40, (4874); Tirmizi, Birr 23, (1935); Müslim, Birr 70, (2589).

[2] Ebu Davud, Edeb 40, (4875); Tirmizi, Sıfatu'l-Kıyame 52, (2503, 2504).

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Feyzullah Birışık Arşivi