Şeytanın “Nerede mutluysan orada kal!” Tuzağı
Sosyal bir varlık olan insanoğlu kısa bir zaman zarfında kendi mizacına uygun dostluklar ve arkadaşlıklar edinir… Eğer İslami bir altyapısı yoksa arkadaşlarının ve çevresinin dininden ve ahlakından etkilenerek onlar gibi olmaya başlar… Gerek düşüncelerinde, gerek giyim ve kuşamında gerekse hobi ve fobilerinde benzerlikler oluşmaya başlar…
İnsanın çevresinden ya da arkadaşlarından etkilenebileceğine dair Allah’ın Resûlü şöyle demiştir:
- “Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz, kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin.”[1]
- “İyi kişilerle ve kötü kişilerle oturup kalkmanın misali, misk kokusu satan kimse ve körük çeken demircilerin misali gibidir. Bir kimse misk satan birisi ile beraber olduğu zaman, misk satan kişi cömertlik yaparak miskinden bir miktar arkadaşına verecektir, ya da arkadaşı bir miktar satın alacaktır. Almasa dahi o miskin kokusu üstüne siner. Demircilik yapanla arkadaş olduğu zamansa ya elbisesi onun ateşinden yanacak veya üstü kirlenecek ya da onun pis kokusu üzerine sinecektir.”[2]
Evet…
İki hadisimizde de gördüğümüz gibi insan çevresinden ve arkadaşlarından olumlu ya da olumsuz bir şekilde etkilenir… Eğer arkadaş çevresi İslami bir hayattan uzaksa ve onlara arkadaş olacak olan kişinin de İslami bir altyapısı yoksa o potada erimesi kadar doğal bir şey yoktur… Ortak zevkler, ortak eğlenceler ve bitmesi istenmeyen muhabbetler…
O tür ortamların hiç bitmemesi istenir… Yeni ve farklı bir arkadaş ortamı istenmez ve oldukça riskli görülür… Arkadaş ortamı bir mıknatıs gibi çeker kendisini… Hep o arkadaşlarıyla birlikte olmak ister… Günahlarıyla sevaplarıyla orada kalıp orada hayatına son vermek ister… Diğer bütün görüşler ve ortamlar oldukça riskli olarak görülür…
Burada şeytan o kişinin kulağına şu mesajı verir:
- “Sen tam aradığın ve olması gereken yerdesin! Burası senin dünyadaki cennetin! Seni huzursuz eden bir arkadaşın da yok! Sen hep burada kal! Hayatının geri kalan kısmı riske etme!”
Oysaki hiç te şeytanın dediği gibi değildir! İnsan gerçek mutluluğu yakalamak için hareket halinde olmalıdır… Kiminle birlikte olunduğunda iman artıyorsa ona yakın yere taşınmalı ve hep onlarla arkadaşlık yapılmalıdır… Hatta uzunca bir hadiste Allah Resûlü iman eden bir topluluğa katılan hakkında şöyle buyuruyor;
Zikir meclisine uğrayan bir melek;
– Yâ Rabbi, çok günahkâr olan falan kul onların arasında bulunuyor. Oradan geçerken aralarına girip oturdu, derler. O zaman Allah Teâlâ şöyle buyurur:
– “Onu da bağışladım. Onlar öyle bir topluluktur ki, onların arasında bulunan kötü olmaz.[3]
Hadiste de görüldüğü gibi en mutlu ortam iman edenlerle birlikte olunan ortamlardır…
[1] Ebu Davud, Edeb, 19, Tirmizi, Zühd, 45
[2] Müslim, Birr, 146
[3] Buharî, Daavât 66. Ayrıca Bk. Ahmed b. Hanbel, Müsned, Iı, 251–252, 358–359.(Hadis metni uzundur. )
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.