Deniz Baykal'a İslam nasıl anlatılmalı?
Evrensel bir dine mensup olmamız hasebiyle dinimizi, nefes alan her insana ulaştırmakla sorumluyuz. Kalpleri mühürlenmiş olanların hidayete kapalı olduğunu bilmeyenimiz yok sanırım. Bir iki nasihatten sonra bu adamın kalbi mühürlü kardeşim bundan müslüman olmaz demeye de hakkımızın olmadığını unutmamak lazım.
Bir davetçinin gönlü çok yataklı bir hastane gibi olmalı… Acil olanlar acil servise alınırken bazıları da yoğun bakıma alınmalı… Hastaya göre oda mutlaka hazırlanmalı… Nefes alıyorsa bir hasta kurtulma ümidi var demektir. O hasta morga kaldırılmamalı…
Nuh aleyhisselam 950 yıl boyunca kavmine davet etti. Hem de dört koldan;
- Gizli
- Açık
- Gece
- Gündüz…
Bizler de Müslüman olarak dinimizin güzelliğini ve fıtrata hitap ettiğini en güzel bir şekilde insanlara ulaştırmalıyız. Buraya kadar hemfikiriz sanırım. Şimdi başlığımıza yazdığımız şahsa islamı nasıl anlatacağımıza gelelim.
Öncelikle islamı anlatacağımız kişiyi iyi bir etüt etmemiz lazım. Bu kişinin sahip olduğu inanç, yetiştiği ortam, okuduğu kitaplar, mevki ve makamı, yaşı, cinsiyeti, kültürü, İslamı kimlerden işittiği, İslam’ın hangi kuralını anlayamadığı-Beğenmeme sebebi- nin bilinmesi lazım… Hasta tanınmadan reçete verilemez…
Hastamız Deniz Baykal… Taşıdığı mikrop ise İslam inancına zarar veren ve ölümü hızlandıran bir virüs… Hastamızın ilginç tarafı hasta olduğunu kabul edip muayenehanemize gelmemesi… Kendisini sevdiğimizden değil, hidayetine vesile olup cennetteki derecemizin artması için biz adresine gidiyoruz… Önce, hastamızın virüs kaptığı ortama gidip durum tespiti yapmak istiyoruz.
Etrafı lacivert elbiseli ve kravatlılarla dolu, bir mersedesten inip başka bir mersedese binen, gazetecilerin flaşları altında demeçler veren, bu arada en büyük rakibi Akp’nin yaptıklarını ve konuşmalarını dikkatle takip edip çelişkiler bulmaya çalışan, iktidar olma hayaliyle yanıp tutuşan, açılışlar ve davetlerle ömür tüketen yetmiş yaşındaki bir insan…
Başbakanlık koltuğuna oturmak için yoğun bir tempoya giren Deniz Baykal’ın bu sevdadan vaz geçmesini ve yakasındaki rozeti çıkarıp sade bir hayata dönmesini talep edeceğiz kendisinden… İşimiz zor elbet…
Deniz Baykal yaşı ve konumu gereği her İslam davetçisinden İslam dinlemek istemez… Hele de bir partiliden hiç dinlemez… Geriye bir tek diyanet işleri bakanlığı kalıyor bir de yurt dışında dünya çapında tanınan bir İslam âlimi…
Diyanet işleri bakanlığının zaten davet diye bir derdi olmaz… İslam âlimi de davet için Deniz Baykal ile bir araya gelecek zemini bulamaz… Ümitsiz olmamaya gayret göstererek diyorum ki; kendisine mektup ya da bir mail atarak davet edebiliriz… Bizden önce başkaları mutlaka davet etmiştir diyerek bu davet ecrinden olmak istemem. Hidayet Allah’ın elinde değil mi?
İnşaallah en kısa zamanda özetini aşağıya yazdığım bilgileri genişleterek CHP sitesine göndereceğim.
,,,
CHP’nin olağan kongresinde kürsüye çıkıp Deniz Baykal ve tüm CHP’lilere şöyle seslenmek isterdim;
Sizleri; Göğün ve yerin Rabbi olan, insanları gökten ve yerden rızıklandıran, insanları tüm canlılardan üstün kılan, Yeri ve göğü içindekilerle beraber insanlara boyun eğdiren, denizlerden taze etler yediren, dağları ve yolları hizmetinize sunan, ulaşım için binekler yaratan ve yaratmaya devam eden, dinlenmemiz için geceyi üzerimize örtü, çalışmamız için gece karanlığını güneşle kaldıran, dinimizi daha iyi anlamamız için bizlere akıl veren Allah’ın dinine davet ediyorum…
İyi bilin ki Allah bizlerden çok daha bilgili… Ve insanların bu dünyada en güzel, en huzurlu ve en adaletli bir şekilde nasıl yaşayacağını bizlerden daha iyi biliyor. İnsanların fıtratına en uygun dinin İslam olduğunu söylüyor… İslam dışındaki hiçbir din insanı mutlu kılamaz… Pis bir sıvıdan yaratılan, bakıma muhtaç olan, yaşlanmasına engel olamayan, ölümü kendisinden savamayan, küçük bir mikroba yenik düşen bir insan Allahtan daha bilgili ve daha güçlü olabilir mi?
Dünyanın en zeki insanları da olsanız hazırlayacağınız kanunlar bizleri huzurlu kılmaz… Kanunları Allah belirler… Siz Allah değilsiniz… Kanunlarınız zenginleri daha zengin yapıp azınlığı mutlu kılıyor… Adaleti sağlayamazsınız… Cezalarınız suçluları daha profesyonel yapıyor… Ezilenlerin yüreğine su serpecek kanunlar koyamazsınız ve koyamıyorsunuz da…
Sizlere dünya ve ahrette hayat verecek bir söze davet ediyorum; ‘Eşhedu en la ilahe illallah ve eşhedu enne muhammeden abduhu ve resuluhu.’
Bir cemaat ya da bir parti adına konuşmuyorum. Yakama hiçbir partinin rozeti takılmadı… Ben, sizleri evrensel bir dine davet ediyorum. Türkiye islamına davet etmiyorum. Moskovalı bir müslümana kardeşim diye sarılacağınız bir dine davet ediyorum…
Görüyorum ki sizler Allah’ın dinine savaş açmışsınız… Vallahi Allah ile yapılan savaşlarda kaybeden hep sizler olursunuz… Binlerce yıllık savaşlarda helak olup yerle bir olanlar hep sizin öncüleriniz olmuş… Savaş baltalarınızı bir daha çıkarmamak üzere torağa gömmenizi tavsiye ediyorum.
Sonu Cennetle noktalanan bir dine sizi davet ediyorum...
Haftaya çok ilginç bir konuyla karşınıza çıkmak ümidiyle Allah’a emanet olun…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.