Ne olacak şu Sol'un durumu abiler!
"Sol"un neye tekabül ettiğini dünyadaki genel geçer sol tanımına bakarak anlamak mümkün değil sevgili okurlar.
Eğer Bülent Ecevit gibi genç CHP'lilerin bastırmasıyla İsmet Paşa "Ortanın Solu" diye bir şey icat etmeseydi belki bugün Sol bambaşka bir noktada olabilirdi.
Yeraltında yeşermeye çalışan Sol kendini bir şekilde var ederek serpilip gelişir, Kemalizm'le eklemlenmek gibi saçma sapan bir oportünizme savrulma ihtiyacı duymazdı.
Yahut "Soğuk Savaş"ın sert rüzgarları Sol'un yelkenlerini indirmeseydi CHP gibi statükocu partilere sızmak durumunda kalınmazdı..
Mehmet Ali Aybar'ın TİP'i(Türkiye İşçi Partisi) gibi "güleryüzlü sosyalizm" diye anılan bir siyasal hareket de Sovyet yanlısı yahut silahlı mücadeleye veya Kemalizm'le harmanlanmış sol darbeciliğe saplanmış sol çevreler tarafından akamete uğratılmıştı o da başka.
Gözünü Moskova'ya çeviren Behice Boran'lı TİP ise Türkiye gerçeklerinden hayli uzaktaydı.
Gerçi Ecevit'in İsmet Paşa'yı 1972'de devirdikten sonraki CHP sosyal-demokraside karar kılmıştı, o da birşeydi en azından.
Şimdiki CHP 1970'lerin CHP'sinden de geride.
Diğer 'sol' partileri şimdilik es geçiyorum.
Öte yandan dünya soluyla en azından literatür olarak bağlantılı sayılan solcu aydınlar Türkiye'nin sosyo-ekonomik yapısını doğru düzgün analiz edebilselerdi bugün "Sol neye tekabül eder" sorusunu tartışma ihtiyacı duymayabilirdik.
Sözün özü "Sol intelijansiya" Türkiye analizlerinde sınıfta kaldı arkadaşlar.
Çok şey söylenebilir ama A&G'nin Habertürk için yaptığı bir kamuoyu araştırması halkın Sol konusundaki kafa karışıklığını gözler önüne seriyor.
"Hâlâ mı aynı yerde sayıp duruyoruz" sorusunu haklı çıkartan sonuçlar elde edilmiş bu araştırmadan.
Mesela sol denildiğinde ilk akla gelen CHP oluyor. Peki CHP sol bir parti mi? Neye göre evet, neye göre hayır cevabı vereceğiz bu soruya..
Evrensel sol literatüre göre "hayır" olacak olan bu cevap Türkiye'de "evet" diye çıkabiliyor.
Araştırmada "Sizce sol zenginlerin partisi mi" sorusuna evet diyenlerin oranı neredeyse yarıya yakın arkadaşlar.
Sol'un zengin partisi olduğu nerede görülmüş yahu!
Kavramsal kafa karışıklığına rağmen deneklerin isabet ettiği noktalar da var tabii.
"Sol oylar neden düşüyor" sorusuna deneklerin yüzde 83.6'sı "Sol proje üretmiyor" diye cevap vermiş.
Hem CHP hem sol iddiasındaki diğer partiler için doğru bir tespit bu..
"Sol'da lider sıkıntısı var mı" sorusuna yüzde 85.4'lük bir "evet var" çıkmış.
Sol denilince madem akla CHP geliyor, "Solu kim toparlayabilir" sorusuna cevap verenlerin ilk tercihi de "Mustafa Sarıgül" çıkıyor bu yüzden.
Sarıgül'ü sırasıyla Deniz Baykal, Hikmet Çetin, Zeki Sezer, Yılmaz Büyükerşen ve Burhan Şenatalar takip ediyor.
Neredeyse bütün bu isimleri toplasanız topu topu bir Sarıgül ediyor.
İşin kötüsü Sol'u en fazla temsil ettiğini düşündüğüm Burhan Şenatalar en düşük oyu almış.
Tabii, CHP'ye oy veren denekler arasında da Sarıgül açık arayla Baykal'ın önünde gidiyor.
Burhan Şenatalar topa da girememiş bu seçenekte.
Sol'un Türkiye'de en büyük çıkmazı "din".
Ankette de bu iyice ortaya çıkıyor. "Sol dini manevi değerlere önem vermiyor" sorusuna "evet, vermiyor" diyenlerin oranı yarıdan fazla..
Zaten bildiğimiz bir gerçek bu araştırmada da kendini gösteriyor.
Sol'un bu ülkede iktidar şansı orta vadede mümkün görünmüyor sevgili okurlar.
CHP yöneticileri bu gerçeğin o kadar farkındadır ki bunalımdan çıkış yolunu kendine çeki düzen vermekten çok şuraya buraya yamanmakta arıyorlar.
O da çözüm olmuyor.
Yıkıldım ey halkım unutma bunları..
Eski Hürriyet yazarı Emin Çölaşan ile Hürriyet'in patronu Aydın Doğan arasındaki kavga mahkemeye düşmüştü hatırlarsanız.
Çölaşan, "Kovulduk Ey Halkım" kitabında iktidar aleyhindeki yazılarına Aydın Doğan ve Ertuğrul Özkök'ün sansür uyguladığını iddia etmişti.
Çölaşan'ın tanıkları arasında Hürriyet yazarı Bekir Coşkun da vardı.
"Emin Bey'in yazmış olduğu Kovulduk Ey Halkım Unutma Bizi adlı kitapta benim ismimin geçtiği kısımlardaki hususlar doğrudur" demiş Coşkun.
Genel olarak kendisine uygulanmamış sansür ama Çölaşan'a uygulandığı kanısındaymış.
Yani, hem nalına hem mıhına bir ifade vermiş.
Oysa aslanlar gibi çıkıp Çölaşan'ı müdafaa edeceğini sanmıştık, yanılmışız.
Mahkemede ifade veren Ertuğrul Özkök ise Çölaşan'ın yazdığı yazılar nedeniyle Hürriyet'in ağır tazminat cezalarına mahkum edildiğini vurgulamış.
Mahkemenin cezalandırdığı Çölaşan'ın yazılarına aynı şekilde devam etmesinin gazetenin yayın ilkelerine uygun düşmediğini belirtmiş Özkök.
Çölaşan'ın yazdığı yazılardan ötürü en başta Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek olmak üzere çeşitli kişilere tazminat ödediklerini söylemiş.
Hakikaten Melih Gökçek kazandığı tazminat paralarıyla Ankaralılara döner partisi vermekteydi mütemadiyen.
Gökçek'in Hürriyet'in parasıyla törenle döner partisi vermesi Aydın Doğan'ı çileden çıkarıyordu.
Hatta Gökçek'in Ankara'da yoksullar için bir aşevi açacağı söyleniyordu tazminat paralarıyla.
Özkök, Çölaşan'ın iktidar aleyhindeki yazılarını sansür etmediklerini ancak küçültücü ve iftira niteliğindeki üslubuna müdahale ettiğini itiraf etmiş.
Öte yandan Çölaşan'ın kaybettiği davaların tazminat cezalarını Hürriyet'in ödediğini, Çölaşan'ın kazandığı tazminat paralarını ise cebine indirdiğini de hatırlatmış mahkemede.
Yani, Çölaşan'ın uyarılmasının sebebi siyasi değil, ekonomikmiş dostlar.
Bu kadarla kalsa iyi, Çölaşan Hürriyet'ten aldığı maaşları dolar üzerinden hesaplatırmış meğer.
Hürriyet 2001 ekonomik krizinden sonra pek çok muhabiri işten çıkartmak zorunda kalırken Çölaşan'a dolar kuru üzerinden maaşlar ödemekten bıkmış usanmış sevgili okurlar.
"Ben dahil, Hürriyet tarihinde dolar üzerinden maaş alan tek elemanımız Emin Çölaşan'dır" demiş Özkök.
Her zaman öyle olmamış tabii, Emin Abi, Türk Lirası'nın değerinin yükselmesi, doların değerinin düşmesi üzerine bu defa maaşının Türk Lirası'na çevrilmesini, kurun da doların en yüksek olduğu noktadan olmasını talep etmiş.
Ayrıca çalıştığı süre boyunca Hürriyet gazetesinden 1 milyon 500 bin dolara yakın prim almış Çölaşan.
Vay, vay, vay..
Emin Abi helal olsun, sen işini biliyorsun.
"Kovulduk Ey Halkım" da bunları da yazsaydın da Ertuğrul Özkök'ten duymasaydık.
Yıkıldım ey halkım unutma bunları.