Efendimiz Aleyhisselam buyurmuş ki "Bana dünyanızdan üç şey sevdirildi: Güzel koku, helal kadın ve gözümün nuru namaz."

İfade bu kadar yalın...

Üzerine saatlerce konuşabilir, günlerce düşünebilirsiniz.

Fakat kapalı, şifreli, dolambaçlı bir anlatım değil bu.

Ne kast edilmiş ise açıkça söylenmiş.

* * *

"Ben dünyadan üç şey sevdim" şeklinde olmayışına dikkat etmek gerekir.

Sevdirilme, ihtiyari sayılabilecek olan 'sevmek'ten daha üst konumda.

Sevdirilme, iradenin fevkinde.

'Dünyadan' yerine 'dünyanızdan' kelimesiyle ifade edilmesi de önemli bir nokta.

Ve bu sebeple, başka noktalara işaret edildiğini sezmek mümkün...

* * *

İki cihan serverinin ümmeti olarak, bizim payımıza düşen nedir?

Elbette anlamaya çalışmak ve takipçisi olmak.

Sevdirilen üç şey arasında ilk önce sayılan "güzel koku" için uzun boylu tarife gerek yok.

Dünyanın her yerinde, kötü kokular ile güzel kokular daha ilk saniyede ayırt edilebilir.

Irk, cins, kültür, din, dil, bölge, mezhep, gelenek görenek farkı neticeyi değiştirmez.

* * *

Güzel koku her yerde güzel kokudur.

Çirkin koku her yerde çirkin kokudur.

Leş kötü kokar, lağım kötü kokar, kirlenmiş çorap ahanda keza.

Bakınız, bugün Cuma.

Büyük küçük bütün camiler dolacak.

* * *

Hür ve sağlıklı bir Müslüman için bugün yapılması gereken, cami yoluna düşmeden önce güzelce yıkanmak, tepeden tırnağa temiz pak giyinmek ve öylece yola çıkmaktır.

Fakat...

Buradan sonrasını fazla detaylı anlatmak istemiyorum.

Siz temiz giyinip gideceksiniz, biz temiz giyinip gideceğiz de her cami içinde mutlaka çıkan bir iki kişi, kılığına kıyafetine dikkat etmeden, yıkanıp temizlenmeden, kötü kokan çoraplarla gelecek.

* * *

Yakasından tutup silkelemek lâzım onları!

Yahu kardeşim!

Alt tarafı iki tane çorap bu...

Yenisini almaya paran yetmiyor olabilir.

Peki, beş dakikanı ayırıp yıkamayı da mı beceremiyorsun?

Bu ne rüsva manzaradır!

* * *

Hadi kendine saygın yok diyelim...

Sağında solunda, önünde arkanda namaz kılan insanlara da mı saygın yok?

Camiye gidip namaz kılmanın, yüce Mevlâ'nın huzuruna çıkmak demek olduğunu da mı bilmezsin?

İnsanların burnunu sızlatmaya, nereden ve nasıl hak buluyorsun kendinde?

Sen, bir Müslümanın en başta gelen vazifesinin temizlik olduğunu duymadın mı bugüne kadar?

Bre pasaklı densiz!

* * *

Her camide karşımıza çıkan bu birkaç kendini bilmez için bir "çorap vakfı" kurulsa yeridir.

Bir gün çok param olursa o işi üstleneceğim.

Her vakit içeri girenlerden ihtiyacı olanlar, kutudan temiz çorabını alıp giyecek, eskisini çöpe atacak.

Nasıl fikir?

Yıkanmadan gelenler için de bir "kova vakfı" düşünülebilir.

Onların görevi de, caminin dış kapısından girerken kötü koktuğu tespit edilenlerin başından aşağı bir kova su dökmek olsun.