Sayın Mehmet Ağar'la ilk tanışmamız
Doğrusu bu tanışmamızın nasıl olduğunu hatırlamıyorum. İlk defa İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı olduğu zaman görüşmüştük. Sayın Ağar Elaziz'liydi. Tek bu vasfı bile onu sevmemiz için yeterliydi. çünkü ben Elazizlileri kendi öz hemşerilerim olan Malatyalılar kadar severdim. Her yerin iyisi de kötüsü de vardır. Ama ben Elaziz'de kötü insana rastlamadım. İlk gençliğimin çılgın yılları Elaziz'de geçti. Tabir caizse, ben mana âlemlerinin harikulade güzelliklerini ilk defa Elaziz'de tattım. Malatyamız da Battal Gazi ocağıdır ama... Malatyalılar biraz daha sert mizaçlılardır. Tesbih çekmek kadar, tetik çekmesini de bilirler. Kavgacı ve savaşçı insanlardır. Bu özelliğimiz tâ dedelerimizden gelmektedir.
Malatya Abbasiler zamanında Battal Gazi, Abdül Vahhabı Gazi, Ahmet Duran Gazi ve Emir ömer gibi büyük İslâm mücahitleri tarafından kurulmuştur. Malatyamız her bakımdan zıtlar memleketidir. Orada iyinin en iyisine, kötünün en kötüsüne rastlamak mümkündür. Halbuki azizler diyarı nazlı Elaziz öyle değildir. Orada iyilerin oranı yüzde yüzlere yakındır. Elbette ki her memleketin iyisi de kötüsü de vardır. Ama ben (daha önce de söylediğim gibi) Elaziz'de kötü insana rastlamadım.
Kısaca söylemek gerekirse, Malatya beni savaşçı yetiştirdi. Elaziz ise mana denizlerine gark etti. (Kendim adam olamadım; o başka) Orada hayran olduğum nice büyüklerden biri, Hulusi Yahyagil Efendi Hazretleriydi. Bediüzzaman Hazretleri'nin en yakındanlarından Albay Hulusi Efendi... O dergâhta gördüklerimi hatıralarımda yazacağım inşallah... Beni benden alan bir tek halini anlatmaya kalkışsam, böylesi 100 yazıya sığdıramam. (Allah c.c. onların himmet ve şefaatlerini biz günahkârlara nasip buyursun.) Neyse asıl konumuza dönelim: Sayın Ağar'la polisliği, valiliği, Emniyet Genel Müdürlüğü, Adalet ve İçişleri Bakanlıkları dönemlerinde bazı vesilelerle görüşmelerimiz olmuştur. Bizi daima sevgi dolu bir hemşeri olarak, çok sıcak bir alaka ile karşılamıştır. Tabir caiz ise bir dediğimizi iki etmemiştir. Aramıza hiçbir zaman makam ve mevki uzaklıkları girmemiştir. Makul ve yasal taleplerimiz anında yerine getirilmiştir. Bu iyilik unutulur mu?
Bir gün duydum ki sayın Ağar, siyasete atılmış. Ve Elaziz'den bağımsız milletvekili adayı olmuş. Şimdi bana deseler ki Dr. Ahmet Teyfik Ozan, Av. İrfan Sönmez, Hanifi Batı, Raif çiçek, Sadi Baba gibi dünya iyisi insanlar, milletvekilliğine bağımsız adaylıklarını koymuşlar. Onların yardımına koşmaz mıyım? Sayın Mehmet Ağar için öyle yapmadım amma... Gazetemizde 2 yazı yazdım: "Mehmet Ağar tertemiz bir Anadolu çocuğudur. Dürüsttür, namusludur, akıllıdır, tecrübelidir, becerikli ve yiğittir. Sapına kadar da Atatürkçüdür. Bayram namazlarını kaçırmaz. Cumalara gider. Ramazan orucunu tutar; teravih kılmaz. Vatanını, milletini, dinini, devletini her şeyin üstünde tutar" dedim.
Sayın Ağar bu yazıları 200 bin adet çoğaltmış ve bütün Elaziz'e dağıtmış. Birinci defa bağımsız seçilmesine, karınca kararınca bu kadar yardımımız olmuştu. İkinci kez bazı dostlar umduklarını bulamamış olacaklar ki, sayın Ağar'dan yüz çevirmişlerdi. Sayın Ağar'a hiç söylemeden seçimler arefesinde, 2 defa uçakla Elaziz'e gittim. Yüz çeviren dostlarla tekrar tekrar konuşarak onları ikna ettim. Sayın Ağar bu basit hizmetimi biliyor mu, bilmiyor mu? Ondan haberim yok ama... Cemaatler halinde toplayıp kendileriyle saatlerce konuşarak ikna ettiğim dostlar çok şükür halen hayattalar. Bunu ilk defa söylüyorum.
Ben sayın Ağar'a değil, vatanıma, milletime, sevgili Elazizime hizmet ettiğime inanıyordum. Kısacası Elazizlilere minnet ve teşekkür borcumu eda ediyordum. İşte bu duygular içinde olduğum için, en kritik bir zamanda, Ağar'ın darbeci zorbalar paralelinde hareket etmesini bir türlü hazmedemedim ve hakkımı helâl etmeyeceğimi söyledim. Hz. Peygamber (s.a.s.): "Sevenin sevdiği üzerinde hakkı vardır" buyuruyorlar. üç gündür yazıyoruz. En ufak bir yanlışımız varsa, sayın Ağar düzeltsin. Kendilerine teşekkür ederiz. Dost acı söyler ama, hiçbir zaman da sevdiğini yarı yolda bırakmaz. Hele ben ölünceye kadar bırakamam.
Sevgi, saygı, selam ve dualarımızla...