Yine düğün katliamı
Siyonist işgal güçlerinin Filistin’de ateşkesi bozduğu ve hem Han Yunus’a hem de Gazze’nin el-Vusta bölgesine eş zamanlı saldırı düzenleyerek altı mücahidi şehit ettiği, dört mücahidi yaraladığı gece Afganistan’daki Amerikan işgal güçleri de yine bir düğün topluluğunu hedef alarak vahşi bir katliam gerçekleştirdiler. Verilen haberlere göre saldırıda öldürülenlerin 23’ü çocuk, 10’u ise kadındı. Öldürülenler içinde ergenlik çağına ermiş erkeklerden sadece dört kişi vardı.
Bu, Amerikan işgal güçlerinin Afganistan’da gerçekleştirdiği ilk düğün saldırısı değil. Daha önce de birkaç kez aynı türden ve toplu katliama yol açan saldırılar gerçekleştirildi. Bu türden “yanlışlıkla” gerçekleştirilen hava saldırılarında özellikle düğün kalabalıklarının hedef alındığını biliyoruz. Ne hikmetse yanlışlık hep Afganistanlı bir kalabalığın toplu halde bulunduğu bir töreni hedef alıyor. İşgalci askerlerin veya işgal güçleri hesabına faaliyet yürüten kişilerin bir arada bulunduğu bir kalabalığı hedef almıyor.
Artık bu yanlışlığın içinde apaçık bir kasıt olduğu gerçeğini gizlemek mümkün değildir. Bu kastı ve insanlık dışı vahşeti görmezden gelerek saldırganların “yanlışlık” mazeretine sığınmalarını inandırıcı bulmak için iyice saf olmak gerekir.
Bizim tahminimize göre Amerikan işgal güçlerinin hava saldırılarında özellikle bu tür tören topluluklarını hedef almalarının amacı vatanları işgal edilen ve bu yüzden de özgürlük mücadelesi veren halka mümkün olduğunca ağır darbe vurma fırsatlarını değerlendirmektir. Hatırlanacağı üzere Amerikan işgal güçlerinden bir pilot bomba attığı zaman kendini gol atmış futbolcu gibi hissettiğini söylemişti. Bir kişiyi katledecek bomba attığında bir gol sevinci yaşıyorsa, 37 kişiyi katlettiği zaman da kendini 37 gol atmış gibi hissedecek ve belki sevinci otuz yediye katlanacaktır. Katlettiklerinin yarıdan çoğunun çocuk, kalanlarının da büyük bir kısmının kadın olması, aralarında hiçbir silahlı direnişçi bulunmaması onun için önemli değildir. Önemli olan vatanının işgal edilmesine razı olmayan halkta derin yara açmaktır.
İşgalcilerin böyle toplu katliamlar yapmalarının amaçlarından biri de cephede mücahitler karşısındaki kayıplarının intikamını bu yolla almak ve aynı zamanda karşı tarafı bu yolla yıpratmaya çalışmaktır. Çünkü Afganistan dağlarında işgale karşı direnenler o vatanın evlatlarıdır. Cephe gerisinde kalanlar vatanlarının işgal altında kalmasına, işbirlikçilerin vatanlarını peşkeş çekmelerine razı olacak değiller. Onlar da bu mücadeleye en azından kalben sahip çıkıyor, yeri geldiğinde de destek veriyorlar. İkinci olarak cephe gerisinde kalanlar işgale karşı direnenlerle ilgisiz, irtibatsız ayrı bir topluluk değil. Onların eşleri, çocukları, anneleri, babaları, yakın akrabaları veya en azından aynı değerleri paylaştıkları insanları. Dolayısıyla onlara vurulacak darbe, cephedeki mücahitleri de yaralayacak ve üzecektir.
Afganistan’daki işgal güçleri bundan önceki dönemlerde de cephede sıkıştıkları ve zorlanmaya başladıkları zaman hemen bir düğün törenini veya herhangi bir kalabalığı hedef alarak insanları topluca katlediyor; böylece direnişçileri yıpratmaya çalışıyorlardı. Aynı taktiği Filistin’deki Siyonist işgal güçleri, üstelik çok daha yoğun bir şekilde uyguluyorlar.
İşgalci Siyonistler gibi Afganistan’daki Amerikan işgal güçlerinin de tam ABD seçimlerinin sonuçlarının belli olacağı geceyi tercih etmeleri bir tesadüf değildir. Çünkü tüm dünyada kamuoyunun dikkatlerinin söz konusu seçimlere kilitlendiği bir gecede yapılacak saldırı, bir düğün töreni hedef alınmış olsa ve 23 çocuk 10 kadın katledilse de gölgede kalacaktı. Bu durum işgalci Siyonistlerle ABD arasındaki işbirliğinin saldırıların koordinasyonu ve taktik paylaşımına varıncaya kadar çok geniş alanı kapsadığını göstermesi açısından dikkat çekicidir.
Bizden notlar:
* İşgal güçlerinin gerçekleştirdiği saldırılar ve devamındaki olaylar hakkında İslâmî camiaya ait bazı haber kaynaklarında bile, olayları işgal devletinin penceresinden yansıtan haber ajanslarının dağıttığı metinlerin kullanıldığını gördük. Bu konuda dikkatli olunmasını öneriyoruz. Bizim söz konusu metinlerle ilgili değerlendirmemiz web sitemizde mevcuttur. Okunmasını ve istifade edilmesini tavsiye ediyoruz.
* CHP’li kadınların dün gazetemize gerçekleştirdiği saldırı hakkında Özgür-Der’in açıklaması gerçekten dört dörtlük ve söylenmesi gerekeni açık dille söyleyen bir açıklamaydı. Başkan Sayın Hülya Şekerci’yi ve Özgür-Der’i bu vesileyle tebrik ediyor, şükranlarımı arz ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.