Serdar Demirel

Serdar Demirel

“Avukat değil, marangoz ol!”, Obama ve başörtüsü

“Avukat değil, marangoz ol!”, Obama ve başörtüsü

Amerikalı efsanevî siyah Müslüman lider El Hac Mâlik El Şahbaz namı diğer Malcolm X (19 Mayıs 1925 – 21 Şubat 1965), Alex Haley'e anlattığı hayat hikayesinde kendisini etkileyen ve "Bütün beyazlar şeytandır!" söylemine götüren dramatik olaylar silsilesini nakleder. Bu anekdotlardan birisi özellikle dikkatimi çekmişti.
Bir gün İngilizce hocası küçük Malcolm'a; “Artık büyüyorsun, ne olmak istersin?” diye sormuş. Bunu daha önce hiç düşünmemiş Malcolm birden, “Avukat olmak istiyorum” deyince İngilizce öğretmeni önce afallamış, sonra da Malcolm’a: “Biraz gerçekçi olmalısın, sen bir zencisin. Bunun için doğru düşünmen lazım. Niçin bir marangoz olmayı düşünmüyorsun?" diye gerçekcilik adına faşizan nasihatını yapmış.
Rahmetle andığımız El Hac Mâlik El Şahbaz, beyaz faşizmin ürettiği siyah faşizmden daha sonra yakasını kurtaracak, İslâm’ın tüm ırkçı söylem ve pratikleri reddettiğini öğrenerek, bu rabbanî öğretilere teslim olacaktı. Siyah derili insanın çilesini de, o gür ve cesur sesiyle küresel kılmasını bilecekti. Bu hayatına mal olsa bile.
Lokantalarda "Köpekler ve zenciler giremez!" tabelalarının asılı olduğu, otobüslerde zencilerin beyazlara yer vermeye mecbur tutulduğu, Ku Klux Klan kafatasçılarının siyahlara terör estirdiği bir tarihsel tecrübeye sahip Amerika.
Kızılderilileri yok ederek topraklarına sahip oldular, Afrika’dan zorla köleleştirerek getirdikleri Kunta Kinteleri de en zor işlerde çalıştırarak “Vahşi Batı” dedikleri coğrafyayı imar ettiler. “Kölelik”i kaldırmak bile Güney ve Kuzey eyaletlerini kanlı iç savaşa sürüklemişti.
Siyah derili insanın sözde, “özgürlükler ülkesi”nde devlet, toplum ve birey tarafından öteki kılınması, her türlü aşağılayıcı muameleye tabi tutulması, Obama'nın başkan seçilmesini bu meyanda önemli kılmaktadır elbette. Bizim medeniyet tecrübemiz için olmasa da ırkçı bir medeniyet için önemli.
Olayın ehemmiyetini anlayabilmek için bu tarihî arkaplanı zihinlerden uzak tutmamak icap eder. Denebilir ki, Obama'nın seçilmesinin sembolik anlamı, bir başörtülünün Türkiye'de başbakanlığa seçilmesinden daha fazla bir şeydir. Zira mütedeyyin insanlar bu ülkenin gerçek sahibidirler, maruz kaldıkları ayrımcılık ise bir azınlığa ait uygulamadır.
Zaten, Amerikan kurucu iradeyi ifade eden “WASP”a (Beyaz, Anglo-Sakson, Protestan) gönderme yapan “Beyaz Türkler” ile mazlum siyahlara atıfda bulunan “Türkiye’nin zencileri” kavramları, haksızlığı çarpıcı bir şekilde ortaya koymak için kullanılmıştır. Hukuksal anlamda siyahın beyaza ve kölenin efendiye karşı hak mücadelesi olmasa da Türkiye’de, en temel insanî hakların gasbı sözkonusu olduğundan, iki ülkede örtüşen ayrımcı uygulamalara binâen bu vurgu yapılmış ve birçok faşizan uygulamayı fâş etmiştir.
Siyah beyaz karışımı melez Obama’nın Amerika’ya başkan seçilmesi hâdisesi, “Demokrasinin büyük başarısı”, “Büyük bir devrim” olarak dünya medyasınca ele alındı. Bu da Afro-Amerikalılara karşı ırkçı politikaların dünyaca kabûlü anlamına gelir. Yoksa bu olay niye bu kadar büyütülsün ki?!
Ne garip değil mi, terörü, ırkçılığı ve ötekine karşı nefreti beslemekle itham ettikleri İslâm tâ 14. asır önce, bir siyah derilinin başkanlığı noktasında son sözünü söylemiş, noktayı koymuştur. Meselâ şu hadisin koyduğu ufuk çıtasına bakın:
İmam Buharî'nin Hz. Enes'ten kaydettiği bir rivayette, Efendimiz: "Üzerinize, başı, kuru üzüm danesi gibi siyah Habeşli bir köle bile tayin edilse dinleyin ve itaat edin." demiştir. (Sahih Buhari; 6/2612, hn: 6723)
Bizim medeniyet tecrübemize şaşı bakan birilerinin çıkıp da, “Bir Kürt’ü cumhurbaşkanı seçmek için oy verir misiniz?” gibi suret-i haktan gözükerek soru sormaya çalışması, inanın, başörtülülere karşı uygulanan ayrımcı politikalardan hesap sorulmasın diye, gardını alma çabasıdır. Öyle olmasaydı, gerçeği çarpıtarak Obama üzerinden başörtüsü yasağının devam etmesinde hâlâ uç asker rolünü üstlenmezdi.
Neyse.
Amerika güdümündeki medya kurumları, bu olayı, gereğinden fazla niye büyütüyor?
Obama’nın seçilmesi dünle hesaplaşma anlamına gelmiyor. Gerçek şu ki, yapılanlar; Bush ve neocon ekibinin kanlı işgal çıkarmalarını, işkenceleri, milyonun üzerinde insanı katletmeyi örtmeye, yerlerde sürünen Amerikan imajını tekrar düzeltmeye onun siyah derisini kaldıraç kılma gayretidir. Çünkü, Amerika; Bush sonrası dünya dengelerinde yeni pozisyon belirlemek için parlak bir imaja muhtaç.
Amerikan tarih tecrübesinden meseleye yaklaşınca, babası Müslüman Kenyalı Obama’nın başkan seçilmesi önemli. Ancak siyahîliği derisinden mücerred bir politikacının başkan seçilmesi bir “devrim” değildir. “Amerika’da hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak” türden realiteden uzak irrasyonel değerlendirmelere kanmamak gerek. Zira Obama “WASP”a rağmen seçilmedi

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Demirel Arşivi