Adâlet, cihanşumûl bir 'değer'dir; herkese lâzım olur..
Pazarları, okuyucu yazışmalarından derlemelere ayırdığım bir ‘Hasbihal’e daha, selâmla..
*Cuma özüsan Bursa’dan yazıyor: ‘10 Ocak tarihli yazınız için tebrikler.. ‘İslâm insanı’ olmanın alâmet-i farikası, elbette mağdur ve mazlûm olanın yanında yer almaktır. Hattâ, bizim dinimizden olmayanlar için bile.. Adâlet, evrensel bir değerdir.’
-Murad Han Mardin’den yazıyor: ‘Ahmet Türk’e hitaben yazdığınız 10 Ocak tarihli yazının altına imzamı atarım.. Ama, o bölgede, insanlara necâset yedirildiği, mahkeme kararlarıyla bile kesinleşmiştir. O tepkilerin o bölgede yoğunlaşması da anlaşılmalıdır. Yoksa, bu gibi zulüm ve alçaklıklar, her kime yapılırsa yapılsın; lanetlenmeli, karşı çıkılmalıdır..’
-Tal’at Uyanık (Haksoz.net’ten) yazıyor: ‘ülkeye, 1920’lerde, neden Anadolu gibi coğrafî bir ad değil de bugünkü resmî ad verildi? Bu ülkeyi sadece türk kardeşlerimiz değil, kürd, çerkez, laz, arnavut vs. müslüman kavimler birlikte kurtardığına göre, ülkenin sadece tek bir kavmin adıyla anılması düzeltilmeli; kavmiyetçiliği körükleyici tüm unsurlar ortadan kaldırılmalıdır. Eşitlik ve adâletten korkmamalıyız. ülkenin birliği, ancak ortak bir inançla, İslâm’la sağlanır.’
-M. A. Toprak Adıyaman’dan yazıyor: ‘Ahmed Türk’e hitaben yazdığınız yazının etki edeceğini pek sanmıyorum. Onu yakînen tanırım. çabanıza yazık..’
-İsrafil Sayar Diyarbakır’dan yazıyor: ‘Bizim doğrularımızı yazıyorsunuz, devam ediniz..’
-Abdulfettah İsmail yazıyor: ‘10 Ocak günlü yazıda, askerlerin yürütülmesine değinmişsiniz.. Tarsus/ Yenice’de bir âdi cinayet sonrası başlayan kargaşa, fitne odaklarınca ‘etnik’ bir mes’eleye dönüştürülmek istendi.. Askerler, ‘Ne mutlu türk’üm diyene!’ vs. diye gösteri yaptı. Yanlışı kavramayanlar alkışladı. Kimse, ‘Bu yapılan, ateşe körükle gitmektir..’ diyemedi.. Bu yaklaşımlar, birilerini (hiç haketmedikleri halde) kürd kardeşlerimizin temsilcisi durumuna getirmez mi? Allah’u Tealâ, müslümanları fitnelerden ve fitnelere âlet olmaktan korusun..’
-Beyazgül, El- Aziz’den yazıyor: ‘7 Ocak yazınızda, DYP Kongresi ve Ağar’ın yakınmalarına değinmişsiniz.. ‘Susurluk Skandalı’ndan sonra, Elazığ’da öyle bir ‘Ağar fırtınası’ estirilmişti ki.. Aman Allahım, ne efsaneler! Onun aleyhine konuşmak, yaşadığımız şehre ihanet gibi algılanıyordu. O, bir Emniyetçi’ydi, ama yığınla kanun kaçakları (!)onu seçtirtmeye çalışıyor ve cemaatlere, ‘28 Şubat’ın ezip geçtiği dergahlara gidiyor, şeyhlerin elini öpüyorlardı. Ve, bağımsız girdiği seçimde, 3 m.vekili çıkaracak oy aldı. ‘Bir halk nasıl aldatılır’a örnek bir sosyolojik çalışma olur, Elazığ seçimleri.. Ve Ağar, 2007’nin 27 Nisanı’ndaki ‘e-muhtıra’dan sonra, ‘Abdullah Gül’ü seçtirtmemek için Meclis’e girmediğinde’, evet, o gün bitmişti..’
-K. Orman yazıyor: ‘Laik bir dünya görüşü, İslâm’ın terimlerini kullanabilir mi?’ başlıklı, 23 Aralık tarihli yazınıza katılıyorum, ama, bu ülkenin yönetimi, bu anlayışa karşı.. Herkes sizin de dediğiniz gibi, kendi kayıplarını şehîd ilan ediyor.. İslâm’ı istismar edenler her tarafta..’
-Yaşar Yılmazer Balıkesir’den yazıyor: ‘7 Ocak yazınızda, Prof. İlter Turan’ın eserinden aktardığınız, ‘şehidlik’ ve ‘devlete hizmetin Allah katında hizmet gibi gösterilmesi’ ve Diyanet’le ilgili’ yorumlar beni düşündürdü.. Daha önce bu konulara böyle bakmamıştım..’
-Ali Er yazıyor: ‘23 Aralık yazınızda, Celaleddin Rûmî diyorsun, ben ‘Bizanslı’ diyeceğim.. Prof. Mikail Bayram’ın o konudaki araştırmalarını okudun mu? Ama, susturuldu, âdetâ..’
* ‘Rûmî’ terimi, Bizans’a veya rûm’a aid demek değildir. ‘Rûm diyarı’ nitelemesi, Roma İmparatorluğu’nun ihtişamına duyulan saygı ve korkuyla karışık olarak geliştirilmiştir. Erzurum’un da ‘Arz-ı Rûm’ dan geldiği söylenir.. Rûm sûresindeki ‘rûm’lar da bugün ‘rum’ dediklerimiz değildir. Prof. Bayram’ın çalışmalarını biliyorum; tartışılabilir, elbette...
- (… … ) yazıyor: ‘Sorumu keşke yayınlamasaydınız. çevremde güç duruma düştüm.’
*önceki yazınızdaki bir anlayışın noksanlığına değinmiştim. Siz ısrar ettiniz.. Ona da açıklık getirmeye çalıştım.. Sorunuz şahsî değildi, başkalarını da ilgilendiriyordu.. Başkalarının da yanıltılmaması için, sorunuza cevab verilmesinden, niye güç duruma düşesiniz ki..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.