2009 seferberlik yılımız
Bazılarına göre ekonomik kriz, bizde de ağır seyretmekte. Demek istedikleri aslında bir temenni, “neden yurdumuzda da ağır seyretmiyor?” diye dertlenmekteler. O, ağır gidecek ki hükümet de gitsin. Rezil bir bencillik örneği. Onları kendi halleriyle baş başa bırakıp bu tarafa dönelim. Bu tarafa baktığımızda Başbakan iyimserlik mesajları veriyor. Sarsıntıyı en az zayiatla atlatacağız mealinde konuşmakta. İyi de ediyor. Güven unsuru çok mühim...
Ama ister karamsar, isterse ihtiyatlı bakılsın sonuçta Türkiye’de de kriz var. Krizin şiddeti, sektörüne, bölgesine, şirketine göre değişmekte. Buna rağmen hani bir kısım laikçi şaşkınların Tayyip Erdoğan dedi diye Müslümanlıklarını da unutarak alay ettikleri bir kelime var ya o mübarek kelimeyle ifade edelim ki hamdolsun diğer ülkeler gibi değiliz. Her şey sütliman mı? Hayır. Aylardır maaş ödeyemeyen yığınla şirket var. Kapanan şirketler var, işçi çıkartan şirketler var. İş dünyasında her yarın bir meçhul.
Öyleyse daha kötüye gitmemek ve mevcut halden kurtulmak için ne yapmalı?
Görünen o ki bu mücadele 2009’un tamamını alacak gibi. Mart ayındaki seçim de cabası. Seçimlerin olması, yerine oturması vs. senenin yarısını alacaktır. Sonra yaz gelecek...
Çare, tasarruf, yolsuzlukla mücadele ve çok çalışmaktır. Çok üretmek, çok satmak olmazsa olmazlarımız... Her şeyin başı bu 3 unsura bağlı.
Şahıs, aile, şirket, kamu, devlet herkes iğneden ipliğe her şeyde azami tasarrufa gitmek zorunda. Bu bir mecburiyet. İşten değil dişten artar, sözü her devir içindir. Son çeyrek asırda bu cemiyet hiç olmadığı kadar müsrifleşti. Sonradan görmüşlük tavan yapmış vaziyette. Borç alıp savurganlık yapılıyor. Ayaklar yorgana göre uzatılmıyor. Ceplerdeki kartın asıl adı Borç Kartı. Türkçe’de eskiden “köşe dönmek” diye bir tabir yoktu. O aşağılık tabir, son çeyrek asırda dilimizi kirletir oldu. Yolsuzluk, iddiaları her tarafı kaplamış gidiyor. Köşe dönmenin sebebi yolsuzluktur.
Eskiden kemer sıkma deniyordu. Sadece kemer değil, daha ne sıkılacak, kısılacak, daralacaksa yapılmalı. Tatiller iş gününü yakalayacak neredeyse. Lüks, israf almış başını gitmiş. Bir tarafta kasaptan 3 liraya ödünç kıyma alan fakirler, bir tarafta 5 yıldızlı otellerde para saçılan sorumsuz düğünler.
2009 seferberlik yılımızdır.
“Seferberlik” diyoruz ama eminiz ki şimdi, kelime çok kimseye Çince gibi geliyordur. Tek değer para olursa böyle olur işte.
Bunlar doğru.
Fakat başka doğrular da var:
Ahları çok olan zamanları arkada bıraktık.
Birileri zulmetti.
Dünya seyretti.
Ekonomik kriz dünyaya bir ilahi ceza gibi geldi.
Kurunun yanında yaş da yanıyor.
Çünkü seyretti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.