Canan Arıtman diasporaya mı çalışıyor?
Sanırım birileri Hrant Dink'in ölümünün Türkiye'ye kesilen faturasını yeterli bulmadı ne dersiniz?
Yani demem o ki, büyük bir organizasyonun parçası olan Hrant Dink cinayeti ve sonrasında yaşananlar, birilerinin kimlik bunalımına girerek 'hepimiz ermeniyiz' diye etrafa saldırması, ortalıkta suçlayacak milliyetçi ya da muhafazakâr araması, Müslümanları Ermeni katili gibi yansıtması, devamındaki misyoner cinayetini de bahane göstererek dünyaya mesajlar göndermesi, baskı görüyoruz yaygaraları kopartması...
Çoğaltmak öyle kolay ki.
Şimdi cevabı açık olan soru ne; Fatura kime kesildi?
Faturayı kesenler cinayeti işleyenlerin ta kendisiydi desek bunun aksini ispatlayacak bir tane delikanlı bulamazsınız. Ermeni diasporasının işine gelen ve içerideki işbirlikçilerinin elini güçlendirecek böyle bir cinayetin ardından nasıl bir atmosfer beklenirdi ki…
Önce milliyetçi muhafazakâr çizgideki bazı siyasi akımlar karalanacak, olayın faillerinin bu siyasi simalarla olan bağlantıları ortaya atılacak, bu kesim eldeki bazı fotoğraflar ya da görsel malzemeler kullanılarak hedef tahtasına oturtulacak.
Aslında oyunu anlamak hiç de kolay değil. Herkesin bildiği bu siyasi akım ve siyasi kişilik, Türkiye'nin küçük bir minyatürü olma özelliğini taşıyor. Yani bir yanı Müslüman, bir yanı milliyetçi, muhafazakâr, vatansever... Buradan vurduğunuzda kimse kişiye bakmayacak. Fotoğraftaki ayrıntı kimsenin ilgi alanına girmeyecek. Aslında fotoğraf bütünü temsil edecek.
Burada cani bir siyasi akım ya da bir kişiden bahsetmiyoruz, koskoca bir ülke, Müslüman bir ülke sözkonusu olan...
Tuttu mu peki, 'çamur at izi kalsın' boşuna mı söylenmiş... Çamur atıldığı gibi izi bıraktı.
Köprünün altından sular aktı, Türkiye öyle bir dönüm noktasına getirildi ki...
Asrın davası ile uğraşıyor memleket. Türkiye'nin en hassas dönemlerinde birilerinin fatura kesme becerisini artık iyi biliyoruz.
Muhtemelen tam da siyasi çalkantılar, ekonomik baskılar, seçim öncesi düellolar, artan terör olayları, eylemler, sokakları savaş alanına çeviren hainlerin gürültüsü... Tam da böyle bir hengâmede eli zayıf bir ülkeyi mahkûm etmek isteyen uyanıklar iş başında.
Ne kadar tanıdık değil mi? Bu manzarayı öyle çok yaşadık ki... Hatırlarsanız Başbakan Erdoğan'ın Amerika ziyaretlerinin birinde Türkiye'nin önde gelen isimleri-Başta malum Cumhurbaşkanı Sezer, kuvvet komutanları, Genelkurmay Başkanı vesaire... Başbakan'ın ABD ziyareti sırasında Türkiye'nin en talihsiz açıklamalarıyla gündeme damga vurmuşlardı...
Bakın kim kime hizmet ediyormuş, kim kimin düşmanıymış. Eşi mason bir milletvekili çıkıp Cumhurbaşkanına sataşıyor. Aklı sıra cumhurbaşkanını karalayacak ve devletin başını zayıf ve taraflı gibi gösterecek.
Mesela bu sorulmalı, CHP'li Canan Arıtman, Ermeni diasporasına mı çalışıyor? Arıtman, siyasi kriz üreterek acaba Türkiye'ye mi hizmet ediyor yoksa diasporaya mı? Siyasi iktidarın ve onun ötesinde Cumhurbaşkanlığı makamının, Ermenistan'la ilişkileri normal bir seviyeye çekme çabalarını geçmişte hakaretlere varan ölçülerde eleştiren, Cumhurbaşkanı'na ağır ithamlarda bulunan ve kendi ülkesinin Cumhurbaşkanını-her türlü açıklamasına rağmen-dünya kamuoyunun önünde küçük düşürme gayreti gösteren CHP zihniyetinin şimdi yapmaya çalıştığı ülke menfaatine bir durum mu?
Bir tartın bakalım. Gerçekten böyle mi? Yeni düşmanlıklar yaratmıyor mu Arıtman'ın sözleri? Arıtman bu şekilde oluşturacağı kamuoyu aracılığıyla siyasi iradeyi ve Cumhurbaşkanlığı makamını Ermeni düşmanı gibi göstermeyecek mi? Oluşan kamuoyu imzacı satılmışların elini güçlendirmeyecek mi?
Arıtman, Cumhurbaşkanlığı makamının uzlaşma makamı olduğunu, bütün düşüncelere eşit mesafede bulunduğunu bilmeyecek kadar aptal bir siyasetçi olabilir mi? Hiç sanmıyorum. Bana kalırsa Arıtman, kendisine verilen talimatları harfiyen uyguluyor. Zira Türkiye'ye yetmeyen faturanın biraz daha kabartılması gerekiyor. Türk-Ermeni ilişkilerinde, Türkiye'nin başına bela olan PKK illetinde, Türkiye'nin diğer komşuları ile olan tüm ilişkilerinde parmağı eksik olmayan masonların yeni ve çok sinsi bir planı ile karşı karşıyayız. Sizce Canan Arıtman Masonlara çok mu uzak(!) Kimin eli kimin cebinde belli mi bakalım.
Yani ulusalcılık yaygaraları kopartarak milleti ayaklanmaya davet edenlerin, darbe planları yaparak kaos senaryosu çizenlerin gerçek yüzünü artık biliyor herkes.
Şimdi asıl mesele bu yeni oyunun kahramanlarının gerçek yüzünü görmek.
Tarih bunu da gösterecek lakin her gerçeği görmek için tarihi beklememek gerek.
O kadar da akıllanalım artık!