Yahudi ile savaş ve tarafını seçmek...

Yahudi ile savaş ve tarafını seçmek...

“Nice sayıca az taife vardır ki sayıca çok olan taifeye Allah'ın izniyle galip gelirler.” (Bakara Suresi: 249. ayet)

En başa bunu koyalım ki zalimler ve kâfirler, güçleri ne olursa olsun az sayıda gerçek inanan karşısında hiç bir şanslarının bulunmadığını bilsinler. Zira başarı(zafer) ümidini Allah'a bağlayanların olacaktır. Bununla ilgili gerek Kur'an'da gerekse hadislerde genişçe yer verildiğini görmek mümkün.

Bunu bilmek ve idrakinde olmak, bütün tedbirlerini zamanında aldıktan sonra Allah'a sığınmak ve sabretmek... İşte her şeyin tek formülü.

Gerçek anlamda bir Müslüman için zor olan bu değil. Bunu yapmak zaten kulluğun bir gereği. Zira Gazali'nin de öğrencisine nasihat ederken dediği gibi, 'ateşe ne kadar dayanacaksan o kadar günah işle' felsefesinin farkında olması gerektiğini bilir Müslüman.

Müslüman'ın bence en büyük sorunu taraf seçmek, ya da gerçek anlamda tarafını belirlemek. Bu büyük bir sıkıntı mıdır, üzerinde düşünmek lazım.

Bugün hem Türk siyasetine damgasını vurmuş isimler, hem de medyadaki önemli köşe taşları taraflarını belirleme konusunda boşluktalar.

Dünya küreselleşebilir ama ne hikmetse küreselleşen dünyada zulüm tek adrese yöneliyor; Müslümanlar.

Birisi çıkıp da başka bir adres göstersin. Bütün dünya, küreselleşme adına ortak paydalar etrafında toplanmaya çağrılırken tam da bu noktada dünya liderleri(bizimkiler de dahil) artık dünyanın kocaman bir köy olduğunu ve herkesin herkese muhtaç olduğunu, medeniyetlerin bir birleriyle iyi ilişkiler kurması gerektiğini, dinler (ki bize göre tek din İslam'dır) arasında diyalog kurulması gerektiğini, hoşgörü, kardeşlik ve barışın tesisi için bunun hayati olduğunu vurgularken...

İşte tam da iplerin koptuğu bu noktada yükselen demir yığınlarından düşen bombalar ve ölem masumlar. Onların tek bir özelliği var: onlar Müslüman.

Dünya ile hiç bir ortak yanları yok. Onlar suçlu gibi. Onlar dünyanın en ağır suçunu işlemiş gibi. Ve cezaları ise çok ağır. İsrail'le yanyana olmak. Aynı toprakları paylaşmak. Onların adı her şey olabilir. Hamas olabilir, Filistin Kurtuluş Örgütü olabilir. El Fetih olabilir... her şey olabilir. Onlar için küreselleşme, dünya ile entegre olma, dünyanın yaşadıklarını paylaşma, dünya nimetlerinden ve barışın hâkim olduğu topraklardaki zenginliklerden faydalanma öyle büyük bir ütopya ki...

Dünya şimdi bu sakızı çiğneyedursun, eline bir de küresel ekonomik kriz tutuşturuldu. Kimsenin kimseyi gördüğü de yok. Savaş ekonomisinden başka hiç bir varlığı bulunmayan, nüfusu yok denecek kadar az olmasına rağmen dünyanın en donanımlı ordusuna sahip ülkelerin başında gelen İsrail devleti düğmeye basıyor. Kimseden korkusu yok, çekingesi yok. Dünyanın yarısı onlara çalışıyor.

Bizdeki malum basın bile onların emrinde. Nasıl istiyorsa öyle yansıtıyorlar her şeyi. Öyle ya, Hamas'ın elinde Katyuşalar var. Dakika başı İsrail topraklarını dövüyor, dakika başı İsrail'den ölüm haberleri geliyor, Filistin askerleri İsrail'i kadınlana köpek saldırtıyor(!), Filistinli askerler İsrailli kadınlara kafa atıyor, İsrailli gençler yollarda durdurulup kafalarına kurşun sıkılıyor, bacaklarına plastik mermi sıkılıyor, her gün bir İsrailli tünellerde can veriyor... Öyle ya... İçimizdeki İsrail öyle demiyor mu? İçimizdeki İsrail'in manşetleri öyle demiyor mu?

Öyle diyor...

İşte burada, bütün dünyayı (Kur'an'ın deyimiyle Yahudileri ve Hıristiyanları) bir kenara bırakarak, onları kendi değerleriyle başbaşa bırakarak, adına gerçekten savaş deniyorsa savaşanlara bir bakalım ve tarafımızı seçelim...

Öyle korkarak değil, cesurca. Öyle birilerinden çekinerek yuvarlak cümleler kurarak değil, gerçek anlamda ve gerçek niyetlerle... Keskin ve kararlı cümlelerle...

Karga ile karınca misali yani... Hani orada olmayabiliriz, gidemeyebiliriz, gidersek yetişemeyebiliriz, gücümüz yetmeyebilir, imkânımız yoktur... Ama tarafımızı belli edelim. Zira Zaman'la yarışıyor insanlar. Saatler, hatta dakikalar ilerledikçe daha çok can düşüyor toprağa...

Talmud'a dünyadan intikam almak için yemin edenlerin canı değil, Kur'an'a inanan, Allah'a inanan, Kelime-i Şehadet getirmişlerin canı…

Şimdi tarafını seçemeyenlere seslenmek gerek. Siz ortada durmaya devam edin. Sizin hükmünüzü Allah verecektir elbet. Siz barış çağrılarını Müslümanların üzerine ölüm yağdıranları kurtarmak için yapın. Siz onları haklı göstermek için çabalayın. Siz, bütün dünya 'dur' diye haykırırken Yahudi'ye gerekçeler arayın... Manşetten Yahudi'ye Katyuşa Roketi hediye edecek kadar…

Biz bunun adına vahşet diyoruz, zulüm diyoruz, katliam diyoruz, soykırım diyoruz,

Müslüman kıyımı diyoruz, devlet terörü diyoruz ve en önemlisi haykırıyoruz: Kahrolsun İsrail!

İşte siz bunu diyemediğiniz için hükmünüzü Allah'a bırakıyoruz.

Siz İsrail'in, Müslümanların başına yağdırdığı bombalardan daha tehlikelisiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi