Ondan sonraki Yahudi taşkınlıkları fitneci kavmin desiseleridir. Bu desiseleri kendi sonlarını hazırlamaktadır.

İsrail'in Filistinlilere karşı uyguladığı yoketme ve sindirme girişimleri beyhude çırpınışlardır. Bu girişimlere karşı koymak için Filistinlilerin bir metod olarak ortaya koydukları intifada, zekice bir eylem olmuştur.

Filistinliler, üzerlerine tanklarla, mermilerle, havanlarla gelen İsrail'e karşı taşlarla cevap veriyorlar. Oysa taş, Yahudilerin "millî" silahıdır. Hz. Davud (a.s.), Yahudilere eziyet eden ve kimsenin karşısına çıkamadığı dev Golyad'ın karşısına çıkıp, onu attığı taşlarla yere sermiştir. Aradan geçen binlerce yıl sonra İntifada, Filistin'i işgal eden siyonist Yahudilerin Golyad'ın cephesinde, kendilerine soykırım uygulanan Müslüman Filistinlilerin ise Hz. Davud (a.s.)'ın cephesinde olduğunun temsilidir.

İntifada, Golyad'la Hz. Davud (a.s.)'ın adeta yeniden savaşımıdır. İntifada ile başlayan taş atmak eylemi, siyonist Yahudilere:

"- Siz golyad'ın askerlerisiniz" dediği için Yahudiler kudurmuşcasına hırslanmaktadırlar.

Filistin Davud, İsrail Golyad.

Filistin'de atılan taşları çok yakın bir zamanda çağımızın Golyad'ı İsrail'i yıkacaktır. Bunda zerre kadar şüphem de yoktur. Tekrar ediyorum, bu çok yakındır.

Yahudilerin İslâm'a ve Müslümanlara daima düşman olmalarının sebepleri var. Bu sebeplerden dolayı Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz'i baştan beri sevmezler.

Niye sevmezler? Çünkü:

1- Son peygamberinYahudilerden gelmesini bekliyorlardı. Allah-u Tealâ'nın Peygamber olarak Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz'i seçmesini kabullenemiyorlardı. Düşmanlığın birinci sebebi budur.

2- Hz.Muhammed (s.a.v.) Efendimiz'in Medine-i Münevvere'de davasını en iyi şekilde başarı ile yapmış olmasıdır.

3- Yahudilerin Medine-i Münevvere muhitinde akli reislik, ticari hakimiyet ve faizcilik yönlerinden saf dışı edecekleri veya bu daveti kabul edip İslâm potasında eriyecekleri endişesi var idi.

Yahudilere göre bu şıklardan en tatlısı bile acıydı. Zikredilen bu sebepler Yahudileri Bakara Suresi'nde zikredildikleri duruma getirdi.

Bir de Siyonizmin ve siyonistin ne olduğunu bilmek için Hz.Musa (a.s.) ile Firavun mücadelesine bakmak gerekmektedir. Milattan önce 12 yüzyıl geriye gitmek, Firavun'un sarayında büyüyen Hz. Musa (a.s.)'ı, Kızıldeniz'de büyüyen Hz.Musa (a.s.)'ı, Kızıldeniz'de boğulan Firavun'un ve Arz-ı Mev'ud'a kavmini getirirken vefat eden Musa (a.s.)'ı düşünmek gerekir.

Dünya Yahudiliğinin siyasi kolu siyonizmdir. İnsanlığın başına gelen bütün belalar siyonizmin başının altından çıkmıştır.

Siyonizm kelimesinin manası şudur:

Siyonizm, bugün Filistin'de Lübnan ve Lübnan karşısındaki "Sahyon-Siyon" dağına izafeten verilmiş bir isimdir.

Şimdi sion kelimesi üzerinde durmak lâzım: Sion/Siyon kelime olarak: Kale, kuvvetlilik, zabdedilmez yer ve tepe mânâlarına gelir. Sion/siyon, siyonizm bugün bu mânalarda kullanılmamaktadır. Sion/Siyon, Hz.Dâvud (a.s.)'ın şehri Kudüs'deki en büyük tepenin adıdır. Yahudi ve İsrail'in gücünü sembolize eder.

Müslümanlar nazarında Kudüs'ten siyon manası çıkmaz. Çünkü Kudüs üç mübarek şehirden biridir ve Müslümanların ilk kıblegahıdır.

Beni İsrail, yıllardır Mescid-i Aksa'yı yıkıp yerine Salamon Mabedi'ni inşa ederek burayı insanlığın Yahudiliğe tapan bir kıblesi yapmak istemektedir. Yahudiler bu gayeyi tahakkuk ettirmek yolundadır. Bu sapık fikir 5700 küsur yıldır Yahudiliğin idealidir.

Yahudiyi ve onun siyasi kolu olan siyonizmin hedefleri uydurma (tahrif edilmiş) Tevrat'tan derlenmiş hurafelerden ibarettir. Bu hurafeler için Siyonist İsrail kadın, çocuk ve ihtiyar ayırt etmeden acımasızca kudurmuş gibi insanları katletmektedir. İsrail belasının, akan kanlar ve ahlar altında boğulacağı günler yakındır. Bunca faciadan dolayı kardeşlerine karşı görevlerini yerine getirmeyen her mü'min de Allah'a bu ihmalkarlıklarının hesabını veremiyeceklerdir.