Genel affın kapsamı nasıl olmalıdır?

Genel affın kapsamı nasıl olmalıdır?

Bir kere orman yakanların af edilemeyeceği Anayasa’da yazılıdır. Bu yasak tarihimize de, geleneklerimize de uygundur. Fatih Sultan Mehmet’in “Yaş kesenin, başın keserim” dediği tarihi bir gerçektir. Teröristlerin dışardan destekli vatan hainleri olduğu bilinmektedir.
Abdullah öcalan ABD tarafından yakalanıp bize teslim edildiği zaman, asker-sivil, genç-yaşlı, kadın-erkek, Kürt-Türk 30 bin vatandaşımızın öldürülmüş olduğu yazıldı, çizildi. Bugün de söyleniyor. Gazetelerde okuyor, televizyonlarda izliyoruz. Gözümüzle de görüyoruz. Hiçbir zaman yok ki, mübarek Anadolu’muzun dört bir yanına, bayrağa sarılı tabutlar içinde şehit cenazeleri gelmiyor olsun. Bu gerçek facia karşısında, teröristlerin ve vatan hainlerinin af edilmeleri bir an dahi düşünülmemelidir.
O zaman geride kimler kalıyor? Zimmet, ihtilas, hırsızlık, sahtekârlık, yankesicilik, kapkaççılık, dolandırıcılık, gasp gibi âdî suçlular. Onlar da içerde 100 sene yatsalar, vatandaşlara verdikleri zarar telafi edilemez. öyleyse onlar da bazı şartlarla AFFA dahil edilmelidir. Mesela hırsızların çıkması, çaldıkları mal, emtia ve paraları iade şartına bağlanabilir. (Dikkat edilirse, biz bu sözümüzle hırsızları değil, mağdurları düşünüyoruz) Gasp, vurgun, soygun, zimmet, ihtilas gibi âdi suçlardan yatanlar da öyle... “Geri ver, illegal kazanımlarını, malları, eşya ve paraları, çık git... Cehenneme kadar yolun var” denir. Olur biter.
Dokunulmazlık zırhına bürünerek suç işleyenlerin de ilerde aftan yararlanma yolları şimdiden kapatılır. Onların geçmiş aflardan da, zamanaşımından da faydalanmaları bir şekilde önlenir. Aradan 50 yıl geçmiş olsa bile rafa kaldırılmış tozlu dosyalar indirilir. İka edilen zararların itfası kaydıyla onlar için de bir çözüm bulunabilir.
Burada en önemli mesele adam öldürmek suçundan mahkum edilenlerin af kapsamına alınıp alınmamasıdır. İslâmî açıdan bakılırsa, tıpkı kan davaları gibi, o mesele de kolayca çözülür. “Kısasta sizin için hayat vardır” mealindeki ayet-i kerimenin insanlık için ne büyük rahmet olduğunu daha önce yazmıştık. Adam öldürenlerin AF’tan yararlanmaları, mutlaka karşı mağdur tarafın rızasına bağlanmalıdır.
Mağdurlar çağrılır. “Bu adamın içerde yatması size hiçbir şey kazandırmaz. Acınızı da hafifletmez. Gelin, bilirkişilerin tespit ettiği tazminata (diyete) râzı olun” denir. Mahkûm tarafın diyeti ödeyecek gücü yoksa, ödemeyi onlar adına devlet yapar. Mahkûm tarafı da borçlandırır. çıktıktan sonra onlara iş verir. Cüz’i taksitlerle alacağını tahsil eder.
Denilecek ki: “Devlet parayı niçin versin; hem de o kadar parayı nereden bulsun?” Araştırma yapmadık ama, öyle sanıyoruz ki, içerdeki mahkûm sayısı 80 bin civarındadır. Bizim zamanımızda yapılan aflarda, mahkûm sayısı 90 bine varmıyordu. Sanıyorum ki şimdi de öyledir. Bunların da ancak % 5’i cinayetten yatmaktadır. Toplam sayıları 5 bini geçmez.
Vurguncu, soyguncu, hortumcu gibi büyük hırsızlardan birinin çaldığı paraları geri alabilsek, bu sorun kolayca çözülür. Böylece hem mağdur taraf, hem de mahkûm taraf rahatlamış olur. Düşmanlık da ortadan kalkar. Bu usulle aftan yararlanarak çıkanlardan devlet de faydalanabilir. Meselâ onları teşkilatlandırır. Büyük hırsızların peşine düşürür.
Büyük hırsızların çaldıkları, ya mal mülk olarak sadık köpeklerinin üzerine tapuludur. Ya da para, takı, mücevherat olarak metreslerinin veya kendi homo tokmakçılarının üzerindedir.
Eski mahkûmlar bunları kolayca tespit ve tahsil edebilirler. Denilecek ki: “Devlet eliyle çete kurulmasını mı istiyorsun?” Hayır! Bu organizasyon, legal ve yasal olarak yapılmalıdır. Terör için de böyle sivil bir teşkilat kurulabilir. Ciddî bir eğitimden sonra terörü yok etmede kullanılır. Tabiî ki böyle bir teşkilat, gönüllü mahkumlardan kurulursa çok da faydalı olur. Bu tamamen ayrı bir konudur. Başka bir yazımızda detaylara gireriz inşallah...
AF bir atıfettir. İstatistikler gösteriyor ki, aftan çıkanların en çok yüzde iki buçuğu tekrar suç işleyerek hapishaneye dönmüşlerdir. Bu, dünyada bir rekordur. Mahkûm kardeşlerime şimdiden Allah kurtarsın diyorum. Dualarını bekliyor ve kendilerine dua ediyorum... Allah (cc) vatanımız ve milletimiz için hayırlısını versin. Derin muhabbetlerimle.




Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi