Yasin Doğan

Yasin Doğan

Polis ve temizlik

Polis ve temizlik

Son dönemde polise çok yüklenildi. özellikle Hrant Dink cinayeti sonrasında polisin olayı küçümsediği, münferit ve siyasi boyutu olmayan bir olay olarak gördüğü, öncesinde ve sonrasında ihmal ve ilgisizlik içinde olduğu gibi eleştiriler yapıldı.

Bir kısım görevlilerin ihmali ve hatası her daim olabilir. Ancak Emniyet kurumunun çetelere karşı yürüttüğü operasyonlar takdire şayandır. özellikle 2007 yılında Türkiye'yi kaosa sürükleyip siyasi dengeleri bozmak isteyen provokatörlere karşı Emniyet Teşkilatı çok sağlam bir duruş sergilemiş, ciddi bir kararlılıkla Türk demokrasisinin ayakta kalmasını sağlamıştır.

Cumhuriyet tarihinde bir yılda bu kadar çok çete ve karanlık örgüt çökertilmemiştir. Bunu sadece bir asayiş başarısı olarak görmemek, işin siyasi boyutunu da değerlendirmek gerekiyor.

Dink cinayeti sonrasında geçen süreyi bir “unutkanlık ve ihmal süresi” değil, neticeye ulaşmak için geçirilen bir “araştırma ve sondaj süresi” olarak yorumlamak daha doğru olur.

Ergenekon çetesinin karmaşık ilişkileriyle birlikte günyüzüne çıkmasından anlaşılıyor ki, olaylar tüm yönleriyle ve çok boyutlu olarak değerlendirilmekte, herhangi bir çekingenlik ve ürkeklik yaşanmamaktadır.

Susurluk'ta polis, siyasetçi, mafya üçgeni gözler önüne serilmişti. Son dönemdeki olaylarda mafya, bir kısım devlet görevlileri, gazeteciler, psikolojik ve maddi destek lobileri ortaya çıkıyor. Ama karanlık işlerin içinde siyasetçi yok.

Siyaset bu işlerin içinde değil karşısında ve hedefinde yer alıyor.

Aslında tüm çete faaliyetleri sivil vatandaşlara karşı olduğu gibi hükümeti zor durumda bırakmayı hedefliyordu.

Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasından Danıştay saldırısına kadar amaç hükümeti hedefe koymak ya da dolaylı olarak hükümetin siyasal gücünü zayıflatmaktı. Ama her hadisede olayın failleri gecikmeden yakalandılar.

Birinci kademeyi çökertme konusunda polis son derece başarılı oldu. Olayın arka planı ve uzantılarıyla ilgili de karanlık yönler aydınlanmaya başladı. Tetikçilerin ardındaki akıl hocaları ve organizatörler bir bir döküldü. Bu son kademeye ulaşıldığı anlamına belki gelmiyor ama önemli safhalar açığa çıktı.

“Hükümet Şemdinli'de gerekeni yapsaydı, arkası gelmezdi” diyenler biraz erken konuşmuş oldular. Gözaltına alınanların yargıca serbest bırakılması yürütmenin dışında gerçekleşmiştir.

Aslında ilk olay Şemdinli değil, Hablemitoğlu cinayetidir. Erdoğan, Genel Başkan iken gerçekleşen bu olayın faili meçhul olarak kalması önemli bir kırılma olmuştur. Bundan sonraki süreçte bir çok çete çökertilmiş, bir çok olay aydınlatılmıştır.

Emniyet Teşkilatı'nın başarısı küçümsenmemelidir.

Son dönemdeki çetelerle birlikte adı anılan emekli veya muvazzaf askerlere yönelik olarak Silahlı Kuvvetler de çok net ve kararlı bir tutum takınmıştır.

Güvenlik güçlerinin gayrı kanuni ve anayasal düzeni tehdit eden yapılanmalara karşı ortaya koyması gereken tavır, siyasi iradenin kararlılığı kadar önemlidir.

Bir bir çökertilen çetelere karşı böyle bir uyum ve iradeden söz edilebilir.

Temiz bir toplum, güçlü bir demokrasi ve hukuk devleti için karanlık odalara müsamaha edilmemesi gerekiyor…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yasin Doğan Arşivi