Otoban kime emanet?
Ulaştırma Bakanlığı'na ve Karayolları Genel Müdürlüğü'ne arz-u hâl ediyorum. Konu hakkında aydınlatılırsak biz de okuyucularımızı ve kamuoyunu aydınlandığımız gibi aydınlatmayı borç biliriz:
Ankara'dan İstanbul'a otoban yoluyla gece saatlerinde yolumuzu katederken Hendek-Akyazı arasındaki İsmailoğlu tesislerini 100 metre geçtiğimizde önümüze köpekler geçti. Yolun bir tarafından öbür tarafına geçiyorlardı. Koşuşarak geçiyorlardı. Âniden önümüze çıktılar. 110 Km. süratle yolumuza devam ederken firen pedalına basma fırsatı bulamadan itlerden birine vurmaktan kurtulamadık. Bir köpek bizim arabanın ön tarafını haşat etti. Olay gece 22.30'da cereyat etti. Çoluk-çocuk o gece hem soğuktan hem de stresten perişan olduk.
Sağ olsunlar tamircim İstanbul'dan kurtarıcı ve kendi vasıtasını göndererek sabaha doğru bir işkenceden kurtulduk.
Olayın olduğu yer ve saatte trafiğin yoğunluğu, zincirleme kazanın vukua geleceği endişesiyle emniyet için büyük zorluklar içinde aracı olduğu yerden kaldırdım. Dolayısıyla trafiği çağırarak rapor da tutturamadım. İstanbul'a kurtarıcı ile gönderdiğim aracım bir hafta da tamirde kaldı. İşlerim/programım allak bullak oldu.
Biliyorum, bütün tedbirleri aldıktan sonra da kaza olabilir. Bunun bilincindeyim.
Şimdi benim öğrenmek istediğim hususlar var.Bunlar bu yoldan seyreden herkesi ilgilendiren hususlar olması dolayısıyla vuzuha kavuşturulmasını istiyorum:
1- Otoban emniyeti var mıdır? Varsa bu emniyeti kim sağlıyacaktır?
2. Otoban şeridi boyunca yolun her iki tarafına tel örgüler çekilmiştir. Bu örgülerden maksat yola bir canlının rastgele çıkmasını engellemek/mâni olmak değil midir? Böyle ise niçin amacın gerçekleşmesi için gerekli tedbirler alınmamaktadır?
3. Otoban üzerindeki dinlenme tesislerinde lokantalar vardır. Bu lokantalardan artan yemekler çöpe dökülmekte olup buralara özellikle köpekler yığılmakta, bunlar da yol üzerinde karşı tesislere geçmek için koşuşturmakta olup otobandaki seyri tehlikeye sokmaktadırlar.
Bu müesseselerin sebep olduğu bu hâlin önüne geçmek ilgili müesseselerin mi yoksa Karayolları Genel Müdürlüğü'nün müdür? Her kimse, neden gerekli tedbirleri almamaktadırlar? İlgililer bu konuda acaba ne diyeceklerdir? Merak ediyoruz doğrusu.
4. Otobandır diyerek süratle yolculuk yapan veya yapmayan sürücü, vasıta, yolcu ve taşınan maddelerin böylesi bir kaza neticesinde zararını kim tazmin edecektir? Bunun için herhangi bir prosedür var mıdır? Özellikle can kayıplarından meydana gelen sıkıntılar için ne düşünülmektedir?
5. Zincirleme kazaların olmaması için aracını oradan kaldıran sürücü böyle bir durumda suç işlemiş olmakta mıdır? Olmaktaysa ne yapması gerekmektedir?
6. Kazaya sebep, otobanın gerekli muhafaza eksikliği sebebiyle köpek değil de insan olması durumunda suçlu kim olacaktır?
Benim yolculuğum sebebiyle meydana gelen böylesi bir durumda ben ne yapmalıydım; bu duruma mâruz kalan sürücüler ne yapmalıdırlar?
Bu hususun vuzuha kavuşturulması için bilgilendirilmeyi talep ediyoruz. Gelen bilgilerin de kamuoyuna, hassaten sürücülere ve okuyucularımıza duyurulacağını da ifade etmiş oluyoruz.
Herkese hayırlı yolculuklar diliyorum...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.