Yolcu gönderirken ne söylemeliyiz
Hz. Enes (r.a.) anlatıyor: "Rasûlüllah (s.a.v.) bir ihtiyacı görmek üzere (yola) çıktığı zaman, "Ya Râşid" (Uğurlar olsun), "Ya Necih" (=Hayırlı muvaffakıyetler) temennilerini işitmekten hoşlanırdı." (Tirmizi, Siyer 1616.)
Bu sünneti seniyyede biz Müslümanlar için çok önemli bir yaşam tarzı tebliğ ediliyor. Anadolu insanı bu tarzı hayatına öylesine yerleştirmiştir ki, insan muttali olduğu zaman kanı dururcasına hayretler içinde kalıyor. Kalmamak elde mi?
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) uzak yakın bir yere giderken yanından ayrıldığı kişilerden duymayı arzu ettiği kelimeler var. Bu kelimeler Yâ Râşid, Ya Necih'dir. Râşid, doğru yolu bulmak demektir. Necih ise, ihtiyacı görülen, muradına eren demektir.
Bu kelimelerin dilimizdeki tam karşılığını bulmak için, yolcu gönderme esnasında kullandığımız ifadelere şöyle bir göz atalım. Hepimizin bildiği gibi, herhangi bir maksatla yola çıkan, bulunduğu yerden ayrılan kimseye ayrılış sırasında:
"- Uğurlar olsun, Allah rast getirsin" deriz.
O bakımdan, Rasûlüllah (s.a.v.) Efendimiz'in yolculuğa çıkarken veya bir yerden ayrılırken söylenilmesinden hoşlandığı Yâ Râşid, Ya Necih tâbirlerini,
- İstikametten ayrılmayasın...
Doğrulukta muvaffak olasın...
Güle güle
Hayırlı işler
Hayırlı muvaffakıyetler... gibi hem duâ, hem nezâket, hem de örf ve âdap mânâsında söylenen sözlerimizle karşılayabiliriz.
Anadolu insanımız bulunduğu bir yerden ayrılırken:
- Allah'a ısmarladık (yani, seni Allah'a emanet ediyorum, muinin Allah (c.c.) olsun) der. Gönderenler de:
- Güle güle (Allah (c.c.) seni doğru istikametten ayırmasın. İşlerini kolay, yolunu açık, bahtını bereketli kılsın, hep muvaffak olasın...) demekle ona duâ etmiş olurlar.
Bu güzelliklerin akabinde oradan ayrılan kişi geride bıraktıklarına:
- Esselâmü aleyküm verahmetullah, der.
Bu selâma muhatap olanlar da:
- Ve aleykümüs Selâm ve Rahmetullahi ve berakâtuh, diye karşılık verirler.
Böylesi bir diyalog sünnet üzere ayrılış olur. Bu sünnete riayet edenler selâmet bulur, hayırla karşılaşır, belâ ve musibetlerden sığınılacak olana (Allah'a) sığınmış olur.
Müslümanlar bu tarzı asla ihmal etmemelidirler.
Cenab-ı Hakk celle ve âlâ hazretleri Müslümanlardan seyahat etmeyi istiyor. Tabii ki, bu seyahatin amacı ibret almak, yeryüzünde olanları izlemek, neler olduğuna vâkıf olmak olmalıdır.
Haram ameller işlemek, haram işler yapılan yerlere katılmak, isyan mahiyetinde olan yerlerde bulunmak için sefere çıkmak haramdır. Günah mekânları olan "yazlık" mıntıkları için yolculuk yapanlar bu yolda ölürlerse pisipisine bu dünyadan terk-i dünya ederler.
İçki içilen, kumar oynanan, fuhuş yapılan, toplu isyankârlıkların icra edildiği mekânlara giderken trafik kazası geçirip ölen kişilere azap melekeleri sahip çıkar; vay onların oradaki hâllerine. Bundan dolayı Allah (c.c.) biz Müslümanlara ibret almak, imanlarımızı kuvvetlendirmek, istikametlerimizi düzeltmek için seyahat (yolculuk) etmeyi emrediyor. Konuyla ilgili ayetlerin süre ve ayet numaralarını veriyorum. Lütfen tefsirlerden bu ayetleri bir tetkik ediniz. İlgili ayetler:
• Al-i İmran: 137
• En'am: 6. 11.
• Yusûf: 109.
• Nahl: 36.
• Hacc: 46.
• Neml: 69.
• Ankebut: 20.
• Rum: 9. 42.
• Fâtır: 44.
• Mü'min: 21. 82.
• Muhammed: 10.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.