İmanın şartı 2-3 değil asgari altıdır
Yıllar önce HBB tv’nin bir açık oturumunda Yaşar Nuri Öztürk’ü izledim. Edison cennete gidecekmi? Sorusuna; biraz heyecan biraz öfkeyle karışık şöyle cevap veriyordu: “birilerine ne oluyor ki illede Edison’u cehenneme koymak istiyorlar. Bakın cennete gitmenin bir yeterlilik şartları, bir de kemal şartları var. Yeterlilik şartları üçtür; Allah (cc) a inanmak, ahirete inanmak ve Salih amel işlemek. Şimdi biz Edison’un ilk ikisine inandığını biliyoruz, Salih amele gelince; dünyayı ışığa boğmaktan daha güzel salih amel mi olur?” peh-peh-peh demeden edemiyor insan Yaşar Nuri’nin bu buluşuna…
Salih amelin İslam literatüründeki manasını yediden yetmişe her Müslüman evladı bilir. Yaşar Nuri niçin, nasıl ve ne karşılığında bu tahrifata cür’et ediyor onu sizlerin takdirine bırakıyorum. Aslında Yaşar Nuri’nin bu tahrifatını sorgulamak deveye “boynun neden eğri?” demek gibi bir şey. Onun artık Müslüman mahallesinde salyangoz satacak yüzü kalmamış ve deşifre olmuştur.
Ancak imanın şartlarının tahrifatı konusunda Hayreddin Karaman’ın köşesinde “necat” başlığıyla yazdığı yazılarında tam bir kargaşa hakim. Yazıları sırasıyla okuduğunuz zaman özellikle ehli kitabı cennetlik yapma gayreti görüyorsunuz. Aşağı yukarı o da Yaşar Nuriyle aynı paralelde görüş bildiriyor. Ancak gelen karşı tepkilere cevap verirken bu defa durumu kurtarma pozisyonuna girerek karman çorman bir tablo oluşturuyor. Zaten ehli kitabın cennetlik oldukları görüşünü, Gaziantep’e bir konferans için geldiğinde ilim ve görüş sahibi bir cemaatle özel oturumunda da ifade etmişti.
Süleyman Ateş zaten kendisinin tapulu malıymış gibi, cennete mü'min kafir her kesi dahil etmek istiyor. Böyle düşünenler hâşa Allah (cc) tan daha mı merhametli? Allah (cc) ın “adl” sıfatı ne olacak. Kafir, zalim ve münafıklar cezasız mı kalacak? Mazlum ve mağdurların hukuku ne olacak? Asırlardır İslam aleminde işgal, sömürü, katliam ve soykırım yapan ehli kitap ve tüm bunlara seyirci kalan, hatta destek veren haham ve papazlar; reformist ılımanların torpiliyle cennete giriverecekler öyle mi?
Semavi dinleri üç olarak lanse eder ve her üçünün de sonucunun cennet olduğunu ifade ederseniz bir asra yakındır islamın gerçek ikliminde yaşmayıp cahil bırakılan milyonlarca İslam nesline cehennem yolunu aralamış olursunuz. Çünkü İslamda namaz, oruç, hac, zekat gibi sorumlulukların yanı sıra içki, kumar, faiz, domuz, zina vb haramlar var. Halbuki hristiyanlıkta bunlar yok. Var olan yasakları işlediğinde ise papaza gider günahlardan temizleniverirsin!!! Oh ne güzel!
BİR KAÇ TESBİT
• Her mü'min tüm insanlığın cennetlik olmasını istemek zorundadır ve bunun için de çalışmakla görevlidir.
• Düşmanımız da olsa bir insanın cehennemlik olasını istemek caiz değildir. (Ancak misyoner protokollerinden bir madde şöyledir; “Müslümanları dininden çıkarınız, ancak onları hristiyan yapmayınız sonra cennete girerler.”)
• Ehli kitaba siz cennetliksiniz demek onlara iyilik yapmak değil, belki en büyük kötülüktür. Çünkü onlara hidayet yolunu tıkamış ve onların içinde bulundukları küfürlerine teşvik etmiş oluyorsunuz. Halbuki gerçeği uygun bir şekilde söylerseniz iman edip kurtulmaları muhtemeldir.
• “Cennet babanızın malımı ki ehli kitabın oraya girmesini engellemeye çalışıyorsunuz.” Diyenler, mugalata/demogoji yapıyor ve kendi tuzaklarına düşüyorlar. Peki şunu sormazlar mı? “Cennet babanızın malımı ki kafirleri (veya Niyazi öktemin deyimiyle gayri müslim’leri) oraya koymaya çalışıyorsunuz” Cennete gidebilmenin şartları Kur'an ve sünnet te tüm tafsilatıyla yazılıdır bunun için yeni bir keşif yapmaya gerek yok. Aslında yapılanlar işi sulandırmaktan başka bir şey değil.
• Kur'an ve sünnette net nasslarla açıklanmış olan bu konuda müctehid imamların hatta sahabelerin dahi söz söyleme hakkı yoktur.
• Kur'an-ı kerim ve mütavatir hadislerden sadece birini inkar etmek veya hafife almak bile küfürdür. Bunu yapan kimse ebediyen cehennemlik oluyorken, Kur'an’ı ve Resûlullah (sav) ı inkar eden ehli kitab nasıl cennetlik olsun.
• Kur'an-ı kerim onlarca ayette ehli kitab’ın cehennemlik olduklarını ifade etmektedir. Kur'an ve sünnet’in tersine inanmak veya tersini ifade etmek küfür sebebidir.
• Allah (cc) bize neden ehli kitabı cennetlik yapmadınız diye sormaz. Ancak bir Müslüman’ın akidesini bozup cehennemlik yapmışsak bunun hesabını vermeyiz.
• Tüm insanların hidayeti için çalışırız, ancak hidayete yanaşmayanların küfründen sorumlu değiliz.
Kur'an-ı kerim ve Resûlullah (sav) ın hadislerinde imanın şartlarının iki ve üç değil altı olduğunu anlatan bir çok nass var. İşte birkaç örnek;
“Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz….” (Bakara 2/185)
“Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur.” (Nisa 4/136)
Resûlullah (sav) şöyle buyurur: "Allah'tan başka ilâh ol¬madığına, Muhammed'in Allah'ın Rasûlü olduğuna şâhidlik edinceye, na¬mazı dosdoğru kılıncaya ve zekâtı verinceye kadar, insanlarla savaşmakla emr olundum. Bunu yaptıkları zaman kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar. İs¬lam'ın hakkı ile olması müstesna. Hesaplarını görmek ise Yüce Allah'a aittir. (Buharî, iman 17 Müslim, iman 32)
“Ömer (ra) derdi ki: Bir gün Rasûlullah (s,a)'ın huzurunda oturmak¬ta iken elbiseleri alabildiğine beyaz, saçları oldukça siyah, üzerinde yolculu¬ğun etkileri görülmeyen ve aramızdan kimsenin tanımadığı bir adam yanı¬mıza çıkageldi. Rasûlullah (s.a)'ın yanına oturdu. İki dizini onun (Resuul-lah'ın) dizlerine dayadı, ellerini dizleri üzerine koyarak şöyle dedi: Ey Mu-hammed, bana İslâm hakkında haber ver. Rasûlullah (s.a) şöyle buyurdu: "İslâm, Allah'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in Allah'ın rasûlü ol¬duğuna, şahidlik etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, ramazan orucunu tutman, Beyt'i -oraya yol bulabildiğin taktirde- haccetmendir." (Adam): Doğru söyledin, dedi. (Ömer) dedi ki: Adama hayret ettik. Hem O'na soru soruyor, hem de söylediğini doğruluyordu. (Yine) sordu: O halde bana imandan haber ver. (Resulullah) şöyle buyurdu: "(İman) Allah'a, me¬leklerine, kitaplarına, Peygamberlerine ve âhiret gününe iman edip hayrıy-la, şerriyle kadere de inanmandır."….” (Müslim, kırk hadis İ. Nevevi H. no=2)
İNSANLAR YA MÜ'MİN’DİR YADA KAFİR. MÜ'MİN LER CENNETLİKTİR KAFİRLER İSE EBEDİYYEN CEHENNEMLİKTİR. VARMI ÖTESİ…
Ya rabbî tüm insanlara hidayet eyle ve islamla şereflendir ki cennetlik olsunlar amin!..