Seçimler yaklaşıyor…

Duvarlar seçimden seçime göreceğimiz kişilerin resimleriyle dolu… Kim yakışıklıysa, kim daha iyi poz vermişse ve kim daha çok reklam alanlarını kuşatmışsa, o aday o bölgenin en güçlüsü ve oyları o aday silip süpürecek öyle mi?

Hangi partinin seçim otosundaki müzik kulağa daha hoş geliyor ve yüksek sesle çalıyor ve evde uyuyan bebeleri uyandırıyorsa o parti güçlü ve oyları o partinin adayı silip süpürecek, öyle mi?

Sokaklarda hangi partinin bayrağı daha çok asılmışsa o partiyi o bölgenin hakimi olarak algılayacağız, öyle mi?

Siyasi parti liderleri ve belediye başkan adayları insanları keriz yerine koyuyorlar… Afişlerle, balonlarla, otolarda el sallamalarıyla, sokak sokak dolaşıp esnaflarla tokalaşmakla oy alacağını sanıyorlar… Kim önce tokalaşmışsa ona oy veren bir vatandaş unutmasınki siyasi parti gözünde keriz yerine konmuş bir vatandaş olmuş haberi yok …

Geçenlerde oturduğum evin dış kapısında bir a4 kağıdına yazılı filan gün filan saatte filan semtin belediye başkanı akşam saat 20’de yöneticinin evinde apartman sakinleriyle buluşacak yazılı ilanı okuyunca bir anlık kendimi keriz yerine konmuş bir vatandaş nuri olarak hissettim… Önce neredeydiniz beyefendi!!! Gitmedim tabii… Allah’tan katılım çok az olmuş… Ayıp olmasın diye bazı komşular inmişler yöneticinin evine… Ve apartman sakinlerine; Belediyemizden sokağınız için ne tür hizmetlerde bulunmasını istiyorsunuz? Demiş utanmadan…

Siyasi partiler oy kullanan insanları keriz yerine mi koyuyor Allah aşkına! Bir beldede belediye başkanı olmak için illada zengin olunması ve bir partiye yakın olmak mı gerekiyor? Afişteki resme bakıpta tamam bu belediye işlerinden anlar diyebilir miyiz? Başkanlığa layık olduğuna dair en ufak bir ipucu alabilir miyiz?

Madem hizmet aşkı deniliyor- ki düpedüz yalan- açsınlar bir belediye fakültesi ilk üçe girenler staj yapsınlar, proje üretsinler ve jüri önünde yarışsınlar. Biz ne anlarız kim daha dürüst ve daha başarılı!

Siyasi liderler belediye başkanlığı seçimleri için meydanlarda… Bir birlerini eleştirip oy pastasından faydalanmak istiyorlar… Çocuklar gibiler… Biri rahmetli dedem yaşına gelmiş iktidar şehvetinden kurtulamamış… Bir diğeri kimi neyle eleştirdiği belli değil… Bir diğeri davos mirasına güvenip kendinden emin bir görüntü çizip dedem yaşındakiyle atışıyor… Beyler, buradan hoş gözükmüyorsunuz…! Çocuklar gibisiniz adeta!
İktidar olmak… Başkan olmak… İnsanlara emirler yağdırmak… İnsanlara varlığının ıspat edilmesi… Eskortlar… Kameralar, mikrofonlar… Şöhret... Bunlar değil de hizmet aşkı öye mi?

Siz bizi keriz mi sanıyorsunuz?
İnsanların bayraklarla, afişlerle kandırılmaya çalışıldığı bir ülkede kendimi keriz yerine konmaya çalışılan bir vatandaş Nuri olarak hissediyorum…

Kur’an ve sünnetin hakim olduğu ve işlerin ehline verileceği bir günde yaşamak nasip olur mu bilmiyorum ama insanların keriz yerine konması beni ziyadesiyle sinir ediyor…
…

Not; Hiçbir partiye yakın olmadığımı hatırlatmış olayım…