'Türbana hayır'
Kendilerini ülkenin gerçek sahipleri sanıyorlar. Bu bizi sevindiriyor. çünkü memleketini seven, milletine ihanet etmez. Dinsiz millet de olamayacağına göre, bu mitingçi kardeşlerimiz ‘Türbana hayır’ demekle, hem mukaddes dinimizi, hem örf, âdet ve geleneklerimizi korumuş olmuyorlar mı?
İşte ben de bu sebepten bütün kalbimle ‘Türbana hayır!’ diyenlere katılıyorum.
çünkü bizim tarihimizde hiç türban olmamıştır. Hatta deve hörgücü gibi orasından burasından iğneli (hiç de estetik olmayan) başörtüsü de görmedim. Her ne şekilde olursa olsun, Allah’ın tesettür emrine aykırı olmadıktan sonra her örtü makbulümüz ve baş tacımızdır.
Gelelim türbana... Benim yaşımda olanlar hatırlayacaklardır. 1940’lı yılların sonunda, Silvana Pampani adında Amerikalı bir bayan sinema yıldızı vardı. Başına, tersine lazımlık gibi bir serpuş takardı. Adına türban derlerdi. Biz gençler onlarla alay ederdik.
Bugün ‘Türbana hayır!’ diyenlerin nineleri, türban takarlardı. Halen de yaşlı başlı bazı bayanlar türban takıyorlar. Bizim zamanımızda türban takmak, sosyetede moda olmuştu. Şimdi bazı bayanlar 3 Şubat Pazar günü (bugün) meydanlara doluşup ‘Türbana hayır!’ mitingi yapacaklarmış. Yapsınlar, bize ne? Keşke tüm yabancı mallara da hayır mitingi yapsalar.
Bazı kardeşlerimiz telefon ediyorlar. “Onlara gerekli cevabı vermek için biz de sokaklara dökülelim mi?” diyorlar. Aman ha, sakın!..
Maalesef devletimizin dış düşmanları, boş durmuyorlar. İçerdeki işbirlikçilerini (Atatürk’ün deyimi ile), bedhahları harekete geçiriyorlar. Amaçları, halkımızı huzursuz etmek, her bakımdan istikrarı bozmaktır. Bunları, mitinge katılan partizan, yurtsever ve Atatürkçü bayanlar için söylemiyoruz. Kendimizi “Mustafa Kemal sağ olsaydı, acaba bu kargaşadan hoşlanır mıydı?” diye düşünmekten de alıkoyamıyoruz.
Eğer ilan ettikleri gibi türbana “hayır!” diyeceklerse, kendileri ile beraberiz. Yok, türban adı altında başörtüsüne “hayır” diyorlarsa, kendileri ile yine beraberiz.
Elbette ki örtünmekte “hayır” vardır. Halkımızın millî gelenek haline getirdiği kutsal başörtüsünde “hayırsızlık” olur mu? Türban değil ama, tabiî ki başörtüsü hayırların en hayırlısıdır. Allah (cc)’ın bir emrini yerine getirmek ne büyük saadet!..
Mitinge katılanları tenzihen söylüyoruz, bizce bu apaçık bir provokasyondur. Buna karşılık vermeye kalkışmak, iç ve dış düşmanlarla, bölücü ve hainlerin ekmeğine yağ sürmektir.
Mitingçi hanım kardeşlerimizi türban veya başörtüsü takmaya zorlayan mı var? Tabiî ki yok. öyleyse niye durup dururken bağırıyorlar? Yasalar çerçevesinde vatandaşlar diledikleri gibi giyinemezler mi? Mitingçi bayanlar da zâten başlarını örtmüyorlar. Onlara bir şey diyen mi var? örtünmek de, örtünmemek de temel haklardan değil mi? Demokrasilerde bu özgürlük nasıl kısıtlanır?
Cumhuriyet ve bayrak mitingleri, AK Parti’yi adeta devleştirdi. CHP’yi ise yüzde 18’lere düşürdü. Acaba sayın Deniz Baykal’a bir oyun mu oynanıyor? Dış güçler tarafından CHP gibi Atatürk’ün kurduğu, yurtsever bir partinin başına, emperyalizmin bir kuklası mı oturtulmak isteniyor? Ecdadımız, “İhtimal ki padişahım, bir gün derya tutuşa” demez miydi?
Bizce inançlı ve dürüst bir Anadolu çocuğu olan sayın Baykal, zinde güçler denilen bir avuç baskıcı ve dayatmacıdan medet ummaktan derhal vazgeçmelidir. Ve Mustafa Kemal’in yaptığı gibi halkla kucaklaşmalıdır. Yıkıcı muhalefet yapmakta hiç hayır yoktur.
Hüner ve başarı, halkımızın kutsal millî ve manevî değerlerine iktidardan daha fazla titizlikle sahip çıkmaktadır. Mukaddesatımız hepimizindir. Onu savunma şerefini niye başkalarına kaptıralım? Milletimiz kavga ve kargaşa, çekişme, didişme istemiyor. Barış, kardeşlik ve hizmette yarış istiyor.
İnanıyoruz ki CHP bunu, devletin kurucusu olarak herkesten daha iyi yapabilir. Hiçbir kuvvet de onu Atatürkçülük, Milliyetçilik ve Devletçilik ilkelerinden ayıramaz.
Başarı dileklerimiz ve saygılarımızla...