Ecevit, Ergenekon, Aydınlar!..
İki farklı gazetede iki haberi yanyana getirince ülkemizin ne yaman çelişkiler ülkesi olduğu açıkça görülüyor. İlk haber Sabah Gazetesi'nden. Gazetede uzun yıllar Ecevit'in korumalığını yapan ve şu anda DSP İzmir milletvekili olan Recai Birgün ile yapılan görüşme "Ecevit'e darbe yaptılar" başlığı altında yer alıyor ve başlığın altında yine Recai Birgün ifadesiyle şu açıklama yer alıyor:
"2001'in başlarında Ecevit'e suikast duyumu aldık. Tedirgin olduk. Ecevit'i 24 saat sakladık. l999-2002 arasında olanlar araştırılmalı."
Bunları aktardıktan sonra Ergenekon soruşturması kapsamında son dalga operasyonda gözaltına alınanların sorgusunda Ecevit'in hastaneye yatışı ve arkasından oradan çıkartılarak bir başka hastaneye nakledilişi ile ilgili olarak yıllardan beri söylenti halde kulaktan kulağa dolaşan bazı iddialar gündeme gelmiştir. Bu bilgiler de gazetelerde yer almıştır. Ayrıca Ecevit'e yapılanlar ile 28 Şubat sürecinde yaşananların da Ergenekon Soruşturması kapsamı içinde araştırıldığı biliniyor. Elbette soruşturmanın sonucu ne olacaktır, kimler suçlu kimler suçsuz bulunacak şimdiden bir şey söylemek doğru değildir. Ancak, gerek soruşturmalar, gerek mahkemelerden medyaya yansıyan bilgilere bakıldığında ortada çerçevesi tam olarak çizilmemiş olsa da bir örgütten bahsediliiyor. İsterseniz buna örgüt demeseniz bile bir darbe heveslilerinin olduğu, geçmişte birtakım eylemlerde bulundukları, bazılarını tehdit ettikleri, bazılarını sindirdikleri anlaşılıyor. Kısacası Ergenekon soruşturması ülkenin yakın geçmişinde yaşanan ve demokrasi dışı birtakım eylemlerin araştırılmasına yöneliktir. Buna bazıları Türkiye'nin kendisi ile yüzleşmesi de diyorlar.
Aslında hangi konuda olursa olsun mahkemeye intikal etmiş olayların tartışılmaması gerekir. Bu mahkemelerin bağımsızlığına saygı gereğidir. Ne var ki ülkemizde bazıları kendilerini eşitler arasında daha eşitlerden gördükleri ve saydıkları için eğer bir olayın ucu kendilerine ya da fikirdaşlarına dokunmuşsa onları mahkeme bağımsızlığı fazlaca ilgilendirmiyor. Ama benzer durum farklı görüş sahiplerine karşı ortaya çıkıyorsa bu çevreler hep bir ağızdan polise ve yargıya alkış tutarlar. Adeta yargılamaya falan gerek duymadan insanların cezalandırılmasını isterler. Yargıdan önce linç gerçekleştirilir. 28 Şubat sürecinde yaşananlar ile bugün yaşananları yanyana getirip düşündüğümüzde bu çarpıklık çok net bir şekilde ortaya çıkar.
Lafı uzatmaya gerek yok. Geçmişte Ecevit'in öldürülmek istendiğine kadar söylenmedik söz kalmadı. Ama o günün şartları içinde bu olayın üzerine gidilemedi, işin aslı araştırılamadı ve tüm iddialar söylenti halinde kaldı. Aradan geçen bunca zamandan sonra şimdi geçmişte araştırılamayan, üzerine gidilemeyen bazı olaylar araştırılmaya başlandı ve bu araştırma Ergenekon soruşturması kapsamında yapılıyor.
Bu tespitin ardından Vatan Gazetesi'nin dünkü nüshasında "Aydınlar Ergenekon'a karşı" başlığı altında yer alan haberi aktarmak istiyorum. Haberde; "Türkiye'nin önde gelen, tanınmış yazar, sanatçı ve bilim adamları Ergenekon operasyonuna karşı The Marmara Oteli'nde bir araya geldiler" denildikten sonra söz konusu aydınların isimleri veriliyordu.
Doğrusunu söylemek gerekirse yukarıda zikrettiğim Ecevit ile ilgili haberin arkasında Aydınların Ergenekon'a karşı oldukları haberini okuyunca şaşırdım. Ecevit uzun yıllar kendini aydın sayanların peşinden gittiği bir siyaset adamı değil miydi? Bir soruşturma kapsamında geçmişteki darbe girişimleri ya da yaşananlar mevcut kanunlar çerçevesinde araştırılıyorsa Aydınların buna karşı çıkmasının mantığı olabilir mi?
Ülkemizde aydın olmak acaba darbeci olmak anlamına mı geliyor? Buna ihtimal vermek istemiyorum ama gelişmeler birlikte düşünüldüğünde insanın aklına böyle bir soru geliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.