Ülke sorunlarına çözüm bulma zamanı
Seçim münasebetiyle ülkenin genel sorunları bir süre gündemden düştü. Bunun yadırganacak da bir yanı yok. Ancak, şimdi şapka düşmüş kel görünmüş, seçim geride kalmıştır. Bundan sonrası, yani kesin sonuçların ilan edileceği kazananların mazbatalarını almaları Yüksek Seçim Kurulu’nun işidir. Görünen o ki, seçim sonuçları ile ilgili olarak yoğun şekilde itirazlar olacaktır. Çünkü çeşitli şikâyetler vardır ve bu şikâyetlerin başında iptal edilen oyların sayısının yüksek oluşu geliyor. Bir oyun iptal edilmesi oy kullanımında yaşanan yanlışlar ya da yanlış yere mühür basılmasından ileri gelebilir. Tüm bunları inceleme ve karar verme durumunda olan il, ilçe ve Yüksek Seçim Kurulu’dur. Bu bakımdan itirazların yapılması doğaldır. Yanlış iptal edilmiş oylar varsa elbette bunların düzeltilmesi gerekir. İtirazlar yapıldığına/yapılacağına göre sonuçları fazlaca tartışmanın anlamı yoktur. Çünkü itiraz dilekçelerinde itirazlar dile getirildiğine göre ve bunlara bakarak gereğini yapacak olan da seçim kurulları ise sanıyorum bundan sonra ortamı germekten kaçınmak gerekir. Zaten seçim kampanyası boyunca ortam iyice gerildi. Bundan sonra olsun bu gerilimi gidermek, ülkenin sorunlarına yönelmek gerekiyor.
Bu noktada bir hususa daha dikkat çekmek istiyorum. Sayımların ardından yazımlarda ve tutanaklara geçişte yanlışlıklar olduğu ileri sürülüyor. Bu itirazı da özellikle iktidar kanadı dile getiriyor. Özellikle de az oy farkları ile kazanan ve kaybedenlerin olduğu seçim bölgelerinde bu tür itirazlar yoğunluk kazanıyor. Ancak, seçim sandıklarının başında özellikle Cumhur ve Millet ittifakının temsilcileri vardı. Temsilcisi olmayan partilerin zaten fazlaca seslerini çıkarmaları mümkün olmuyor. Sandık başındaki parti temsilcileri görevlerini yapmış iseler yanlışlar rahtlıkla ortaya çıkartılabilir. Yapmamışlarsa öncelikli olarak CHP ve AK Parti yöneticileri işin bu boyutu üzerine gitmek durumundadırlar. Ayrıca, sandık kurullarında görevlilerin içinde devlet memurları olduğu gibi parti temsilcilerinin dikkatle takip ettikleri sayım ve ardından tutanaklara geçirilmesini dikkatli olarak takip etmişlerse bir sıkıntı olmaması gerekir.
Bu gerçek dikkate alınmadığı takdirde, kaybeden adayın kaybedişinin sorumluluğunu başkaları üzerine atma gayretleri sadece ortamı germeye katkı verir. Kazananın da bu başarısı gölgelenmeye çalışılmış olur ki, 5 yıl boyunca belediyeyi yönetecek olan başkan hakkında yanlış kanaatlerin oluşmasına vesile olur.
Bundan sonrasını partilerin seçimlerden sorumlu yöneticileri ile seçim kurullarına bırakmak gerekir. Böyle yapılmaz da tartışmalar sürdürülürse ister istemez seçim kurulları da zan altında bırakılmış olur. Özellikle de iptal edilen oyların çokluğuna bakarak seçim sonuçlarına itirazlarını haklı göstermeye çalışmaları işleri içinden çıkılmaz hale getirir. Bu bakımdan bu kadar fazla iptalin neden gündeme geldiği, sonraki seçimlerde geçersiz oyların sayısını azaltmak için neler yapılabileceği üzerinde yoğunlaşmak gerekir. Çünkü her seçimde oy iptali söz konusudur. Bu iptallerin bir kısmı seçmenin yaklaşımından kaynaklanmakta. Bazı seçmenler oyunun iptal edileceğini bile bile yanlışlık yapmaktadır. Bunların sayısı fazla değildir. Bunun ötesinde bir de basılan mührün yuvarlağın dışına taşması genellikle sayım sırasında tereddütlere yol açmaktadır. Bu bakımdan mührün yuvarlağı dışına taşmasına açıklık getirmek gerekiyor. Çünkü her seçmenin yuvarlığın dışına hiç taşırmadan mührü basması mümkün değildir. Böyle olunca mührün taşmasını iptal sebebi saymak yerine basılan mührün iki partiye de isabet edip etmediği ölçü olmalıdır.
Netice itibariyle artık seçim havasından çıkarak özellikle ekonomide acil çözüm bekleyen ülke sorunlarına eğilmek, bundan sonraki seçimlerde oy iptalinin en aza indirilmesini sağlayacak tedbirler üzerinde kafa yormak doğru olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.