Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Enflasyon düşecek demekle düşmüyor

Enflasyon düşecek demekle düşmüyor

Öncelikli olarak seçim sonuçlarına yönelik itirazlarla birlikte özellikle İstanbul’da adayların karşılıklı açıklamaları gündemi işgal ediyor. Mademki, itirazlar söz konusudur, gereği ilgililer tarafından yapılacaktır ve sükûnetle sonuçları beklemek gerekirken, öyle olmuyor, iktidar bir yandan muhalefet öbür yandan lehlerine hava oluşturmaya çalışıyorlar. Bu ise seçimlerin sağlıklı bir ortamda yapıldığı görüntüsünü gölgeliyor. Bu arada özellikle en çok itirazın iktidar kanadından yapılıyor olması, seçimlerde usulsüzlük yapıldığı iddialarını sürekli tekrarlamaları insanı tedirgin ediyor. Çünkü bu iddiaları genellikle muhalefet partileri seçimlerin ardından dile getirirdi. Böylece iktidar üzerinde baskı oluşturmaya çalışırlardı. İktidar partisinin seçimlerin sağlığından şikâyetçi olması aynı zamanda kendi kendilerinden şikâyetçi oldukları sonucunu doğurmaz mı?

Her ne ise birkaç gün içinde seçim kurulu tarafından sonuçlar ilan edilecektir. Ancak, endişem o ki, ilan edilecek sonuçlar da iktidar ya da muhalefeti (CHP) tatmin etmeyecek. Görünen budur. Hâlbuki insanımız diyeceğini demiş, iradesini sandığa yansıtmıştır. Bundan sonrası görevlilerin işidir. En azından öyle olması gerekir. Aksi halde nasıl bir sonuç çıkarsa çıkarsın toplumun genelini tatmin edici olmayacaktır.

Peki, seçimler bittiğine göre ülke gündeminin birinci sırasını işgal etmesi doğru mu? Çünkü ülkenin ciddi iç ve dışı sorunları söz konusudur. Üretimde gerekli yatırım yapılarak yeterli artış sağlanamadığı için geçen sene sonuna doğru ortaya çıkan fiyat artışlarında ciddi bir düşüş sağlanamamıştır. Hatta tanzim satışlar bile işe yaramamıştır. Bunun yanında ABD ile tüm temaslarda özellikle S-400 konusunda baskı yapılmaktadır. Buna karşı Dışişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı ve Cumhurbaşkanı’nın bir takım baskıları göğüslemeyi göze alarak ısrarlı bir şekilde S-400 anlaşması tamamdır, geri dönüş mümkün değildir açıklamalarına rağmen ABD’li yetkililerle yapılan her görüşmede bu konu yine gündemdeki yerini işgal ediyor. Rusya’dan alacağımız S-400’lerden vazgeçmemiz için bastırılıyor. Bağımsız bir ülke olarak Rusya ile yapılmış bir anlaşmanın iptali hususunda baskı yapma cesaretini ABD’nin nerden aldığını sadece iktidar değil, millet olarak soruşturmak, tartışmak durumunda değil miyiz? Aslında bu cesareti nereden aldığının bilinmeyen yanı yok. Bunun için özellikle sanayileşme konusunda bir atılım yaparak ve özellikle de dolara bağımlılıktan kurtulmak gerekiyor. Ama bu alanda yapılan ciddi bir şey yok.

Hemen belirteyim ki, dolara bağımlılıktan kurtulmanın yolu öncelikli olarak dış borçlanma mecburiyetinden kurtulmamız gerekiyor. Bunun içi de ihracatımızın, ithalatımızı karşılar hale gelmesi şart. Bunun yolu ise üretim artışından geçiyor. Bu sağlanamadığı sürece bir takım açıklamalar, bir yerlere meydan okumak, bunun da ötesinde enflasyon düşecek demekle düşmediğini artık görmek durumundayız. Ekonomik alanda şimdiye kadar uygulanan üretime değil, tüketime yönelik uygulamalardan vazgeçmemiz şart. Bu arada dış politikamızın gözden geçirilmesi gerekiyor. Şimdiye kadar ABD yanında yer aldığımız dış politikanın ülkemize yararı olmadığı, büyük zararlara yol açtığı bir gerçek. Özellikle de ülke olarak sürekli borçlanmaya ihtiyaç duymamız neticesinde devlet ve özel sektör olarak dış borcumuzun tarihimizin en yüksek seviyesine ulaştığı bir noktada laf ile peynir gemisinin yürümediğini görmek durumundayız. Çünkü dış paraya ihtiyaç duymamız sebebiyle özellikle ABD zaman zaman doları ülkemize bir baskı unsuru olarak kullanıyor. Diyebiliriz ki, ekonomimiz ile oynayarak Türkiye’yi istedikleri noktaya çekmeye çalışıyorlar. Bundan kurtulmanın yolu ise millet olarak ortaya çıkması muhtemel sıkıntıları göğüslemeyi göze alarak üretime yönelik yatırımlara hız vermek durumundayız. Ülkemizin geleceği açısından bu durum hayati önem taşıyor. Hâlbuki seçimler iç meselemizdir, enerjimizi birbirimize karşı tüketmenin anlamı yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi