Çok badireler atlattık, bu da geçer
Böyle bir durumla karşılaşmasaydım, böyle bir yazı yazmasaydım çok daha iyi olurdu... Ama demek ki Milli Görüş Hareketi olarak atlatılan onca badire yetmemiş, bir de genel merkezin icra yoluyla boşaltılması varmış. Hemen belirteyim ki, yaşanan darbeler, açılan davalar ve tutuklamalar beni böylesine üzmemişti. Bu bakımdan üzüntümü ifadeye kelimeler yetmiyor. Çünkü dalımı kesen baltanın sapı benden. Aslında söylenecek çok söz var ama bunları söylemeye de gönlüm razı olmuyor. Çünkü 45 yıllık bir geçmişte beni böylesine üzen ve yaralayan bir olay yaşamamıştım.
Bilgisayarın başında saatlerce düşündüm. Daha doğrusu düşünmeye çalıştım ama düşünce çarkları hep boşa döndü. Böyle olunca ne kadar çok şey düşünürsem düşüneyim, düzgün cümleler oluşturulamıyor. Bir ara bugün yazı yazmayayım dedim. Bunu da beceremedim. Yazmam gerektiğini düşündüm.
Rahmetli Erbakan Hocamı kendime hep babam kadar yakın bulmuşumdur. Elbette onun malının vârisi değilim ama, davasının vârisi olarak kendimi görüyorum. Bundan sonra da hem Erbakan Hocamın davasının vârisi olarak ona gücüm nispetinde sahip çıkmaya çalışacağım. Çünkü bu davanın bir mensubu olarak 45 yıllık geçmişte maddi bir çıkarın peşinde olmadım. Mirası da elbette evlatlarına aittir. Ama bazı şeyler vardır ki, miras konusu olmaz, olmamalı. Çünkü ortada bir dava var ise mirasçılar bu davaya ait olanlarla özel mülk olanları ayırt edebilmeliler. Demek ki her zaman bu ayrım tam olarak yapılamayabiliyormuş.
Milli Görüş Hareketi’nin dört partisi kapatıldı, mal varlığına her seferinde el konuldu. Ama dün genel merkezin boşaltılmasını evlatların istemiş olması yüreğimde derin yaralar açtı. Hemen belirteyim ki, bu noktaya bir gün gelineceğini zaman zaman düşünmemiş değildim. Bunun işaretleri vardı. Bu işaretleri bugün gündeme getirecek, tartışacak değilim. Elbette dünya üzerinde hep mal peşinde, makam, mevki peşinde olanlar, mana peşinde koşanlar da olmuştur. Bundan sonra da olacaktır. Bu durumun burada olmamasını gönül arzu ederdi. Ama oldu.
Ancak bu hareket hiç sokakta kalmadı. Şimdiye kadar kalmadığı gibi bundan sonra da yoluna devam edecektir. Çünkü bu hareketin ayakları üzerinde yoluna devam edebilmesi için saraylara ihtiyacı yoktur. Uzun yıllar bir daire genel merkez olarak kullanıldı. Bundan sonra da yoluna devam edecektir. Hatta belki zorla tahliye edilen genel merkez maddi olarak burayı aratmayacak bir yere bile ulaşabilir. İnsanı üzen, binanın madde yapısından çıkartılmış olmak değil, orayla ilgili uzun yıllara dayanan oluşmuş gönül bağının boşlukta bırakılmış olmasıdır. Çünkü o genel merkez birçoklarımız için evimizden önce geliyordu.
Her ne ise meseleyi bir drama dönüştürmek istemiyorum. Son söz olarak bu da geçer diyorum, işi bu noktaya getirenleri de Allah’a havale ediyorum. Çünkü zaten bina boşaltılacaktı. Hazırlıklar başlamıştı. Bu noktada sormak istiyorum, “Yaptığınıza değdi mi?”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.