Kutlu doğum haftası
Her Peygamberin ümmeti, kendi Peygamberinin doğum gününü bayram yapmıştır. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) efendimizin doğum günü de, Müslümanların bayramıdır.
Asırlardır Müslümanlar, Yüce Yaratıcının son mesajını insanlara duyurmak, öğretmek ve mesajın içerdiği konularda insanlara örneklik etmekle görevlendirilen Hz.Peygamber (S.A.V.) efendimizin hayatını araştırmaya ve öğrenmeye büyük önem vermişler, bu amaçla O'nun doğumunu, miracını ve irtihalini anlatan şiirler, naatlar, mersiyeler kaleme almışlar ve ciltler dolusu kitaplar yazmışlardır.
Hz.Peygamber (S.A.V.) efendimizin doğumu, Kameri Takvime göre Rebiülevvel ayının 12. gecesinde Mevlid Kandili olarak kutlanmasının yanı sıra, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) efendimizin Miladi doğum günü kabul edilen 20 Nisan'ı içine alan hafta da, 1989 yılından beri Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından müştereken düzenlenen "Kutlu Doğum Haftası" adı altında değişik etkinlikler ile kutlanmaktadır.
Kutlu Doğum haftası denildiğinde, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizi anmak, daha da önemlisi O'nu anlamak, O'nun temsil ettiği aşkın değerler bütününü tanımak ve hayatımıza ışık tutan bir meşale yapabilmek çabası akla gelir. Kur'an-ı Kerimin evrensel mesajı, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin örnek şahsiyeti ve ahlakı bu değerler bütününün temel öğeleridir.
Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizi örnek almak demek O büyük şahsiyeti tanımak ve sevmek, O'nun insanlığın huzur ve mutluluğu için yaptığı çağrıyı güncelleştirerek hayatımıza yansıtmak, O'nun ahlakını ve çizgisini davranışlarımızın mihveri ve rehberi yapabilmek demektir. Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri bugün özellikle dinî ve kültürel hayatımızda meydana getirdiği canlılık ile ayrı bir önem arz etmektedir. Bu kutlamaların özellikle günümüzde ayrı bir anlam ve fonksiyon taşıdığı inkâr edilemez.
Ancak Kutlu Doğum haftası bazı itirazlara sebep olmaktadır. Şöyle ki:
1- "Kutlu Doğum Haftası" ile ilgili, yazılarında bazı İslam karşıtı yazarlar, "Hz.Peygamber (S.A.V.) efendimizin bir sene içinde iki doğum kutlamasının yapılması akla uygun değildir. Kutlama yapılacaksa hicri yıla göre mi yoksa miladi yıla göre mi kutlayacaklar önce buna karar versinler. Dünyanın hiçbir yerinde, aynı şahıs için iki doğum günü kutlama yapılmaz!" türü ifadelere yer verdiler.
Ayrıca, pek çok sade Müslümanın da kafası karışmış durumda. "Biz kendimizi bildiğimizden beri, Hz.Peygamber (S.A.V.) efendimizin doğum gününü, Mevlid Kandili'nde kutlarız. Kutlu Doğum Haftası da nereden çıktı. Eski köye yeni adet mi getiriliyor" diyorlar. Çünkü, dini günler ve gecelerin sadece hicri yıla göre yapıldığını biliyorlar.
2- Buna rağmen eğer, Kutlu Doğum Haftası, miladi yıla göre yapılacaksa, bu kutlamaların Resûlullah (S.A.V.) efendimizi anmanın şanına, ve sünnetine uygun bir şekilde olması lazım. Hz.Peygamber (S.A.V.) efendimizi övmek ibadet olduğuna göre, kutlamaların ibadet sınırları içinde olması gerekir. Kutlama pragramlarında Türk Tasavvuf Musikisi Korosu tarafından konserler verilmesi; tiyatro gösterilerinin sergilenmesi, Nasreddin Hoca'dan fıkralar anlatılması, davullu zurnalı yağlı güreşler, mehter ve folklor gösterileri gibi "ibadet" kapsamında değerlendirebilmesi müşkül olan etkinliklerin bulunması kesinlikle doğru değildir. Çünkü bu etkinlikler, ibadet kapsamında mı, eğlence kapsamında mı değerlendirilecek? Yoksa ikisinin karışımında mı, yoksa niyete göre mi, değerlendirilmesi istenecek?
Yanlış uygulamaların önünü açmamak için bu tür programlarda halka hangi mesajı ne tür etkinliklerle verilmesinin gerektiğini çok iyi tespit etmek gerekir. Çünkü yarın birileri çıkıp başka şeyleri ben böyle anlıyorum, böyle kutluyorum deme hakkını vermiş olabilir. Yanlış birtakım girişimlere de ön ayak olmuş olabilir. Bu sebeple konu Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz olduğu zaman, bir değil bin kez düşünerek hareket etmek gerekir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.