Kur’ân hayatımızı düzenliyor...
İlâhi kitaplar 104 tanedir. Bunlardan yüzü sahifeler halindedir ki, Hz.Âdem (AS)'e, Hz.Şit (AS)'e, Hz.İdris (AS)'e ve Hz. İbrahim (AS)'e gönderilmiştir. Dördü de büyük kitap olarak Hz. Musa (AS)'ya Tevrat, Hz. Davud (AS)'a Zebur, Hz. İsa (AS)'ya İncil, Hz. Muhammed (SAV)'e de Kur'ân-ı Kerîm Arapça olarak vahyedilmiştir.
Kur'ân; "okumak" anlamına gelir. "Kur'ân-ı Kerîm, bir benzerini meydana getirmekten insanları ve cinleri âciz bırakan, Peygamberimiz'e vahiy yoluyla gelen, harflerle yazılı bulunan, nesillerden nesillere tevatüren (içinde yalan ihtimali olmayan kuvvetli haber) nakledilen ve tilaveti (okunması) ibâdet olan bir ilâhi kelâmdır."
Bu tariften de anlaşıldığı gibi:
• Kur'ân'ın benzeri getirilemez...
• Kur'ân, Allah (CC) tarafından Cebrâil (AS) aracılığıyla ve vahiy yoluyla gönderilmiştir.
• İki kapak arasına alınan Kur'ân sahifelerinin tümüne Mushaf adı verilir.
• Kur'ân tevatür (içinde yalan ihtimali olmayan kuvvetli haber) yoluyla gelmiştir.
• Kur'ân'ı okumak ibadettir.
• Son din İslâm, son Peygamber Hz.Muhammed (SAV), son kitap Kur'ân-ı Kerîm'dir. Bunlardan sonra başka din, başka peygamber, başka kitap ve artık vahiy de gelmeyecektir. (Kur'ân-ı Kerîm, Ahzab Sûresi, Âyet: 40)
Allah (CC) bizden Kur'ân'ın yaşanmasını istiyor, yaşanması gayretini göstermemizi istiyor. Bunu, malımızı, canımızı feda ederek sağlamamız isteniyor. Niye malımızı, canımızı feda edemiyoruz? Eksiğiz, noksanız. Bizim bu noksanlığımızı giderecek olan Kur'ân'dır. Peygamberimiz Efendimiz, mânen ölmüş kâfirlere gönderildi. Peygamberimiz onlara Kur'ân'ı okudu, onları Kur'ân ile diriltti. Mânen öleni diriltecek olan Kur'ân'dır. Ölmüş kalpleri canlandıran yegane vasıta Kur'ân'dır. (Şûra S. Âyet: 52) Onun için ruhların ruhu Kur'ân'dır. O'na sarılan canlıdır. Yolundan sapmış olanların doğru yolu bulması Kur'ân ile olacaktır. Doğru yolda olanların yükselişi yine Kur'ân ile olacaktır. Peki, yaşanan, hayat nizamı olarak gelen Kur'ân nerede? Kendi elleriyle Kur'ân'a hayat hakkı tanımayanların sonu cidden karanlıktır.
Kur'ân'dan uzaklaşan toplumlarda gasp, hırsızlık, soygunculuk, hortumculuk, huzursuzluk süratle artar. Hepimiz bu dertten mustarip değil miyiz? Istırabımızı giderecek olan Kur'ân'dır.
Kur'ân'a bağlı olmayan bütün başlar serseridir. Kur'ân, Allah'ın nurudur. Kim bu nuru söndürmek için üflerse o cehennemdeki alevlerini artırır. Kurbağa sesinden su bulanmaz.
Kur'ân'a saygı Allah'a saygıdır. Kur'ân'a saygısızlık Allah'a saygısızlıktır.Herkes O'na saygısı ölçüsünde yükselir. Osman Gâzi Kur'ân'a olan saygısıyla yükselmiştir.
Kur'ân-ı Kerîm'i, sıkıntı ânında başvurulan rahatlama vâsıtası olarak görmek O'na ihanettir. Kur'ân'ı yalnızca yaşama ilkelerinin bütünü olarak görmek asıl mü'minin harcıdır.
Kur'ân, Allah'ın insanlara verdiği belgedir. Hesaplaşmak, Kur'ân'a göre yapılacaktır.
Müslümanlar hepimiz Kur'ân'ı öğreneceğiz, öğreteceğiz ve yürüyen birer Kur'ân olacağız. İçinde bulunduğumuz zulmetten kurtuluşumuzun yolu budur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.