Katil Amerika’nın istilâsına alkış tutanlar
Dünya siyasetine Amerika ve İsrail vaziyet etmektedir. Halkı Müslüman veya halkından Müslüman olan ülkelerde cari siyaseti şekillendiren galip irade Amerikan ve İsrail iradesidir. Kendi siyasetlerini, yönetim biçimlerini Amerikan ve İsrail iradesinden arındıramayan halklar, katil Amerika’nın istilâlarına alkış tutmak mecburiyetindedirler. Asrımızda Allahû Teâla’nın emrettiği mü’minlerin kardeşliğini, Allah yolunda tek saf halinde savaşma farziyetini askıya alarak Avrupa Birliği’nin ve Avrupa Birliği için çırpınanların, İslâm Birliği için çalışanlardan daha doğru yolda olduklarını iddia edenler, katil Amerika’nın İslâm topraklarında gerçekleştirmiş oldukları istilâlara alkış tutanlardır. Allahû Teâla buyuruyor:
"Şu kendilerine kitaptan (okuma yazmadan) bir nasib verilmiş olanları görmüyor musun! Onlar Cibt ve Tağut’a iman ediyorlar. Ve Allah'ı tanımayanlara, "Bunlar, müminlerden daha doğru yoldadır." diyorlar.
Onlar, Allah'ın lanet ettiği kimselerdir. Allah kime lanet ederse artık ona asla bir yardımcı bulamazsın.” (Nisa Sûresi/51)
Siyasetinizi, yönetim biçiminizi Amerikan ve İsrail iradesine onaylatıyorsanız veya onların onayına uygun hale getirmeye çalışıyorsanız; siz, Cibt ve Tağut’a iman edenlerin Allah’a iman etmiş mü’minlerden daha doğru bir yolda olduklarına inanıyorsunuz demektir. Şunu bilelim ki; yaşadığımız bu asırda dünyada “Amerikan ideolojisi” diye bir mesele var. “Amerikan İdeolojisi” fikrinin 5 temel terim içerisinde tanımlanabileceği ileri sürülmektedir: Özgürlük, eşitlikçilik, bireyselcilik, popülarizm, serbest bırakımcılık/müdahale etmeme. Bu değerler Amerika’da inşa edilen yeni toplumun -bu toplum ki artık feodalizm sonrası Avrupa monarşilerine ilgi duymamaktadır- ruhunu temsil etmektedir. Amerika’nın yeni dini haline gelen liberalizm, muhafazakârlıktan tamamen farklı, 18. ve 19. yy anlamıyla devletçi toplumsalcılık, merkantilizm, ayrıcalığın sorumluluğu gerekli kıldığı monarşik, devlet-kilise formunda egemen kıldığı bir kültürdür. Amerika’nın yegâneliğinin ve ayrımcılığının en önemli örtülü alameti politikal şiddettir. Amerikan tarihinin gerçek ve üretilmiş/uydurulmuş sorunlara karşı şiddete dayalı, duygusal ve mantıksız ağzına kadar tepkilerle dolu olduğunu kanıtlamıştır. Ötekilere karşı tekrar eden patlamalar/saldırılar ve Amerikan kaynaklı olmadığı düşünülen ideolojilere karşı düşmanca davranışlar başından sonuna kadar Amerikan tarihinin yaygın hastalığı olmuştur. Amerika; katliamsız, talansız ve savaşsız yaşamayacağına kendini inandırmış çapulcu katil bir devlettir.
Açık ya da gizli olarak uygulanan bu politikal şiddet, Amerikan devletinin kuruluşundan, dünya hâkimiyetine yeltendiği politikalarına ve en son olarak Şeytan Ekseni ilanına kadarki süre zarfındaki Amerikan tarihinde, başından sonuna kadar açık bir şekilde gözlemlenebilmektedir. Yerli Amerikalıların soykırıma uğratılması bahsettiğimiz bu örtülü şiddetin 18. yy’da yaşanmış en can alıcı örneğini teşkil etmektedir. Kuzey Amerika’daki İngiliz güçlerin komutanıyla bir meslektaşı arasındaki yazışmalara dayanılarak belgelenen bir durum vardır. Bahsedilen komutan Amerikalı yerlilere atıfta bulunarak onlar için “orman hayvanları” terimini kullanmış ve şöyle bir soru sormuştur: “Şu memnun olmak nedir bilmeyen kabileye çiçek hastalığı bulaştırmanın bir yolu bulunamaz mı?” Komutan kendisinin Kızılderililere mikroplu battaniyeler dağıtmaya çalışacağını söyledi ve şöyle devam etti: “Kızılderililere karşı (savaştırmak için) iyi adamlar kullanmak aptalca bir iş, keşke biz de İspanyolların yöntemini kullanabilseydik. Böylece onları İngiliz köpeklerine avlatarak bu zararlı böcekleri kökünden halledebilirdik.”
İşte Amerika budur. Yönetim biçimi, yöntemi şiddete dayanan çapulcu ve talancı Amerika... Bu devletin dostu ve avanesi ise İsrail’dir. Amerikanizm ve Avrupacılığa dayanan; Amerikan ve İsrail ayrımcılığı gibi tek merkezli dünya görüşü sadece bencillik, dayatma, şiddet, masum insanların kitlesel imhası, daha fazla kan dökülmesi, kin ve topyekûn savaşın sonuçlarını beraberinde getirir. Şunu bilelim ki; dünyanın İsrailleştirilmesi, Amerikan siyasetinin özünü teşkil eder. Amerika nerede bir karar alsa, ne zaman bir kanun çıkarsa İsrail’i düşünmek ve İsrail menfaatlerini göz önünde bulundurmak mecburiyetinde kendisini hissetmektedir.
Asrımızda İslâm dünyası, Batı için bir av ve savaş meydanı haline gelmiştir. Katil Amerika, asrın küresel Firavun’u sıfatıyla İslâm topraklarında at oynatmaktadır.
Amerika’da iktidara gelen yönetimler, Amerika'nın değişmeyen stratejik hedefleri arasında şu beş noktayı hep esas almışlardır: a) Enerji kaynaklarını ve enerji nakil hatlarını denetim altında tutmak; b) İsrail'e verilen desteği devam ettirmek; c) Çin ve Rusya'nın hem Asya'da hem güneye ve batıya doğru yayılmalarını engellemek; d) Batı'nın öteden beri İslam dünyasındaki haksız tahakkümlerine muhalefet eden ve baskıcı rejimlere karşı mücadele eden İslami hareket ve akımları bastırmak; e) Kendilerine bağlı olan rejimleri ziyaret ederek moral desteğinde bulunmaktır.
Katil Amerika’nın bu hedeflerine karşı çıkmak için, her şeyden önce Amerika’nın istilâlarına alkış tutma hastalığından vazgeçmek gerekir. Altını çizerek diyoruz ki; müstevli güçler tarafından zihni uyuşturulmuş, ahlâkı çökmüş, ahir zamanın fitne ve fesatlarına karşı yenik düşmüş, dinini ve kimliğini unutmuş modernizm sevdalısı kişilerden katil Amerika’ya ve Amerikan stratejilerine başkaldırmak beklenemez. Bunlar, katil Amerika’nın istilâlarına alkış tutanlardır. Amerika’nın İslâm topraklarında sürmekte olan istilâsını ve hegemonyasını sona erdirmenin çaresi, mükellef mü’minlerin çalışması ile olur. Bu yöndeki çalışma, tıpkı namaz gibi, zekât ve hacc gibi ibadet olarak fıkhedilmeli ve hayata geçirilmelidir. Onlar istemeseler de, hoşlanmasalar da biz her yerde ve her zaman İslâm diyeceğiz. Dinen bizden istenen Allah’ın hükmüne ve hâkimiyetine bağlanmak, O’nun hüküm ve hâkimiyetiyle çelişen ve çatışan bütün cahili hüküm ve hâkimiyet türlerine karşı mücadele etmektir. Rabbimiz buyuruyor: “O halde siz, dini Allah için halis kılarak hep O'na yalvarın. İsterse kâfirler hoşlanmasınlar.” (Mü’min Sûresi/14)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.