Bir keçi, iki başlı bir oğlak doğurduğu zaman hayretten hayrete düşeriz.

Ama iki başlı oğlaktan daha garip, daha tuhaf, daha mantık dışı bir uygulama olan "iki başlı hukuk sistemi" ile yaşar gideriz.

Biz ne uslanmaz muhteremleriz!

Sanki gül bahçesindeyiz, sanki bostan içinde.

"Öyleyse ört yorganı ben ölem" denecek gündeyiz de kimsede o cesaret kalmamış.

***

Hukuk hukuktur, sivili askerîsi olmaz.

Fakat bizde oluyor. Bir yanda sivil hukuk var, bir yanda askerî hukuk.

Bir yanda sivil mahkeme var, bir yanda askerî mahkeme.

Bir yanda sivil hâkimler var, bir yanda askerî hâkimler.

Savcılar da iki türlü, sivil savcılar ve askerî savcılar olmak üzere.

Masalar ve sandalyeler de ikiye ayrılıyor, sivil olanlar ve askerî olanlar şeklinde.

Yargıtay bile iki tane bizde.

***

Yüksek sesle itiraz edilmeyişi ve normal ülkelerdeki gibi herkes için gerçek hukukun uygulanmasına yönelik düzenlemelerin yapılmayışının önündeki engel ne olabilir?

Askerin silahlı oluşu mu?

Polisin de silahı var.

O zaman onlar için de polis mahkemeleri kurulsun.

***

Başladık mı sonu gelmez. Mühendisler için ayrı, ziraatle uğraşanlar için ayrı, doktorlar için ayrı hukuk, ayrı mahkeme gerekir.

Biz de gazeteciler olarak bir basın mahkemesini hak etmiş olmalıyız.

Postacıların başı kel mi?

Onlar da ayrı hukuk, ayrı mahkeme ister.

Tapu sicil memurları da.

Esnaf ve zenaatkârlar da.

Şoförler de.

***

Her birinin ayrı mahkemesi kurulunca birer de üst mahkeme olması şart elbette. İtirazlar nerede karara bağlanacak?

Baytar yargıtayına gitmesi gereken dosyalar, askerî yargıtaya gönderilecek değil ya!

***

Olmaz öyle şey demeyin, olur.

Hem de çiçek balı gibi.

Eğer bir ülkede birden fazla hukuk uygulanabiliyorsa, ikiden fazlası da mümkün demektir.

Artık, nereye kadar giderse.

Öylesine bir karmaşa ortamı içinde bize iki başlı oğlak da garip gelmez, beş bacaklı kedi yavrusu da.

Değil mi ama?

Kırkayak görmüş birine, beş ayaklı bir mahlûk vız gelip tırıs gitmez mi?

***

Hak hukuk işleri bir düzene kavuşturulmadan, adalet nasıl sağlanacak?

Adalet olmaksızın kalkınma sağlansa bile neye yarar?

Hani, iktidar partisinin adında adalet ve kalkınma birlikte geçen kavramlar olduğu için söyledim bunları.

Sırf memleket menfaati için. Yoksa benim mahkemeyle falan ne işim olacak!