'Orijinal Belge'
Yavuz Donat “Baba”yı aramış ve Süleyman Demirel'e malum “belge”yi sormuş...
Süleyman Bey, ortada dolaşan “şey”in “kağıt” mı “belge” mi olduğunun net olarak anlaşılmasını bekliyormuş...
Siyasi hayatında “böyle şeylerle” çok karşılaşmış, Demirel...
Misal veriyor:
“İmza taklit edilmiş. Güya Amerikalılar yazmış. Tarih, numara koymuş. Böyle birtakım kağıtlar...”
Sonra “İlgililere” vermiş, “Araştırın” demiş...
Araştırdıktan sonra ne mi olmuş:
“Fos” çıkmış!
*
Yani?
Süleyman Bey, bu son “belge”nin aslında “belge değil, öylesine bir kağıt” olduğuna inanıyor.
Hadisenin “fos” çıkacağını söylemeye çalışıyor.
“İhanet Belge”sinin ardındaki derin gerçeğe seyahat etmek yerine “Bırakın bu işleri” demeye getiriyor, “Efsuncu” Baba.
“Bırakalım bu işleri” ve el birliğiyle bir darbe planlarının “hasıraltı” edilmesini sağlayalım öyle mi?
Darbeci Ergenekon örgütünün sayısız derin faaliyeti hakkında bugüne kadar tek olumsuz kelimesi yok, eski cumhurbaşkanının...
Buna mukabil, Mehmet Haberal için “aprona yanaşmışlığı” var.
*
“Darbe Günlükleri” için de uzun süre “Gerçek değil”, “Fasa fiso” ya da “Fos çıkar bu günlükler” demişlerdi.
Sonunda ne olduğunu hep birlikte gördük.
Günlüklerin emekli oramiral Özden Örnek'e ait olduğu kanıtlanmakla kalmadı; 2003-2004 dönemindeki muhtıra hazırlıkları Ergenekon Davası'na dahil edildi.
Süleyman Bey...
“Darbe günlükleri” dahil, son yıllardaki bütün darbe hazırlıklarını yok sayıyor.
Danıştay-Ergenekon bağlantısına da yok muamelesi çekiyor.
*
Çok ilginç...
Yıllardır “Darbelerin Mağduru” rolünde oynayan Demirel'in son dönemdeki darbe girişimleri, hazırlıkları, planlarına karşı özellikle duyarlı olması gerekmez miydi?
“Demokrasi”yi tehdit eden girişimlere herkesten önce onun karşı çıkması beklenirdi.
“Beyefendi”nin mücadelesi, gerçekten “Demokrasi Davası” olsaydı, böyle yapardı.
Oysa, tersini yapıyor.
Darbeci Ergenekon örgütünün aleyhine konuşmamaya özen gösteriyor.
“İhanet Belgesi”ne “kağıt parçası” muamelesi çekiyor.
Her şey aslına uygun:
Orijinal Demirel, Yirmi Sekiz Şubat'ın Demirel'idir.
*
Süleyman Bey, kendisini iki kez başbakanlıktan eden darbelerin derin mahiyetini gayet iyi bilir.
“Darbelerin kategorik olarak ABD-NATO antetli süreçler olduğunu” bilmemesi de imkansızdır.
Dolayısıyla, Ergenekon Operasyonu'nun ne manaya geldiğini görmemesi, algılamaması mümkün değildir.
“Kirli Belge”yi kafadan çöpe gönderecek şekilde konuşması, hafife alması fevkalade dikkat çekiyor.
Bu tür belgelerin deşifre edilmesi, tartışılması Süleyman Bey'i rahatsız ediyor.
Neden acaba?
Türkiye'de darbe girişimlerinin, hazırlıklarının, planlarının ve neticede darbelerin arka planı gün ışığına çıkar diye mi korkuyor, Süleyman Bey?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.