Bir türlü "Haberdaroğlu" olamıyor!
Kemal Bey, aktörlüğü öğreniyor. "Eh, ne de olsa siyaset gezegenimizde Gandi'yi oynuyor" diyebilirsiniz. Ama ben onun aktörlüğüyle ilgili biraz daha farklı bir tespit yapacağım. Gittikçe, sadece Gandi'yi değil, mizahi bir karakteri de başarıyla oynayabileceğini gösteriyor, Kemal Bey...
*
CHP liderinin, "türban sorununu kafasında çözdüğünü" özgürlükçü yaklaşımı benimsemeye başladığını dillendirilen meslektaşlarımız var...
Kılıçdaroğlu'nun bir süredir türban konusunda kulağa hoş gelen cümleler sarf ettiğine tanık oluyoruz.
Görüntüde çözümden yana, Kemal Bey...
Hatta, "Partisinin türban meselesindeki çizgisini tek başına belirleyecek olsaydı, CHP lideri belki de en ileri adımı atabilirdi" diye düşünenlere de rastlıyoruz.
Öyleyse eksik olan nedir?
*
Kemal Bey'in türban konusunda CHP'nin çizgisini değiştirmiş olduğuna inanan meslektaşlarımızdan birisi ekran söyleşisinde...
Tuttu, "Türbana özgürlük getiren anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla engellediğini" hatırlatıverdi, Kılıçdaroğlu'na...
Kemal Bey'in cevabı muhteşemdi:
"Anayasa'da veya YÖK Yasası'nda yasaklayıcı bir hüküm yok. Konu Anayasa Mahkemesi'ne götürüldüğü için bu karar çıktı!"
Kılıçdaroğlu'nun mizahi bir karakteri de başarıyla oynayabileceğini söylemem, işte bu "harikulade" cümlesinden dolayı!
*
Türban yasağının devam etmesi için AYM'ye adeta uçarak giden CHP heyetiydi; Kemal Bey'in de o uçuşta imzası vardı.
Kılıçdaroğlu bugün çıkıp "Ben o vakit CHP'nin AYM'ye gitmesini benimsemiyordum. Mecburen ben de imza verdim" diyebilir.
Pekala diyebilir de, inandırıcı olmaz.
O günlerde veya öncesinde Kemal Bey'in türbana özgürlük isteyen demeçlerini hatırlayan var mı? Yok.
Yine o dönemde "Ben CHP'nin AYM'ye gitmesine karşıyım" diyerek göğsünü siper mi etmişti, Kemal Bey?
Hayır, ne münasebet!
Bugüne gelelim:
CHP lideri, türbana özgürlük istemekte samimi ise, partisinin türban yasağını destekleyen çizgisini gerçekten değiştirmekte ise lafı hiç uzatmadan hükümete...
"Haydi, hemen türbanla ilgili yeni bir anayasa değişikliği getirin, biz CHP olarak bu değişikliği AYM'ye götürmeyeceğiz" diyebilmelidir!
Çok laf ediyor ama bir türlü bunu söyleyemiyor, Kemal Bey!
*
YÖK'ün İstanbul Üniversitesi'ne gönderdiği son yazı, türban sorununu nihai olarak çözmese de belli bir ölçüde rahatlama getirmiş durumda.
Böylesine olumlu bir atmosfer oluşmuşken, CHP sorunu nihai olarak çözüme kavuşturacak adımı atmalıdır.
Tabii, samimi ise!
*
Kılıçdaroğlu'nun türban yasağının kaldırılması yolundaki "güzel sözler"ine CHP içinden ve dışından bozuk çalanlar var.
Hepsini geçtim: Önder Sav ne diyor, bu konuda, asıl ona bakmak lazım!
*
CHP'nin, Kemal Kılıçdaroğlu öncesinde türban konusundaki yasakçı çizgisini belirleyen, türbanla ilgili anayasa değişikliğini AYM'ye götüren sadece Deniz Baykal'ın iradesi değildi.
Önder Sav'ın başını çektiği CHP politbürosu ve onun ardındaki güç merkezini göz ardı edersek hakikati bulamayız. Bu güç merkezi, her daim "Statüko"nun lokomotifi olmuştur.
Baykal'ın da geçmişte yasağın kaldırılmasına dair (kimi özel sohbetlerde sarf ettiği özgürlükçü beyanlara tanığım) sözleri geri adımlarla hitam bulmuştu.
*
CHP'nin geleneksel türban yasakçılığını...
Bir CHP yöneticisi veya mensubu üzerinden resmetmek-anlatmak gerekseydi, buna en uygun sima herhalde Önder Sav olurdu.
Bir başka deyişle, Önder Sav, CHP'deki türban karşıtlığının simgesidir.
O yüzden, Kemal Bey'in son adımlarına Önder Sav'ın ne dediği belirleyici olacaktır.
*
Önder Bey, tüzük değişikliği gündemini bir anda nasıl da "helva" yapıverdi, gördünüz değil mi?
81 il başkanı, Baykal'ın referandum sonrasında tüzük değişikliği önerisine imzalarıyla (2 Ekim'de) ret cevabı verdi!
Amiral Gemisi Hürriyet, Önder Sav'dan da önce davranarak CHP'li il başkanlarına bu konuyu sormuş ve "Tüzük değişikliği için kurultaya gerek yok" cevabı tulum çıkarmıştı. (17 Eylül'10)
Türbanla ilgili anayasa değişikliği Meclis'ten geçince "411 el kaosa kalktı" manşetine atan Hürriyet'ten bahsediyorum.
Hürriyet'in kurumsal olarak "Deniz Baykal'ın geri dönüşüne karşı çıkıp Kemal Bey'i kurultayda canla başla desteklediğini de hatırlayalım.
Deniz Baykal'a dönüş yolunu kapatan, Kemal Bey'i seçtirten -o dönemde icra ettiği "ters köşe" siyasetini sonradan bir internet sitesine gururla anlatan- Önder Sav'dı.
Bütün bunların üstüne, Yeni Şafak'ın önceki günkü "En Son Kemal Bey Duyar" manşetini eklemeyi de unutmayınız:
CHP'de tüzük değişikliğinin ileri bir tarihe ertelenmesi Yargıtay Başsavcılığı'nın dikkatini çekmiş; CHP'nin hangi tüzüğü uyguladığını soran yazı, Sav'ın önüne giderken Kemal Bey haberdar edilmemiş!
Bu yazıdan, Baykal'la yaptığı görüşmede haberdar olan Kemal Bey, acaba Önder "Somer" Sav hakkında ne düşünmüştür dersiniz?
Sav, Hürriyet'in manşetiyle yetinmedi; 81 CHP'li il başkanına "Kurultay istemiyoruz" tulumunu resmen çıkarttırdı.
*
CHP liderinin başrolünü oynayabileceği olası bir kara mizah filminin adını bulmakta hiç zorlanmayacağım:
Tabii ki, "En Son Kemal Bey Duyar!"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.