Sondaj
Dabılyu Bush'un yeni çıkan "Karar Noktaları" adlı anı kitabına sondaj yapmak, bizlere çok yakın tarihlerdeki kimi gizli operasyonlar hakkında ilginç detaylar sunuyor.
Kitapta yer alan, İsrail Hava Kuvvetleri'nin 2007 Eylül'ünde Suriye'ye düzenlediği saldırıyla ilgili bölüm, Türkiye'yi de yakından ilgilendirdiği için özellikle dikkat çekiyor.
*
Dönemin ABD Başkanı Bush, İsrail'in Suriye saldırısını "Siz bombalayın" diyerek önce ABD'ye teklif ettiğini, ancak bunu reddettiklerini anlatıyor.
Dabılyu Bush, 6 Eylül 2007'deki saldırıyı sessizce onayladığını yazıyor.
Ardından da, İsrail'in 2006'da Lübnan'da kaybettiği savaşa atıfta bulunuyor ve "İsrail, Suriye'ye saldırarak, benim için bir önceki yıl uğradığı güven kaybını telafi etmiş oldu" diyor!
*
Irak'ta, başlangıçta kazandığını ilan ettiği bir savaşta sonradan ağır bir yenilgi yaşayan Bush'un "ruh hali"ne şu Suriye Hadisesi üzerinden seyahat etmekte fayda var.
İsrail'in Suriye'nin hava sahasını ihlal ederek, oradaki bir radar istasyonuna saldırması, Bush'a moral vermiş!
Peki, "Bush'un ABD'si, Suriye'ye neden saldır(a)mamış?"
"Suriye'nin nükleer silaha sahip olmaya çalıştıklarına dair tam emin olamadıklarını" söylüyor, Bush!
"Terör Devleti" İsrail'in "nükleer tesis" bahanesiyle Suriye'ye saldırması, bölgede resmen haydutluk yapması...
"Zalim Bush" için, "şahane" bir iş!
Anlaşılan o ki, ABD Suriye'ye saldırmak için can atmış; ama saldıramamış...
Tam burada, kapalı kapılar ardında kalmış tarihi bir hakikati dikkatinize sunuyorum:
ABD, 2006 Nisan ayında Suriye'ye saldırmak istemiş ancak Türkiye faktöründen dolayı vazgeçmişti!
(O dönemde sınır bölgesine yoğun asker sevkıyatı yapılmıştı, hatırlayınız.)
Şayet, ABD Suriye'ye saldırsaydı...
Türkiye, Suriye'nin yanında yer alacaktı.
ABD, böyle bir harekatı göze alamadı.
*
İsrail ise bu gizli kalan hadiseden bir buçuk yıl sonra "vur kaç" antetli bir Suriye "deneyi" yaptı!
İsrail, 6 Eylül 2007'de Suriye'ye gözdağı verirken...
Uçakları Türkiye hava sahasını kullandıkları için (Boş yakıt tankları Hatay'da bulunmuştu) son dönemde görülmemiş seviyede iyileşen Suriye-Türkiye ilişkilerini de "vurmak" istedi.
Bu kumpasa rağmen, İsrail-ABD tandemi amacına ulaşamadı.
Dahası...
İsrail'in bu haydutluğu...
Sonucu itibarıyla, Türkiye ile ilişkilerinde tamamen aleyhlerine gelişecek ve iki ülkenin "müttefikliği"ni tarihin çöp sepetine atacak bir süreci tetiklemiş oldu.
*
Bütün bunlardan sonra, sizleri bir kere daha "üç yıl öncesi"ne götürmek istiyorum.
Yalnız, bu defa 6 Eylül 2007'ye değil...
11 Eylül 2007 tarihine...
Ankara Sıhhiye'deki bir kapalı otoparkta "bomba yüklü" bir araç bulunmuştu, hatırlıyorsanız...
Otoparktaki bir minibüs, altı yüz kilo gübre bombası ile kimyasal malzeme yüklüydü; dolayısıyla Ankara çok büyük bir tehlike atlatmıştı!
Olayın kamuoyuna yansımasından sadece birkaç dakika sonra, basında yer alan sözde "bilgi"leri de ben hatırlatayım:
Minibüsle ilgili istihbaratın...
Türk yetkililere "CIA tarafından" verildiği, saldırı planını da El Kaide'nin yaptığı hikayesi itina ile anlatılıyor...
Kamuoyu takır takır "ters köşe"ye yatırılıyordu!
"11 Eylül Saldırıları'nın Yıldönümü"nde "El Kaide" afiyetle "yememiz" içindi!
*
"Dost ve Müttefik ABD, böylesine hayati bir istihbaratı vererek Türkiye'yi büyük bir badireden kurtarıyor" algısı (yanılgısı) üretilerek, hakikatin üzeri sıkıca örtülmüş oluyordu!
Sıhhiye'deki otoparkta bulunan bomba yüklü minibüs, aslında Ankara'ya "uzaklardan" iletilen bir mesajdı!
İsrail'in, Türkiye'nin de hava sahasını ihlal ederek Suriye'deki bir binayı/istasyonu neden vurduğunun "Ankara tarafından kurcalanmasını" istemiyorlardı.
Yani, "Şayet kurcalarsanız başkentinizde bombalar patlar!" denilmek isteniyordu.
*
Haaretz gazetesi...
O günlerde İsrail'e gidecek olan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın, İsrail'e "yakıt tankları meselesi"ni sormayacağını öne sürmüştü! (Cumhuriyet, 13 Ekim 2007)
24 Ekim'de ise, Büyükanıt'ın 30-31 Ekim 2007 tarihleri arasında İsrail'e yapacağı resmi ziyaretin ertelendiği açıklanmıştı!
Sonuçta ne mi oldu?
Ankara, İsrail-ABD kumpasının arka planını öyle bir kurcaladı, öyle bir sorguladı ki; "tandem" için hiçbir şey bir daha eskisi gibi olmadı, Türkiye-İsrail ilişkileri de "dönülmez akşamın ufku"na girdi!
*
*Kurban Bayramınızı kutluyor, iyi bayramlar diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.