İsrail'e Türkiye'den başka "dur" diyebilecek bir devlet yoktu. Bölgesel Güç konumundaki Türkiye, 'Terör Devleti' İsrail'e karşı kendisinden beklenen duruşu gösterdi. "Buraya kadar!" dedi.

Özür dilemediler. Tazminat ödemediler...

Gazze ablukası da kalkmadı.

Ankara, on beş ay sabırla bekledikten sonra İsrail'le ilişkilerini kopardı. Son derece kararlı bir biçimde yaptırımlarını açıkladı.

Kendisini uluslar arası hukukun üzerinde gören, uluslar arası sularda gemi basıp masum sivilleri katleden, "eşkıyalık" düzenini sürdürmek isteyen İsrail'in işi çok zor.

Bu çıkışın anlamı, İsrail'le "onun anlayacağı dil"den konuşmaktır.

İsrail, terör devleti olmanın, korsanlığın, eşkıyalığın bedelini...

Öyle ya da böyle muhakkak ödeyecektir.

Bundan sonra ne mi olur? İsrail geri adım atmadığı taktirde, inceldiği yerden kopar!

*

Türkiye-İsrail ilişkilerinin bu saatten sonra nereye doğru gidebileceğinin işaretini, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun şu sözlerinde bulmak mümkün:

"Türkiye, Doğu Akdeniz'de seyrüsefer serbestliği konusunda gerekli gördüğü her türlü önlemi alacaktır."

Bu, "Ey İsrail, ben seninle silahlı çatışmayı da göze alıyorum" demektir.

*

Türkiye, Akdeniz'de seyrüsefer için inisiyatif alıyor. İsrail'in Doğu Akdeniz'deki eşkıyalığına dur diyeceğini ilan etmiş oluyor.

Yani?

Bundan böyle, Gazze'ye yardım için yola koyulacak konvoylara yönelik "İsrail'in olası müdahaleleri"ne karşı...

Türkiye'nin donanmasını, seyir güvenliği için görevlendirmesi söz konusu olacak!

*

Yeni Ankara'nın kararlılığı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün sözleri üzerinden de okunabilir.

"Şu anda alınan tedbirler ilk aşamadır. İsrail'in davranışına göre başka tedbirler de söz konusu olabilir" diye konuştu, Gül...

Cumhurbaşkanı'nın şu sözlerine özellikle dikkatinizi çekerim:

"Türkiye, sadece kendi haklarını değil, bütün mazlumların haklarını koruyacaktır...

İsrail'in atması gereken adımlar var.

Kendileri fark etmiyorsa, müttefikleri fark ettirmelidir!"

Elbette, diplomatik lisanla daha fazlası söylenmez. Devletin kararlılığını yansıtan hayati mesaj, Çankaya üzerinden ilgili adrese iletilmiştir.

Tercümesi de şudur:

Müttefikiniz/tandeminiz ABD, Türkiye ile mücadelesinde başına nelerin geldiğini çok iyi biliyor. Onlar size durumun ciddiyetini, içinde bulunduğunuz zorluğun boyutunu anlatmalıdır!

*

Cumhurbaşkanı, İsrail'e koltuk çıkan BM Raporu içinse "Yok hükmündedir" diyor...

Ankara, böylelikle...

Mavi Marmara Katliamı'nın üzerini sıkıca örtüp İsrail'in sırtını sıvazlayan, zalimleri değil mazlumları suçlayan Palmer Raporu'nu...

Bir kalemde yırtıp attı.

"Hakikati takır takır hasıraltı eden" BM raporuna sarılarak...

Sütunlarında, İsrail'in tezlerini "Ankara'ya karşı konuşlanıp" fırına veren "iliştirilmiş kalemler" ise bir kere daha bizi şaşırtmadılar.