Akıllı, ünlü fakat saf bir Anadolu çocuğu
Ankara’ya gidip gelirken, yolda Sayın çölaşan’ın son kitabını okudum. Hürriyet’ten niçin kovulduğunu yazıyor. Kısaca: “İktidar aleyhinde yazılar yazdığım için, 23 senedir çalıştığım gazeteden kovuldum” diyor. Dürüstlük saflık ancak işte bu kadar olur.
Kitabını okuduktan sonra, Sayın çölaşan’ın neden Sayın Melih Gökçek karşısında her defasında haksız duruma düştüğünü anladım. Sanıyorum ki, çölaşan’ın Ankara’daki Hakim Evleri Kooperatifinden haberi yok. Kooperatifin Başkanı, Dünyada emsali az bulunan Hâkimlerden VAKİT yazarımız, Sayın Nusret çiçek vardı. Ana sütü kadar helal paraları ile 1500 yazlık villa yaptırdılar. O sayıda, nâmuslu dürüst Hâkim ve Savcılara dağıttılar. Sayın Gökçek onlara çok yardım etti. Gerek proje, gerekse, ruhsat safhasında hep adliyecilerimizin yanında oldu. Arsayı mücavir alan statüsüne soktu. Onların yol, su, elektrik ve kanalizasyon ihtiyaçlarını Belediye olarak karşıladı. O hâkim ve savcılar, normal olarak şöyle düşündüler: “Melih Gökçek, çölaşan’ın iddia ettiği gibi yolsuzluk yapsaydı, hâkim ve savcılara normal bedelle ve normal yollardan tahsis ettiği o kooperatif arsasından katrilyonlar kazanırdı” dediler. Kısacası, Sayın çölaşan o konuda inandırıcı olamadı. Kovulması konusunda da aynı saflığı gösteriyor. Saflık kötü bir şey değil. Dünyada aldanan olmak, aldatan olmaktan evladır. çünkü aldanmakta bir saflık ve temizlik vardır. Bence Sayın çölaşan da öyle… Kitabında kartel medyasının en büyük patronunu yıpratacağı yerde, onu daha fazla güçlendiriyor. “İktidarı eleştirdiğim için beni kovdu” diyor. Halbuki bunun tam tersini söylemeliydi. çünkü doğru olan o idi. Şimdi patron iktidara daha fazla yaklaştı. En popüler televizyonlarının birinde, sabıkalı bir dolandırıcı var. Sayın çölaşan vaktiyle o ünlü gazetecinin hırsızlığını, dolandırıcılığını belgelerle ortaya koymuştu. Savcılık adamın yakasına yapıştı. Herif yargılandı. Dolandırıcılık Suçu’ndan mahkûm edildi. Cezası kesinleşti. Şimdi patronun en önemli televizyon kanalında, Haber Programcılık yapıyor. çok yıkıcı ve kurnazca yorumlar yapıyor. Dostça uyarılar maskesi altında iktidarı can evinden vuruyor. Meselâ Anayasa ile kaldırılan (Israrla türban dedikleri) başörtüsü yasağını, uygulatmamak için her türlü hinliği yapıyor. Türbanlılar, üniversiteye girerse, karışıklık çıkar mı, çıkmaz mı? Konusunda programlar yapıyor. Konuşmacıları da hep iktidara karşı olanlardan seçiyor. Onu da yeterli bulmuyor. Güya üniversite gençliği arasında, tarafsız anketler yaptırıyor. Gençleri tutuşturmak için elinden geleni yapıyor. Şu anda bazı üniversitelerde, çatışmanın zemini çoktan hazırlanmış durumda… İktidar bunun farkında değil. Patron o sabıkalı elemanının sayesinde rahat rahat ikili oynayabiliyor. Bir taraftan iktidarın altını oyuyor; öbür taraftan da dayatmacı, baskıcı, darbeci çevrelere de göz kırpıyor. Ben Sayın çölaşan’ın yerinde olsaydım; iktidara: “Sizin yüzünüzden kovuldum” diyeceğime… İktidarın şahsında o patronun bu Asîl Milletimize ne oyunlar oynamakta olduğunu belgeleri ile ortaya dökerdim. Emin çölaşan dostum kitabında âdeta çıkarını çok iyi bilen patronun söylediklerini doğruluyor. Sanki iktidar kovulmasına sevinmeyecek de, patronu sigaya çekecek? Ya da muhalefet kendisi gibi sivri dilli, merhaba kör kadıcı, dürüst ve nâmuslu samimi bir Atatürkçü’ye sahip çıkacak? Onun kadar halkı bilip tanıyan bir yazar, nasıl olur da ecdadımızın, Doğru Söyleyeni 9 Köyden Kovarlar sözünü unutabilir?
Elbette ki, gammazlık yapmamak, bir erdemdir. Ancak çıkarcıların maskesini düşürmek de yurtseverler için aynı değerde bir görevdir. Haber programcı, Sureti Haktan görünerek öylesine ustaca provokasyonlar yapıyor ki… Göreceksiniz, bugüne kadar, üniversite dışında kol kola yürüyen örtülü ve açık kızlarımız, başörtülü kardeşleri derslere girmeye kalkıştıkları gün, gençlik arasında, olaylar çıkacaktır. Korkarım ki o olaylar, sokaklara da sıçrayacaktır. Günlerdir bu tezgâh hazırlanıyor. Kim ne derse desin. Biz Sayın çölaşan’la dostuz. çok yakından tanıdığım çölaşan’nı daima Mukaddes Dinimize Bağlı ve Saygılı gördüm. ülkemiz ve Mukaddesatımız için, tüm nâmuslu yurtseverler el ele vermelidir. Sağda ve soldaki, hırsızların, dolandırıcıların, sabıkalıların, üçkâğıtçıların, sahtekârların ve münafıkların bellerini kırmalıdır. Sayın çölaşan bunun nasıl yapılacağını hepimizden daha iyi bilir. Şahsen ben, insanları biri birlerine düşürenlerden iğrenir ve nefret ederim. Biz de en az onlar kadar cesûr olmalıyız. Hainlere fırsat vermeyelim. Sevgi, saygı ve dualarımızla...