TSK’nin üstünde kimin eli var?

TSK’nin üstünde kimin eli var?

Önce şunu öğrenmek gerekiyor sanırım. TSK’nde kimlerin eli var? Bu eller ne yapmaya çalışıyorlar? Bu ellerin ulusal ve uluslar arası emelleri neler? Bu eller darbe mi planlıyor, orduyu ‘peygamber ocağı’ çizgisinde tutmak için gayret mi serfediyor? Belki de TSK’ye uzanan bir el bile yoktur…

TSK; ülkenin gözbebeği olması gereken kurum yani… Halkın, evlatlarını belki şehidlik mertebesine ulaşır diyerek davul zurna ile gönderdiği asker ocağı. Bir başka deyişle; Peygamber Ocağı.

Kimin eli olur ki peygamber ocağının üstünde? Bence elden daha çok, evlatlarını buraya gönderen gözü yaşlı anaların babaların duaları olur TSK’nin üstünde. Şayet onların iddia ettiği gibi bu dualar değil de gerçekten birilerinin eli olsaydı “vay TSK’nin haline vay.”

İletişim imkanlarının oldukça kısıtlı olduğu dönemlere baktığımız zaman, en az bilinen kurumun TSK olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla faaliyetleri konusunda kimse kolay kolay fikir yürütemezdi. Siviller, askerleri sokakta, yolda gördükleri zaman ya tedirgin olurdu ya da doğrudan sevgi gösterisinde bulunurlardı. İkisi de aynı yola çıkıyordu çünkü… Alışkanlıklar.

Zira askerin yeri kışlasıdır. Hani ne işi olur sivil ortamlarda.

  Peki şimdi için aynı şeyi söylemek mümkün mü? Son 15-20 yılı iyi takip edenler bırakın Genelkurmay Başkanlarını, bütün kuvvet komutanlarını, komutan adaylarını, gelip gidenleri, yedekleri, rütbe yükseltenleri, rütbesi sökülenleri, balans ayarı çekenleri, bakanlara ‘kazık’lı tehditler savuranları, darbe günlükleri yazanları, günlüklerde adı geçenleri, ihalelere fesat karıştıranları, doğrudan darbe planlayanları; kısacası o kadar çok asker ismi bilir ki…

  Bu akıl almaz bir durumdur. “Darbelere alışık bir ülke” kavramını artık insanlar reddediyor. Ama ne gerek var darbelere. Eskiden 10 yılda bir adı anılan askerler artık her gün başköşelerimizde. Televizyonlarda onlar, gazete manşetlerinde onlar, kahvehane sohbetlerinde, internet sitelerinde; kısacası her yerde. Bunun daha ötesi mi olur. Askerin darbe yapmasına ne gerek var. Hangi adım atılsa, birileri omuzu kalabalıklara mikrofon uzatıyor. Siyaset kurumu ne yapsa herkes “dur bakalım bu duruma asker ne diyecek” beklentisine giriyor. Öyleya, asker asli unsur, geri kalanlar yan unsurlar. Asker doğrudan gökten indi, milletse yerde vardı zaten. 

Şimdi kalkıp, ortada her hangi bir durum yokken “elinizi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üzerinden çekin” diye bağıranlar kimleri kastediyor anlamak lazım. Anlamak ve anlatmak lazım.

  Öyle ya, TSK’nin üzerinde olsa olsa milletin eli olur. Yoksa, birileri darbe planlar, birileri silah ve mühimmat aşırır, birileri ağlama duvarlarında hahamlarla hatıra fotoğrafı çektirir, birileri helikopterli pikniklerde, birileri golf sahalarında boy gösterir… Birilerinin yapacak o kadar çok şey var ki, kendisi asker ama, yaptığıyla hiçbir bağlantısı olmayan asker. Birileri bu görevi tamamen unutup “demokrasiye rot balans ayarı” çekmeye kalkar...

Birileri hükümetleri devirmek için terör örgütü bile kurar. Kurmasa da kurulmuş örgütlenmelerin lider kadrosunda yer alır. Birileri, krokiler hazırlayarak ülkemin liderlerine süikast planlar, yakalanınca da “tatbikat için bunlar” diye ülkem insanını kandırmaya çalışır. 

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u bu konuda samimi olmaya ve doğru tarafa çağrı yapmaya davet etmek gerek sanırım.

TSK’nin üzerinde eli olanlar, aslında sizin de malumunuz. Onlar kendilerini çok iyi biliyor, eminim ki siz de çok iyi biliyorsunuz. Aslında, bence niyetinizi bilmek için ille de birilerinin “irtica ile mücadele eylem planı” adı altında bir saçmalığı ortaya atmasına gerek yoktu. Bu bizi hiç şaşırtmadı. Çünkü siz bu planın adını da, hedefini de gelir gelmez söylemiştiniz. Şimdi kalkıp da, “çekin elinizi” demenin hiçbir faydası olduğunu düşünmüyorum.

Birileri hata yapabilir, birileri planlar yapabilir, kaos peşinde koşan birileri olabilir. Ama en tehlikelisi bu birilerinin TSK içinde olmasıdır.

Dikkat edin Sayın Başbuğ, o birileri dışarıda değil içinizde. Seslenecekseniz, onlara seslenin. Muhtemelen inandırıcılık konusunda daha önceki örnekleri de milletimiz göz önünde bulundurarak size not vermiştir.

Ya kim olduğunu açıklayın “çekin elinizi” dediklerinizin. Ya da çağrınızın ve sert açıklamalarınızın yönünü değiştirin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi