Yargı polemik konusu olmamalı
Yargı ve mensupları üzerinde polemik tehlikeli sonuçlar verebilir. Hatta yargıyı bir takım baskılarla taraf olmaya zorlamak ülkenin dinamitlenmesi ile eş anlamlıdır. Elbette yargının sürekli tartışma ortamında bulunmasının çeşitli sebepleri ve kaynakları vardır. Bunlardan birisi, siyasete müdahale etmek isteyen gerçekte siyasetin tamamen dışında kalması gereken bazı çevreler ile siyasetçilerin yargıyı taraf olmaya zorlamaları, diğeri ise bazı yargı mensuplarının söz ve fiilleri ile siyasete müdahale etme gayretleridir..
Yargının tarafsız ve bağımsız olması gerektiği hususunda sanıyorum kimsenin bir itirazı yok. Bu noktada söz planında görüş birliği var. Ancak, iş fiiliyata geldiğinde bir bakıyorsunuz herkes yargıyı bir tarafından çekiştiriyor. Elbette sadece yargıyı ve mensuplarını taraf olmaya zorlayanları suçlu ilan ederek işin içinden çıkmak mümkün değildir. Özellikle Yüksek yargının bazı mensuplarının söz ve davranışları ile adeta siyasi ve ideolojik olarak taraf olduklarını ilan etmeleri ister istemez yargıyı polemiklerin içine çekiyor ve sürekli tartışılan bir kurum haline getiriyor. Yargıyı bu durumdan kurtarmadan toplumsal barışın sağlanması, adaletin hakkiyle tecelli etmesini beklemek doğru olmaz.
Bu noktada tüm kesimlerin yargının sözünü ettiğimiz tartışma ortamının dışına çıkartılması hususunda görüş birliğini sağlamak pek mümkün görünmüyor ama buna ihtiyaç olduğu kesin. Bunun mevcut şartlarda yasal düzenlemelerle temini de zor. Sanki bu ülke, sürekli olarak yargıyı tartışmaya alışmak durumunda görünüyor. Bu ise yanlış... Siyasi iktidarlar tartışıldığında seçimlerde millet verdiği oylarla bu tartışmaları sonuçlandırabilir. Halbuki yargı gibi bazı kurumlar etrafında sürdürülen tartışmaları seçimler yoluyla sonuçlandırmak mümkün değil.Yasal düzenlemeye ihtiyaç var. Yasal düzenlemelerin de iktidar ve muhalefet arasında bir konsensüs sağlanarak gerçekleştirilmesi yapımıza aykırı düşüyor. Çünkü, muhalefet demek özellikle CHP için iktidarda hangi parti bulunursa bulunsun iktidarın her yaptığına karşı çıkmak anlamına geliyor.
Peki çözüm yok mu?
Çözüm var... Çözüm ya halkın oyları ile iktidar olanlar devlet mekanizmasındaki aksaklıkları gidermek için her türlü yasal düzenlemeyi yapacak, bunu yaparken adil olmaya dikkat edecek, adaletin teessüsü için yapılması gerekenleri yapmaya çalışacaktır. Ya da yeni bir sivil anayasa hazırlamak üzere seçim yoluyla bir anayasa hazırlama meclisi oluşturulacak. Bu meclis, Kurucu Meclis görevi üstlenecek ve yeni bir sivil anayasa hazırlayacak.. Bu anayasa hazırlanırken öncelikli olarak kurumların birbirleri ile bilek güreşine girmelerini engelleyici hükümler getirilecek. Özellikle de yargının bağımsızlığı kadar tarafsızlığını yitirmemesinin de tedbirleri alınacak. Başka ülkelerde bu husus nasıl sağlanmış araştırılacak düzenleme ona göre yapılacak. Bağımsız yargıda bazı yargı mensupları tarafsızlığını yitiriyor, bağımsızlığın sağladığı gücü siyasi ve ideolojik yaklaşımı için kullanmaya kalkıştığı takdirde bunun hesabını soracak bir mekanizmanın kurulması gerekiyor. Çünkü günümüzde yargının tarafsızlığını yitirdiği yönündeki bazı eleştirilere yargıya müdahale ediliyor diye itiraz ediliyor. Bu da işin içinden çıkmayı imkansız kılıyor. Kısacası, yapılacak bir düzenlemede yargı bağımsızlığına dokunulmadan, tarafsızlığını yitiren yargı mensuplarına hesap soracak bir kurumun oluşturulması gerekiyor. Bağımsızlık hesap sorulamaz anlamına gelmemelidir. Seçilmişlerin dokunulmazlığına dokunmak, o korumadan çıkarmak isterken bir takım atanmışların seçilmişlerinkinden çok daha kalın zırhlara büründürülmesi sonucunda bugünkü tartışmaları yaşıyoruz.. Sürekli olarak TSK ve yargı tartışılıyor. Tartışanlarında bu işten zevk aldığını sanmıyorum. Bir söz vardır ok yaydan bir kere çıktımı yakalamak mümkün olmadığı gibi bir defa tartışma başlayınca da bitirmek mümkün olmuyor... Bunun için millet olarak düdük çalınmasını beklemenin sakıncalarını da geçmişte çok yaşadık. Artık bir takım rahatsızlıklardan ve şikayetlerden kurtulmak için düdük çalınmasını beklememek, tüm devlet kurumları ve millet, birlik olarak meselelerimize köklü çözümler bulmak durumundayız. Bunun yolu da milletin oyları ile oluşturulacak Kurucu Meclis'te yeni bir anayasa hazırlamaktan geçiyor. Hazırlanacak yeni anayasa Millet Meclisi'nde görüşülüp kabul edildikten sonra milletin oyuna sunulmalıdır. Yoksa gereksiz tartışmalar içinde günlerimiz geçecek, bununla da kalınmayacak bir takım kırgınlıklar ve alınganlıklar ortaya çıkacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.