Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Sınırlandırma, sinirlendirme!

Sınırlandırma, sinirlendirme!

Obama, Türkiye-ABD ilişkisini tanımlarken “model ortaklık” ifadesini kullandı ama bir başka ülkeyle aynı model 'ortaklık' kurma imkânını pek rahat bulamaz.

ABD, dünya meselelerinin pek çoğuyla ilgilenirken, konuyla doğrudan ilişkisi bulunan Türkiye'yi hemen masanın bir yanında görüyor.


* * *
Balkanlar gündemdeyse, Türkiye orayla her bakımdan içli dışlı.

Ortadoğu konuşulacaksa, Türkiye muhakkak işin içinde.

Kafkaslar masadaysa, Türkiye'siz çözüm aramak yanlış.

Afrika'nın yarıdan çoğuyla Türkiye'nin bir şekilde bağı var.

Haritayı serip, üzerinde Afganistan veya Pakistan'la ilgili bir konu tartışılacaksa, mutlaka Türkiye'nin fikrine ihtiyaç duyulur.

Sadece fikrine değil, askerine de, diplomatik gücüne de, projelerine de.


* * *
Varlıklarını belli etme bakımından gücünün pek altında performans sergiliyor olsalar da İslâm dünyasının ve Türk dünyasının en önemli aktörü yine Türkiye.

Avrupa Birliği ile kırk yıl süren bir nişanlılık dönemi yaşayan ülke hangisi derseniz, cevap yine Türkiye'den başkası değil.

Bu kadar kapsamlı bir alanı, Türkiye'den başka hiçbir ülkeyle konuşup tartışamazsınız.


* * *
Dışişleri Bakanı -ki tarihin başlangıcından bugüne kadar bu memleketin gördüğü en başarılı, koltuğunu tam anlamıyla dolduran, görevini en iyi şekilde yerine getiren bakan- Ahmet Davutoğlu, geçen gün bu bahsetmeye çalıştığım Türkiye'nin ilgilendiği coğrafyalar konusunda çok yerinde açıklamalarda bulundu.

Ve dedi ki:

“Geçen asırda bizim dedelerimiz, şu an bizim ilgilendiğimiz bölgeden daha geniş bir coğrafya ile meşguldüler. Birinci Dünya Savaşı dönemini hatırlayın... Biz şu anda onların ilgilendiği sahadan daha azıyla ilgileniyoruz. Ve öyle sanıyorum ki yakın gelecekte bizim çocuklarımız ve torunlarımız, yine bizden daha geniş bir bölge ile ilgilenmek zorunda kalacaklar.”

Tamı tamına hatırlamasam da özü böyleydi söylediklerinin.


* * *
Bendeniz de bu düşünceye aynen katılmakla kalmayıp bir ufak ilavede bulunmak isterim.

Güçlü ve kararlı bir Türkiye, dünyanın ne kadar geniş alanıyla ilgilenirse, yeryüzünün huzuru, emin olun aynı oranda artmış olur.


* * *
İşte bu noktada, masamda duran gazetenin ismi altında, senelerden beri hiç değişmeyen bir yazı gözüme çarpıyor.

“Türkiye Türklerindir.”

Eyvallah...

Öyle olsun...

Peki bu ifade, başka ne gibi anlamlara gelebilmektedir, orasını da düşünsek mi?

“Türkiye Türklerindir” demek, burada yaşayan insanlar başka yerle ilgilenmesinler, ilgilenemezler, sınırdan öteye bakamazlar demek de olabilir mi?

Oturalım, kendi yağımızla kavrulalım, öte yanda kıyamet kopsa aldırmayalım sonucuna da varmak mümkün müdür?


* * *
Abartma payını düşelim, yine de bir 'sınırlandırma' göze batmıyor mu?

Bir madalyonun bile iki yüzü varken, “Türkiye Türklerindir” gibi güçlü ve yıllar boyunca hiç değişmeyen o ifadenin, tek bir yüzü olduğunu sanmak... Anlatabiliyor muyum?



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi