Katır neden öldü?
Bir zamanlar Hasan Pulur dostumuz yazmıştı. Malûm, henüz devletler ve ordular motorize olmadan, silahları bir cepheden öbürüne, ya da gerekli yerlere taşımak çok zordu. Bunun için atların, katırların çektiği basit araçlar kullanılırdı.
Birinci Dünya Savaşı’nda, bizim kullandığımız çok güçlü kadana katırları varmış. O zaman Almanlarla da müttefiktik ya... O kadana katırlarından birkaçını, başka bir yere götürmek gerekiyor.
Nakliye trenle yapılacaktır. Almanlar katırları kara vagona yüklemeye çalışıyorlar. Fakat ne mümkün? Bir tek katırı bile vagona sokamıyorlar. Saatlerce uğraşıyorlar. Kan ter içinde kalıyorlar.
Başaramayacaklarını anlıyorlar.
Tam katırları göndermekten vazgeçecekleri sırada, öteden bir Mehmetçik çıka geliyor. Bakıyor ki, 8-10 Alman askeri bir katırı arkadan itiyorlar. Güya boş vagona katırları zorla sokacaklar. İteliyorlar iteliyorlar. Bir tek katırı dahi, yerinden oynatamıyorlar.
Mehmetçik Almanlara işaretle “Siz oradan çekilin” diyor. Bizimki katırın kuyruğuna yapışıyor; geriye doğru bir çekiyor. Katır anında vagona giriyor. Mehmetçik 4-5 dakikada katırların hepsini vagona sokuyor. Ehh ne demişler: “İş bilenin. kılıç kuşananın” Şimdi gelelim Hasan Pulur Üstadın yıllar önce anlattığı olaya...
Katırlar bu kadar kıymetli ya... Bir gün onlardan biri, hastalanıyor. Durumu Paşaya söylüyorlar. Paşa derhal Baytar Yüzbaşıyı çağırtıyor. “Bütün işlerini bırak. Acele Tavlaya koş. Ne yapıp yap, katırı kurtar” diyor.
Veteriner yüzbaşı tavlaya gidiyor ki katır ölmek üzere... Muayene, iğne, ilaç, teşhis, tedavi, hiçbir müdahale işe yaramıyor ve katır ölüyor. Yüzbaşı 10 sayfalık bir rapor hazırlıyor. Ne kadar Tıbbî bilgisi varsa, onları Türkçe’ye de çevirmeden, Latince, Fransızca, Almanca terimlerle katırın ölüm sebebini bilimsel bir dille anlatmaya çalışıyor.
Paşa raporun sonuna kadar geliyor. Yüzbaşının yazdıklarından hiçbir şey anlamıyor. Ve yazının altına bir not düşerek, Raporu Yüzbaşıya iade ediyor. Paşa notunda şöyle demektedir: “Bütün bu gâvurca, Kelime ve Istılahlar başına çalınsın! Katır niye öldü?”
Demek ki eski Paşalar da bugünkülerden çok farklıymış. Onun için İmparatorluklar kurmuşuz. 3 kıtaya, 7 denize hâkim olmuşuz. Asırlarca Cihana ferman okutmuşuz. Şimdi ise AB, ABD ve IMF Kapılarında sürünüyoruz. Atatürk yaşasaydı kahrından ölmez miydi?
Kara Kuvvetleri Komutanımız, Sayın İlker Başbuğ, Dağlıca Baskınının hesabını, oradaki Tabur Komutanına soracağına... “Çatışma 36 saat sürmüş. 12 askerimiz Şehit olmuş. 8 askerimiz kaçırılmış. Sen bu süre zarfında neredeydin Komutan?. Diyelim ki suyun öbür tarafına geçemediniz. Koca Türk Ordusunun Helikopterleri, Uçakları da mı yok? Neden Havadan yardım etmediniz? Bütün mazeretlerin başına çalınsın. O facia neden oldu? Çocuklarımız neden öldü? demiyor da... O konuda Kamuoyuna (Hiç de inandırıcı olmayan) bir açıklama yapıyor. O facianın, şimdiye kadar PKK’nın yaptığı en etkili Eylem olduğunu söylüyor. Sayın Komutan bizi bağışlasınlar amma... Buna Özrü Kabahatinden büyük derler. Yani satılmış 1 avuç bölücü teröristle Koca Türk Devleti baş edemiyor mu? Bizi affetsin amma, bunu mu söylemeye çalışıyor? Orada 200 militan terörist varmış. Bizim de tam teçhizatlı bir Taburumuz olduğunu kendileri söylüyor. Öyleyse neden o korkunç tuzağa düştük? İnanç ve Geleneklerine yürekten bağlı nice Vatanperverleri YAŞ kararları ile Ordudan ihraç ediyorlar. Şimdi o tabur Komutanından hesap sorulmayacak mı?
Sayın Başbuğ: “Başarısız tabur komutanı, bu hatasının hesabını verecektir” diye rahatlatıcı bir açıklama yapacak zannettik. Ancak umduğumuzu bulamadık.
Kıbrıs Çıkarmasında, uçaklarımız yanlışlıkla Kocatepe adlı gemimizi batırmıştı. 200 civarında askerimizin şehit edilmesine sebep olan, o zamanki Gemi Komutanı ile Filo Komutanı,(Komador) sonradan arka arkaya Deniz Kuvvetleri Komutanı olmuşlardı. Umarız ki Kahraman Tabur Komutanı da öyle bir ödüle layık görülmez.
Sayın İlker Başbuğ, Medyanın sorumsuzluğundan şikâyet etti; ki o konuda yerden göğe kadar haklıdır. Bir kısım Medya VAKİT’in yaptığı gibi Sorumlu ve Hassas davranmalıdır. Bölücü Terörü lanetliyoruz diye, onun propagandasını yapıyor duruma düşmemelidir.
Saygılarımla...