Son günlerde ABD, Afganistan'ı dünya gündemine oturtmaya çalışıyor.

Hem kendileri hem de muhipleri yoğun bir biçimde Afganistan'ı konuşuyor.

Ama tabii ele aldıkları konu, NATO'nun da desteğiyle orada gerçekleştirdikleri korkunç katliamlar değil.

Ne mi?

Konu, tüm dünyanın umurunda olan, insanlığın derdi(!) haline dönüşen Afganistan'da yapılan devlet başkanlığı ve bölgesel seçimlerdeki yolsuzluk...

Tüm beyanatlarda, kaleme alınan makalelerde sürekli olarak CIA ajanı olduğunda kuşku olmayan eski ABD enerji şirketi çalışanı Karzai'nin oy çaldığı iddia ediliyor...

Seçimlere hile karıştırdığı vurgulanıyor.

Örneğin bu konuyla ilgili olarak merkezi ABD'nin başkenti Washington'da bulunan Ulusal Demokratik Kurum tarafından bir açıklama yapıldı. Yapılan açıklamada, Afganistan'da yapılan devlet başkanlığı ve bölgesel seçimlere katılım oranlarının tahmin edilenden yüksek olduğu belirtiliyor.

Amerikan menşeli örgütler, kurum ve kuruluşlar, yetkili, yetkisiz kişiler hep bir ağızdan bu yönde açıklamalar yapıyor.

Belki de bundan sonra, demokrasiyi yerleştirmek için işgali sürdürdüklerini iddia edecekler. Ya da Karzai'nin "Görevimi yaptım, Afganistan'da yaşamak çok zor, artık beni bu bahaneyle görevden alın da, gidip ihanetimin bedeli olarak kazandıklarımı ABD'de afiyetle yiyeyim" talebini yerine getirerek, onu da ödüllendirecekler.

Onları anlıyoruz...

Ancak Türkiye'de de Afganistan seçimlerinde yaşanan seçim yolsuzluğu birilerini çok rahatsız etti. Örneğin Akşam Gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş'ı!

Aydıntaşbaş, "Afganistan komedisi ve Ankara" başlıklı yazısında,"Afganistan'da rezil bir şey oldu geçen ay: Seçimler! Seçimlerin nesi olabilir? Sandık demokrasinin en meşru göstergesi, en yüce mabedi değil mi? Kuşkusuz öyle. Ancak orada durum böyle olmadı. 8 yıldır iktidarda olan Karzai hükümeti, bütün dünyanın gözü önünde, Afgan halkıyla alay edercesine, sandık sandık, kutu kutu seçimleri hileyle çaldı. Seçim hileleri o kadar kör gözüm parmağına yapıldı ki..." diyerek, yaşanan yolsuzluğa sert tepki gösteriyor.

Yazısında Karzai'yi yerden yere vuruyor. Bunu yaparken de Karzai'nin kardeşinin uyuşturucu baronu olduğunun altını çiziyor.

Aydıntaşbaş, yaşanan seçim rezaletine isyan ediyor.

... Ve "NATO, Türkiye'ye muhtaç. Hükümetin Türk askeri oraya varmadan yapabileceği şeyler var" diyerek, Başbakan Erdoğan'ı ve Türk hükümetini göreve çağırıyor:

"Sayın başbakan, şimdi de Afgan halkı için devreye girin. Allah aşkına statüko, dengeler, istikrar diyenlere kulak asmayın. Ne Afgan halkı ne de Müslümanlar böyle bir hakareti kaldırabilecek durumda. Şu seçim komedisini iptal ettirin."

Görünen o ki Aydıntaşbaş'ın derdi büyük!

Amerikan merkezli kuruluşlar ile Afganistan konusunda aynı endişeyi paylaşıyor...

Dikkatimizi çeken şey ise uzun makalesinde Aydıntaşbaş'ın Afganistan'da Amerikan liderliğindeki NATO işgal güçlerinin her gün onlarca, yüzlerce masum sivilin üzerine bomba yağdırdığından, gerçekleştirilen korkunç katliamlardan, tecavüzlerden, işkencelerden, ABD'nin Afganistan'ı eroin deposu haline dönüştürdüğünden hiç bahsetmemesi. Taliban'ın kız çocuklarını okula göndermediğini vurgulayıp, Amerika'nın o çocukları nasıl tavuk telef eder gibi öldürdüğü konusunda bir kelime bile söylememesi.

İşgal güçlerine katılmak üzere 800'e yakın Türk askerinin yakında Afganistan'a gönderilmesine alkış tutan, seçimlere hile karıştırılmasına bu denli duyarlı olan Aslı hanım, herhalde bir başka makalesinde insanlık adına, ABD tarafından gerçekleştirilen kanlı katliamları da ele alacaktır.

Yoksa yanılıyor muyum?