Hürriyet’te ‘tüyler ürpertici’ bir yazı!

Hürriyet’te ‘tüyler ürpertici’ bir yazı!

Maliye tarafından, Doğan Yayın Holding (DYH) bünyesindeki 4 şirkete faiziyle birlikte kesilen 5 milyar liralık ceza herkesin dilinde. Hatta bu ‘dilindelilik’ sınırların da dışına taştı. O kadar ileri gitti ki, aylar önce yapılan açıklamalara bile bu yeni gelişme sirayet etti.

Düşünsenize, “asparagas, asparagas olalı” böyle zulüm görmemiştir. Adamın biri, yeter ki Avrupa’dan olsun; 4-5 ay önce bir konuşma yapıyor, alıp onu bugün yapmış gibi sunuyorlar. Müthiş bir kıvraklık. Bundan daha ustaca bir oryantal sistem olmaz. Yani bunlar dansözlere de taş çıkartıyor.

Son bombayı önceki gün Hürriyet’in internet sitesinde gördüm. 

Fikirle, basın özgürlüğü ile uzaktan yakından alakası olmayan, tamamen ekonomik bir olay nedeniyle köşeye sıkışan, iki Hürriyet kadar küçülmenin eşiğine gelen Doğan Yayın Holding, bünyesindeki gazete ve televizyonlar aracılığıyla ortalığı ayağa kaldırmış durumda.

Aydın Doğan, “uzlaşalım” turları atarken gazeteleri, önce, “Korkunç ceza”, “Dünya böyle ceza görmedi”, “Dünyada eşi görülmemiş ceza” türünden manşetler attılar.

Bu manşetlerin ayrıntılarında, devletin resmi kurumlarına, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’na, devlet memurlarına inanılmaz iftiralar attılar, ağır ithamlarda bulundular.

Aslında her biri birer ‘tetikçi’ olan gazete ve bu gazetelerde köşe verilmiş yine ‘tetikçi’ tayfasından oluşan köşe yazarlarının bulunduğu, benzer televizyon kanallarının yer aldığı bu grubun, “Özgür basın” sloganı atarak ortalığı ayağa kaldırması manidar bulunsa da onlar bununla yetinmeyerek uluslar arası hilelere başvurdu.

İlk olarak Hürriyet gazetesi, Avrupa Birliği Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Temsilcisi Olli Rehn ve Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso'nun 3 ay önce yaptığı açıklamaları Doğan grubuna kesilen vergi cezası sonrası yapılmış gibi duyurdu.

Başkalarının, özellikle de mütedeyyin kesimlerin hakları söz konusu olduğunda çıt çıkarmayan, tam tersine karalama kampanyaları ile yargı üzerinde baskı oluşturan bu yayın grubunun kendi ayağına bsılınca, “hukuk, sansür, özgürlük, özgür basın, ekonomik linç” gibi ifadeler kullanması tam da ‘kartellik’ bir iki yüzlülüğün simgesi oldu.

Hürriyet’in dünkü internet sitesinde dikkatlerden kaçmayan son feryat ise yine ulusal değil yurtdışı kaynaklı oldu.

Hürriyet’in haberine ilham veren olay ise, New York Times gazetesi’nin, Doğan Yayın Holding’e verilen rekor cezayı da konu edinen başyazısı oldu.

Türkiye’de olup bitenleri, adeta yalan haber ya da yalanlanmış haber rekoru kıran Doğan medyasından takip eden bazı uluslar arası basın kuruluşlarının her zaman yaptıkları içişlerimize karışma taktiklerinin iğrenç bir örneği bu aslında.

Tamamen matematiksel bir meseleyi, bir hesap olayını, bir hak ve hukuk meselesini, basına saldırı olarak nitelendiren bu ahlaksızlığın nereye kadar süreceğini kestirmek güç. Ama kullanılan dile bakılırsa, bu tarz kuruluşların kendi geleceklerinden endişe duymadıklarını, benzer hukuksuzluklar içinde olmadıklarını söylemek de güç.

Öyle ya, bu tür durumlarda yardımlaşmalı. Bir hukuk arama sürecini "tüyler ürpertici" olarak lanse etmeli... 
Güçlü bir Türkiye istemeyenlerin güçlü bir Doğan Medyası’ndaki ısrarını anlamamak için de ahmak olmak gerek. Tekeli kırılmış bir medya grubunun, dilediği gibi at koşturamadığı bir memlekette neler olabileceğini idrak etmemek de aynı şekilde…

İktidarların çizgisinde yayın yapmayan gazetelerin ya da basın kuruluşlarının tutumlarını değerlendirirken hangi kriterlerin göz önünde bulundurulduğunu bir analiz etmek gerek.

Eleştiri ile saldırı arasında ciddi bir fark olduğu gerçeğinden yola çıkarsak, Türkiye’deki manzarayı kamuoyunun takdirine bırakmak daha doğru olacaktır.

Şayet, bunlar “bağımsız ses” olarak gördükleri yayınlarında gerçekten samimi iseler, kendilerine kesilen cezanın hukuksuzluğunu ıspatlarlardı. Ama var mı böyle bir uğraş. Belgeler ortada, skandal ortada, hukuksuzluk ve hileler ortada…

Bir kere ayağına basıldı bunların…

AB yetkililerini de kullanırlar, uluslar arası basının çamurlarını da, hükümeti yıpratmak adına, iktidarı eritmek adına, kendi saltanatlarını sürdürmek adına ulusal ne varsa sattıkları gibi, uluslar arası satıcılığa da kolay soyunurlar…

New York Times, Türkiye’nin AB serüveninden söz ediyor, hürriyet New York Times ağzıyla tehdit ediyor. “AB sürecindeki ilerleme zedelenir” diyor.

İşte iğrençlik budur. ‘Tüyler ürpertici’lik işte tam da budur. Türkiye'yi sadece kendilerinden ibaret görmenin tipik bir örneği bu. 

Keşke bu sözde “özgür basın” başkalarının hak ve hukuku için de bu kadar kararlı ve bu kadar hırçın olabilse…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi