Önden ne gönderdiğimize bir bakalım
Ramazan-ı şerif ayının ardından, hemen şu günlerde Yüce Rabbimizin:
"Kendileriniz için hayırdan ne takdim ederseniz, sizden önce ne gönderirseniz, onu ALLAH'ın indinde daha hayırlı ve ecrini daha büyük olarak bulursunuz. ALLAH'tan günahlarınızın afvını isteyiniz. Şüphesiz, ALLAH Gafûr'dur, Rahîm'dir" (Müzzemmil sûresi: 20)
"Ey iman edenler! ALLAH Teâlâ'dan korkun da emirleri ifa edin. Herkes yarını kıyamet günü için önden ne göndermiş olduğuna bir baksın. ALLAH Teâlâ'dan korkun da yasak edilen şeyleri terk edin. Çünkü ALLAH Teâlâ, ne yaparsanız hakkıyla haberdardır."(Haşr sûresi: 18) emirlerine kulak vererek, ahiret için ne hazırlık yaptığımıza, kendimiz için hayırdan ne takdim ettiğimize, önden ne gönderdiğimize bir bakalım. Hayatımızın bir muhasebesini yapalım. Evet şu yaşa geldik. Namazımız, orucumuz, zekatımız, haccımız, tesettürümüz, helal ve haramlara riayet etmemiz ne durumda? Hz. Ömer (R.A.) bir hutbesinde şöyle buyurmuştur:
"Hesaba çekilmeden önce, kendinizi hesaba çekiniz. Amelleriniz tartılmadan önce, kendi amellerinizi tartınız. Hesaba çekilmek üzere, kıyamet günündeki en büyük arz huzura alınma için gerekli güzel hazırlıklarınızı yapınız. O gün huzura alınırsınız, Öyle ki size ait hiçbir sır gizli kalmayacak, bütün sırlar meydana çıkacak. (İbn-i Ebi Şeybe, Kitabu'l-Musannef, 7/96, No: 34459) Nitekim Cenab-ı Hak şöyle buyurur:
Ey insanlar! O gün hesab ve sorgu-sual için huzura alınırsınız. Öyle ki size ait hiçbir sır gizli kalmayacak, bütün sırlar meydana çıkacak." (Hakka Sûresi: 18)
Evet bu hadis-i şerif ve ayet-i kerimeler gereğince nefsimize bir çeki-düzen verelim. Nefsimize değil de Cenab-ı Hakk'ın emirlerine uyalım. ALLAH Teâlâ yolunda ve huzurunda gözyaşı dökelim. ALLAH Teâlâ huzurunda, kulun akıttığı birkaç damla gözyaşının, ilahî Rahmeti coşturduğunu, yalvaran günahkar kulun günahının bu sayede yıkandığını bilelim. Hakk'ın rahmet dergahına sığınalım. O'nun uzanan elleri, yaşaran gözleri boş çevirmediğinin idraki içinde olalım. Salih amellerimizin; imanımızın nurunu arttırdığını, kemalini ve bekasını sağladığını idrak ederek ömrümüzü salih amellerle geçirelim. Ömrümüzün kıymetini bilelim.
Şimdi bize düşen, nefsimizin ve hayatımızın muhasebesini yapmaktır. Hayatımızın hesabını yaparak kârımızın ve zararımızın bilançosunu çıkarmaktır. Hangimizin elinde bir sene daha yaşayacağımıza dair bir garanti vardır. Ölümü akıllarından bile geçirmeyen milyonlarca kişi, bu geçen bir sene içinde dünya denilen yerden ahirete intikal etti. Bizler de biliyoruz ki, ömür sermayemiz her geçen gün bitmekte, buna karşılık birçoklarımızın günahları artmaktadır.
İşte her gün artan günah yükünden kurtulmak için ALLAH'ın açık olan tevbe kapısına iltica edelim. Geliniz hep beraber, nefsimizin ve hayatımızın muhasebesini yapalım. Bir yıllık kâr ve zararımızın bilançosunu çıkaralım. Âbid isek ibadetimizin, zahid isek zühdümüzün, günahkâr isek günahlarımızın, âlimsek ilmimizin, zengin isek servetimizin, fakir isek sabrımızın, hayırsever isek yardımlarımızın ALLAH Teâlâ katındaki değeri ve değmezi nedir ve ne değildi diye geliniz uzun uzadıya düşünelim, tefekkür edelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.