Yavuz hırsızlar!..
Bu günlerde dünyanın belli başlı ülke temsilcileri roma da toplanmış dünydaki açlık ve yoksulluğu tartışıyorlar. Medya da bu vesileyle saniyede, dakikada, saate, günde, yılda kaç çocuk veya olgunun açlıktan veya açlığa bağlı sebeplerden öldüğünün hesabını yapıyor. Çetelesini yapıyor falan, filan… yani sonuçta gazeteciliklerini yapıyorlar. Ne yaparsın ekmek parası…
Irak, Afganistan, Keşmir, Çeçenistan, Sudan, Somali ve daha nice islam ülkelerinde devam eden savaş ve katliamlar, bunun dışında daha onlarca İslam diyarında gizli aşikar devam eden sömürü ve işgaller, toplum mühendislikleri, kırmızı, mavi, turuncu, renk renk devrimler neyin nesi?
Aynı ağalar şimdi zulmün merkezi olan batının romasında toplanmış, epeyce de islam ülkelerinden figüranlar toplamış, dünyada açlıktan ölen insanların sorularını tartışıyorlar… güldürmeyin adamı…
Hani Gazzenin enkazını kaldırdılar mı?.. dünyanın gözü önünde her türlü kimyasal silah vb kitle imha silahları kullanıldı. Çok zorda olsa Gazzede bir savaş suçu işlendiği tescillendi de ne oldu?.. Şarmuş şeyhte yetmişten fazla ülke yetkilileri orada da toplandılar, demeçler havada uçuştu, bir sürü duygu sömürüsü yapıldı, bir sürü vaadler verildi… peki ne oldu?!!!... Hiç…
Bir kere toplantı yeri yanlış seçilmiş. Şu anda mazlum vatandaşlarının açlıktan, ilaçsızlıktan öldüğü ülkeler nereler?... bu ülkelerdeki bu ölümlerin sebepleri neler?.. bu ölümler ne zamandan beri devam ediyor?... kısaca bu ülkelerin petrol, doğalgaz, altın, elmas ve daha nice yer altı yerüstü kaynaklarını kimler çaldı ve hala çalmaya devam ediyorlar?...
Herhangi bir batı ülkesinde açlıktan ölüm varmı? Tam aksine batılı bu mazlumlardan çaldığı, sömürdüğü, gizli aşikar gasp ettiği servetlerle semirip obezlikten kurtulmak için milyar dolarlar harcıyor.
Bu sorun 10-20 yılın sorunu değil. Yüzyıllardır tüm batının, beraberce bin bir türlü hile ve desiseyle yaptıkları büyük planlar sonucu buraya gelindi. Batılı ikiyüzlü, sinsi ve kalleştir. Tüm bu sorunluların baş sorumlusu kendileri ama yinede pişkin pişkin kendilerini, bu sorunların çözümleyicisi rolünde gösterebilmektedirler…
İslam ümmeti güçlüyken insanlığa adalet dağıtan huzur ve güven kaynağı ve bir denge unsuru olmuştur. Zira imanı bunu emretmektedir. Zaafa uğradığında ise denge bozulmuş hem kendisi hem de insanlık çok şey kaybetmiş, tüm bu sorunlar da ondan sonra başlamıştır.
Diğer milletler zayıfken sakin ve kendi hadlerinde kalırlar. Dolayısıyla isteseler de pek zarar veremezler. Güçlü oldukları zaman ise hırçınlaşıp hem insanlığın hem de kendi kendilerinin baş belası olurlar. Biz kendimizi biliyoruz bileli İslam âleminin den batıya bir saldırı olmadı. Batı âleminden ise İslam âlemine saldırılar hiç durmadı. Başta ABD olmak üzere emperyalist batının iki asra yakındır giriştikleri; işgal, soykırım, katliam ve sömürü girişimleri bunun apaçık örneğidir.
işte Ankara Ticaret Odasının soykırım ve katliam sicilini çıkardığı bazı batı ülkeleri; ama herkes te biliyorki batının insanlık suçları ciltler dolusu kitaplara sımaz. Şimdiki insan hakları demeçleri bu suçlarını örtmez, örtemez…
KIBRIS RUM KESİMİ: "Katliamların başladığı 1912 yılından, Kıbrıs Barış Harekatı’nın yapıldığı 1974 yılına kadar 1000’i aşkın Türk, Rumlar tarafından öldürüldü."
YUNANİSTAN: "1829’da Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanmasıyla Mora’daki Türkler göçe zorlandı, 20 bin Türk katledildi. 1923 yılında yoğun baskılar sonucu 400 bin Türk bölgeyi terk etmek zorunda kaldı."
BELÇİKA: "1.Dünya Savaşı’nın ardından Ruanda’nın yönetimi Belçikalılara verildi. Belçika’nın sömürgesi altındaki Ruanda ve Kongo’da 10 milyondan fazla insan soykırıma uğradı."
İTALYA: "İtalya’nın, Libya’da 1911’den 1940’lı yıllara kadar uyguladığı imha operasyonları ve çölün ortasına kurduğu toplama kamplarında yüz binlerce Afrikalı Müslüman hayatını kaybetti. İtalya diktatörü Mussolini, Etiyopya'da ve Yugoslavya'da 300 bin insanı katletti."
FRANSA: "Fransa, 1830 yılında Cezayir’i işgal etti. 132 yıl boyunca Cezayir’i işgal altında tutan Fransa, 1954-1962 yılları arasında 1.5 milyon Cezayirliyi katletti. Fransa, 1.Dünya Savaşı’nda da 900 bin Afrikalının ölümüne sebep oldu."
ALMANYA: "Almanlar 1933-45 yılları arasında diğer milletlerden ve etnik gruplardan 21 milyon insanı topluca kurşuna dizerek, toplama kamplarında, fırınlarda yakarak, gaz odalarında zehirleyerek soykırıma uğrattılar.. Almanlar 1891 yılında da hammadde ve işgücü ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Namibya’ya sömürge kurmak amacıyla çıktı. Adanın yerlileri Herero ve Namalar üzerine taarruz eden Alman askerleri yaşlı, kadın, çocuk dinlemeden 117 bin insanı katletti. Yaklaşık 132 bin yerliden geriye 15 bini sağ kalabildi."
DANİMARKA: "AB ülkelerinden Danimarka, 1945 yılında 250 bin Alman mülteciyi ölüme terk etti.
İSPANYA: "İspanya diktatörü Francisco Franco, ülkesinde 30 bin muhalifini öldürttü. İspanyollar Amerikalılarla birlikte milyonlarca Kızılderili’yi katletti."
İNGİLTERE: "İngiltere, 1788-1938 tarihleri arasında sömürgeleştirmek amacıyla gittiği Avustralya’da yerleşik yerli halk Aborjinleri sistematik olarak yok etti. İngilizlerin aralarına salgın hastalık yaydığı, bununla da yetinmeyip yemeklerine zehir katarak yok etmeye çalıştığı 750 bin Avustralya yerlisinden geriye sadece 31 bin kişi sağ kalabildi."
RUSYA: "Lenin, 1917-1920 yılları arasında 30 bin muhalifini infaz ettirdi. 1944 yılında Rusya, Çeçen, İnguş, Karaçay-Malkarlar ile Kırım Türklerini trenlere bindirerek Sibirya ve Kazakistan’a sürgün etti. Bu sürgünde 500 bini aşkın Müslüman Türk yollarda öldü. Rusya'nın Çeçenistan’a yaptığı saldırılarda da 200 binin üzerinde sivil katledildi."
AMERİKA:
"Amerika, soykırımlara Kızılderilileri katletmekle başladı. Amerikalılar ve İngilizler Almanların savaşı kaybetmelerinin ardından, Dresden kentine sığınan Alman göçmenlerin üzerine 3 gün süreyle havadan bomba yağdırdı. Saldırılarda çocuk ve kadınların oluşturduğu 200 bin kişi öldü. Amerika’nın Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine attığı atom bombaları sonucu 135 bin kişi öldü. ABD’nin Vietnam’ı işgali ise 70 bin kişinin ölümüyle sonuçlandı. ABD son olarak Felluce’de 1500 sivili öldürdü. İngiliz Tıp Dergisi Lancet'in yaptığı araştırmaya göre Irak'ta ABD işgali dolayısıyla ölen sivillerin toplam sayısı 655 bine ulaştı." (HaberX)
Tarih boyunca kendisine ait olmayan coğrafyalar üzerinde sayısız savaş ve çatışmanın mimarı olan ABD, kendi kanlı tarihini ve soykırımlarını unutmuş gibi görünüyor. Ama tarih unutmuyor. Bu kanlı tarihin sayfalarını açtığımızda, karşımıza ilk olarak Kızılderili katliamı çıkıyor. Kristof Kolomb'un 1492 tarihindeki keşfinden hemen sonra başlayan Kızılderili katliamı, yerli halkın tabi tutulduğu soykırımın adıdır. O tarihten 1886 yılına kadar süren katliamda, 70.000.000 Kızılderili ortadan kaldırıldı. Resmi makamlar, her Kızılderili kellesi için 5 dolar ödemişti (M. Hilmi Gül, Afrika-Batı ve İslam, İslam, Nisan 1985, sh. 23)
1."Körfez savaşı sırasında ABD ve müttefikleri Irak'a Hiroşimaya atılan atom bombasının yedi katı değerinde bomba attılar. Bunlardan sadece % 7'sinin belli bir hedefi vardı. Atılan bombaların % 60'ı doğrudan sivil halkı hedef aldı. Bu savaşta nükleer savaş başlığı dışında her türlü silah kullanıldı. Bombalamalar sonucunda Irak'ta 51 cami, 28 hastane 687 okul imha edildi. Şu an devam eden savaş ise öncekilerden çok daha vahşice. Sadece İnsan kaybı milyonlarla ifade ediliyor.
Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.(İbrahim 14/42)
Halkı zulmetmekteyken helâk ettiğimiz, böylece duvarları, çökmüş çatılarının üzerine yıkılmış nice memleketler, nice kullanılmaz kuyular, nice muhteşem saraylar vardır! Zalim oldukları hâlde, mühlet verdiğim, sonra da kendilerini azabımla yakaladığım nice memleket halkları vardır. Dönüş yalnız banadır. (hac 22/45,48)
ve askerleri yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar. Biz de onu ve askerlerini yakaladık ve onları denize attık (Orada boğuldular). Zalimlerin sonunun nasıl olduğuna bak! Biz nimetler içinde şımaran nice memleket halkını helâk etrmişizdir. İşte kendilerinden sonra içlerinde pek az oturulmuş yurtları! (O yurtlara) biz varis olduk, biz. Rabbin, ülkelerin merkezî yerlerine, kendilerine âyetlerimizi okuyan bir peygamber göndermedikçe oraları helâk edici değildir. Zaten biz, halkları zalim olmadıkça memleketleri helâk etmeyiz. (Kasas 28/39,40,58,59)
Zulmedenleri o korkunç uğultulu ses yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar. Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez. (Hud 11/67,113)
Biz onlardan önce, kendilerinden daha zorlu nice nesilleri helâk ettik de ülke ülke dolaşıp kaçacak delik aradılar. Kaçacak bir yer mi var? (Kaf 50/36)
Zalimler hangi devrilişle devrileceklerini görecekler. (Şu’ara 26/227)
Tarih çöplüğü zalimlerle dolu ve bu günküler zulümde dünkülerin eline su dökemezler. Çözüm İslam ümmeti yeniden ayağa kalkıp hem İslam aleminin, hem de tüm mazlumların sorunlarını islamın adaletiyle çzmalidir. Aksi halde insanlık bu zalimlerden daha çok çekecektir.
ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM.