Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Aşı olmak isteyenler de olamıyor!..

Aşı olmak isteyenler de olamıyor!..

Domuz gribi aşısı olmak isteyenler bilim adamaları tarafından neredeyse kahraman ilan edilecek. Çünkü, okullarda bir sınıftan aşı olmasına izin verilen öğrenci sayısı birkaçı geçmiyor. Yapılan açıklama ve yayınların toplumu korkuttuğunu, ailelerin bunun tesiri altında kalarak çocuklarının aşılanmasını istemediğini biliyoruz. Buna bir de Başbakan'ın "Ben ve ailem aşı olmayacağız" açıklaması eklenince insanlar aşıdan iyice uzaklaştılar... Öyle bir noktaya geldik ki toplum artık domuz gribi aşısına insanları hastalıktan koruyan bir ön tedbir olarak değil, sakat bırakan ya da öldüren bir müdahale olarak görmeye başladı.

Bu noktada Prof. Hande Harmancı'nın dünkü Milliyet Gazetesi'nde yer alan açıklamalarına temas etmek istiyorum. Prof. Harmancı konunun uzmanı, aynı zamanda Dünya Sağlık Örgütü Global İnfluenza Programı Pandemi Hazırlık Koordinatörü. Bu bakımdan gerek ülkemizde gerek dünyadaki aşı uygulamalarını ve sonuçlarını yakından takip eden bir uzman. Bu bakımdan Prof. Harmancı'nın, "Birkaç gün önce Dünya Sağlık Örgütü tüm dünyada 65 milyon doz aşı uygulandığını, beklenenin dışında hiçbir yan etki görülmediğini, hatta beklenenden daha düşük bir yan etki profili görüldüğünü açıkladı" şeklindeki sözleri de aşının yan etkileri konusunda ülkemizde gereğinden fazla bir korku oluşturulduğunu gösteriyor.

Aşı uygulamalarının tespit edilen bu sonuçlarının ardından Prof. Harmancı, "Aşıya izin veren aileleri tebrik etmek lazım" diyerek Türkiye'deki anne babaların çocuklarına aşı yaptırma konusunda tereddüt yaşamasının kendisini üzdüğünü ifade ediyor. Prof. Harmancı'dan son bir aktarma daha yaptıktan sonra başlıkta ifade ettiğim hususa geçmek istiyorum.

Prof. Harmancı aşının gerekliliğini ve güvenilirliğini şöyle dile getiriyor:

"Çocuklarımızı korumak istiyorsak aşı yaptıralım, çünkü bu aşı çok güvenli bir aşı. Hiç bu kadar korku ve önyargıyı hak etmiyor. Çocuklarımızı bu güvenli aşıdan nasıl mahrum edebiliyoruz?"

Maksadım elbette aşının propagandasını yapmak değil. Ancak, bir aşı kampanyası etrafında ülkemizde öyle bir hava oluşturuldu ki, durduğumuz yerde kendi kendimizi çıkmaza soktuk. Oluşan tereddüt ve korku sonucu toplumun büyük bir bölümünün çocuklarını aşı yaptırmak istemeyişi dileriz gelecekte ailelerin pişman olacağı bir sonuç oluşturmaz. Ancak buna karşılık bir de çocuklarının aşı olmasını isteyen ailelerin de çocuklarının aşı olamayışı söz konusu. Bu da nereden çıktı diyebilirsiniz. Bu ayın 16'sında okullar çocuklarla imzalanıp geri götürülmek üzere bir belge gönderdiler. Bu belgede aşının faydaları ve yan etkileri izah ediliyor velilerden çocuğunun aşı olmasını isteyip istemediğine dair imza isteniyordu. Çoğunluk veliler istemiyoruz diye kağıdı imzalayıp gönderdiler. Buna karşılık sayıları az da olsa benim gibi bazı veliler çocuğunun aşı olmasını istediklerine dair imza attılar. Ancak, aradan 10 gün geçmesine rağmen aşı olmasına izin verilen öğrenciler de şu ana kadar aşı olamadılar. Kağıdı okula gönderen veliler öğretmenlerden aşının ne zaman olacağını sorduklarında öğretmenler biz size haber vereceğiz cevabı verdiler. Şimdi bayram geldi ve Aralık başına kadar okullar tatile girecek. Yani çocuklar aşı olmadan bayramı geçirecekler. Buna karşılık Sağlık Bakanı Aralık 15'den itibaren ikinci bir salgın dalgasının gelebileceğinden söz ediyor. Bu arada aşının bağışıklık sağlaması için yaklaşık 3 haftaya ihtiyaç olduğu da yapılan açıklamalar arasında. Böyle olunca aşı olmak istemeyenler bir yana olmak isteyip de olmayanlar da ikinci salgın şokundan kendilerini kurtaramayacaklar. Diyebiliriz ki aşılamanın gecikmesi aşı olanlar ile olmayanları aynı hizaya getirmiş olacak.

Halbuki aşılama işinin Bayram öncesi tamamlanması gerekirdi. Ama olmadı. Bu da aşılama konusunda bir düzensizliğin, bir koordinasyon eksikliğinin olduğunu gösteriyor. Bunun da ötesinde bakanlık bir yandan milleti aşıya çağırırken öbür yandan aşılamadaki aksaklık ister istemez kafalarda yeni soruların oluşmasına yol açacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi