Silindir şapkalı şeyhin ekonomisi…
Mali piyasalardan topladığı paraları dev inşaat projelerine yatıran ve bunları turizm, finans ve emlak sektörlerinde pazarlayan Dubai ekonomisi fena halde duvara bindirdi…
Bir finans (faiz) merkezi olan Dubai, boyunu aşan projeleri gerçekleştirmek için sermaye piyasalarından büyük miktarlarda borçlanıyordu…
Krizle birlikte işler artık sürdürülemez hale gelince, devlete ait yatırım şirketi Dubai World, finans piyasalarına olan 59 milyar dolarlık borcunu 6 ay erteleyeceğini açıkladı…
Alacaklılar listesinde Abu Dabi Ticari Bankasının yanı sıra, 40 milyar dolarla Avrupa Bankaları da bulunuyor…
Palmiye Adası, Burj el Arab Oteli ve 800 metrelik Dubai kulesi gibi uçuk projelerle makyajlanan Dubai’nin gerçek yüzü aslında çok başka…
Havaalanında pasaportlarına el konulan ve ilkel koşullar altında günde 15 saat çalıştırılan işçiler… İçkinin su gibi aktığı, hapların leblebi gibi yutulduğu ultra lüks oteller, binlerce yabancı uyruklu kadının çalıştırıldığı kırmızı fener sektörü ile Ortadoğu’nun Bankong’una dönüştürülmüş olan Dubai, aynı zamanda önemli kara para aklama merkezlerinden birisi…
Bu tablonun mimarı, 12 milyar dolarlık kişisel servete sahip olan Dubai Şeyhi Muhammed bin Raşid Maktum, kendi ülkesinde geleneksel Arap kıyafetlerle dolaşırken, İngiltere’ye seyahatlerinde kafasına silindir şapka kondurmaktan keyif alan bir şahsiyet olarak biliniyor…
Şeyh, daha iki ay öncesine kadar borçlarla ilgili sorulara kızıyor ve hiddetle “her şey yolunda, sıkıntı yok” cevabını tekrarlıyordu…
Ülkenin bir anda borç erteleme açıklaması yapması, dünya finans piyasalarını karıştırdı… Avrupa ve Asya borsalarında düşüşler yaşandı… Dolara ekstra talep oluştu… Uluslararası derecelendirme kuruluşları not düşürdü…
Aslında serbest bölgeleri ve yabancı yatırımlarla Ortadoğu’nun ticaret üssü olarak adlandırılan Dubai’de yakın zamana kadar işler fena gitmiyordu… Gayrimenkuller daha inşaat başlamadan satılıyor ve yatırımlar kazandırıyordu… Fakat krizle birlikte birçok şirket ülkedeki ofislerini kapatmaya başlayınca çark yavaşladı ve emlak sektöründe fiyatlar ortalama yüzde 60 düşüş kaydetti... Tamamlanmış ticari binaların yarısından fazlası şimdi boş vaziyette kiracı bekliyor…
Borçlarını ödemeden ülkeden kaçanların havaalanı otoparkına terk ettikleri araç sayısı bile 3 bini aştı…
Milli geliri 75 milyar dolar olan ve toplam dış borcu 80 milyar doları aşan Dubai’nin petrol ve doğalgaz kaynakları aslında çok az… Toplam gelirler içindeki oranı yüzde 6 seviyesinde kalıyor…
Problemin kendi mali itibarını da sarsacağı Abu Dabi, Dubai’den şubat ayında 10 milyar dolarlık, çarşamba günü de 5 milyar dolarlık daha bono satın aldı…
Her halükârda Birleşik Arap Emirliklerinden alabileceği destek sınırlı olan Dubai’nin uluslararası gayrimenkul varlıklarını acilen satmaktan ve kısa vadeli borçlarını kapatmaktan başka çaresi görünmüyor…
Aksi takdirde körfezden yoğun iflas haberleri gelmeye başlayabilir…
Dünya finans âlemi 2001’de Arjantin’deki moratoryumdan sonraki en büyük şoku yaşarken, Türkiye’de “körfez sermayesi geliyor” hesabını yapanlar derin bir hayal kırıklığı yaşadılar…
Aynı şekilde İETT arazisinin satışında yaşanan sıkıntıların sebebi de ortaya çıkmış oldu…
Türkiye’de finans (faiz) merkezleri oluşturarak ekonominin büyütüleceğine inananlar, Dubai’nin durumundan ibret almalı, üretime dayalı gerçek ekonominin ne anlama geldiğini bir kez daha düşünmeliler…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.