LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Bugün darbe için ne yaptın!

Bugün darbe için ne yaptın!

- Lütfü Bey; Genelkurmay Başkanlığı önceki gün yaptığı açıklamayla, “Balyoz Planı”nında darbe ortamı oluşturmak için yapılacak kanlı eylemleri “akıl ve vicdan dışı” deyip yalanladı. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
- Ergenekon Davası’nda darbe hazırlığıyla suçlananların, ülkenin her yerinde toprağın altına gizlenmiş silahları ortaya çıkarıldığında da Genelkurmay Başkanı medyanın karşısına çıkıp, “Bu silahlar orduya ait değildir” demişti. Ama daha sonra resmi kurumlarca bu silahların orduya ait olduğu belgelenmişti. Ülkemizdeki binlerce faili meçhul cinayetin işlenmesinde baş suçlu olarak görülen JİTEM için de Genelkurmay Başkanlığı, “Ordu da JİTEM diye bir birim yoktur” demişti. Ama daha sonra orduda JİTEM diye bir birimin olduğu resmi belgelerle ispat edilmişti. Genelkurmay’ın medyayı bilgilendirme adı altında yaptığı bu gizleme faaliyetleri ortadayken, artık onun yaptığı açıklamalara güvenilebilir mi? Kaldı ki “Balyoz Planı”nda yer alan kanlı eylemlerin bir benzerini 12 Eylül öncesinde yaşamasak, bu plana şüpheyle bakabiliriz. Ama ülkede darbe ortamı oluşturmak için 12 Eylül öncesinde yapılanlara baktığımızda, bu plana şüpheyle bakabilir miyiz? Belli ki bu ülkede her Allah’ın günü kendi kendine “Bugün darbe için ne yaptın” diyenler var! Yıkmak istedikleri hükümetlere karşı habire darbe planları yapanlar var. Ancak dünle bugün arasında da önemli bir fark var. Dün darbe planlarını darbe yapana kadar gizleyebiliyorlardı; ancak artık gizleyemiyorlar. Dün kendilerini gizleyip halkı kafesleyebiliyorlardı; ama artık halkı kafeslemeden önce enseleniyorlar. İşin bir boyutu bu. Diğer boyutu da şu. Son zamanlarda ortaya dökülen tüm darbe planları Genelkurmay’ın içinden sızıyor değil mi? Bu anlamda Genelkurmay, en mahrem yerlerinin bile görülebildiği BBG Evi gibi! Hani bazıları mahkeme kararıyla Genelkurmay’a ait kozmik odanın aranmasına itiraz ediyorlar ya; yahu zaten o aramadan çok daha önce Genelkurmay’a ait gizli bilgiler internet sitelerine düşmemiş miydi?
LULA’NIN BREZİLYASI, BAYKAL’IN REZİLYASI!

- Genelkurmay’a bağlı Özel Harp Dairesi’nin faaliyetlerini soruşturduğu için öldürülen savcı Doğan Öz’ün eşi, kozmik odanın aranmasına tepki gösteren CHP’yi, “Herhalde bunlar Özel Harpçilerin tarafındalar” diyerek eleştirdi. Bu arada CHP lideri Baykal da, Brezilya’da askeri darbe döneminde işlenen cinayetlerin ortaya çıkarılması için oradaki kozmik odanın aranması emrini veren solcu Cumhurbaşkanı Lula’ya karşı çıkan generallerin bizim generallere örnek olmasını istedi. Nasıl yorumluyorsunuz bütün bu olup bitenleri?
- Savcı Doğan Öz solcu olarak bilinirdi. Böyle bir kişinin eşinin, ülkemizde işlenmiş binlerce faali meçhul cinayetle suçlanan Özel Harp Dairesi hakkındaki araştırmalara karşı çıkanları eleştirmesi normal değil mi? Geçmişte solculara, sosyalistlere karşı harp etmesi için ABD tarafından kurdurulmuş Özel Harp Dairesi’nin gizli faaliyetlerinin araştırılmasına hiç kendisine solcu diyen, sosyalist diyenler karşı çıkabilir mi? CHP gerçekten solcu bir parti olsa hiç buna karşı çıkabilir mi? Ne hazindir ki CHP, ülkemizde işlenmiş binlerce faili meçhul cinayetin araştırılmasına karşı çıkmakla kalmıyor; Brezilya’da askeri darbe döneminde işlenen cinayetlerin ortaya çıkartılması için emir veren sosyalist Cumhurbaşkanı Lula’nın, bu emrine Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanlarının karşı çıkmasını bizim komutanların örnek almasını istiyor. “Brezilya’da işlenen faili meçhul cinayetlerin araştırılmasına karşı çıkan komutanların yaptığını siz de Türkiye’de yapın” der gibi konuşuyor. Brezilya’nın sosyalist cumhurbaşkanının yaptıklarını destekleyeceğine, oradaki faşist generallerin yaptığı rezillikleri destekliyor. İşte Lula’nın Brezilyası ve işte Baykal’ın rezilyası! Baykal’ın sayesinde CHP oldu rezilya! Peki CHP ülkemizde işlenen faili meçhul cinayetlerle suçlanan Özel Harp Dairesi’ne yönelik araştırmalara böylesine niçin karşı çıkmakta? Acaba bu sorunun cevabı Özel Harp Dairesi’nin eski Başkanı General Kemal Yamak’ın “CHP içinde de Özel Harpçi milletvekilleri var” şeklindeki itiraflarında mı saklı?
YAŞASIN DEVLET, ÖLSÜN MİLLET!
Dünyanın en pahalı makam uçağı olan Başbakan’ın uçağından Genelkurmay Başkanı’na da iki adet alınacakmış. Ayrıca tüm ordu komutanlarına da tanesi 1.7 trilyon lira olan zırhlı otomobiller alınıyormuş. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?
Türkiye’yi bilmeyen biri bunu duyduğunda zanneder ki, Türkiye’de komutanların can güvenliği büyük tehlikededir. Yine zanneder ki, mesela PKK ile mücadelede pek çok general şehit verilmiştir. Oysa gerçek şudur ki, PKK ile mücadelede binlerce şehit verilmiştir ama, bu şehitlerin içinde bir tane generali ara ki bulasın. Hatta bir tane general çocuğunu ara ki bulasın. Can güvenliği tehlikede olan, şehit olan generaller değildir. Onlar karargâhlarda, kışlalarda son derece güvenlik içindedir. Can güvenliği tehlikede olan, şehit olan gariban çocuğu Mehmetçiklerdir. Eğer devlet savaşan askerlerinin can güvenliğini önemsiyorsa, önce işe Mehmetçiklerden başlaması gerekir. Ama görüyoruz ki Mehmetçiklere teneke karakollar; generallere zırhlı uçaklar, zırhlı arabalar! Bu işte bir terslik var. Ortada adeta “yaşasın generaller, ölsün Mehmetçikler!” diye özetlenebilecek bir durum var. Ayrıca maalesef ülkemizi yönetenlerin sivilinde de, askerinde de bir gösteriş sevdası var. Bunlar şu fakir milletin kesesinden kendilerine dünyanın en pahalı uçaklarını, arabalarını aldırırlar. Hatta bunların emekli olanları bile dünyanın en pahalı arabalarını kullanırlar. Ama iş işçinin, memurun, emeklinin, esnafın, köylünün yaşam düzeyinin iyileştirilmesine gelince hemen “ekonomik kriz var” mazeretine sığınırlar. Ekonomik kriz varsa fedakârIığı sadece işçiler, memurlar, emekliler, esnaflar, köylüler mi yapacaklar? Bakın mesela İspanya’da ekonomik kriz nedeniyle başta kral ve başbakan olmak üzere bütün sivil ve asker yöneticilerin maaşları donduruldu. Birçok başka devlette de ekonomik kriz nedeniyle buna benzer yollara başvuruldu. Ama anlaşılan bu ekonomik kriz bizim devleti vurmadı, sadece bizim milleti vurdu! Artık bizim ülkemizde de “yaşasın devlet, ölsün millet” diye özetlenebilecek bu zihniyetin son bulması gerekmiyor mu?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi