Üç İsrail, Küresel Kraliyete Doğru..
Müslüman’ın Müslüman’dan başka dostu ve sırdaşı olmaz. Müslüman insan, dostluklarını, siyasetini ve münasebetini kendi imanının çerçevesinde tutmak mecburiyetindedir. Aksi takdirde düşmanlarının oyunlarına oyuncak olmaktan kurtulamaz. Allahû Teâla buyuruyor ki:
“Ey iman edenler! Kendi dışınızdakilerden sırdaş edinmeyin. çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Kin ve düşmanlıkları ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Düşünürseniz, biz size âyetleri açıkladık.” (âl-i İmran Sûresi / 118)
Görüldüğü gibi, biz Müslümanlara açıktan kötülük eden düşmanlarımız bulunduğu gibi, düşmanlığını sinsi plan ve projelerle sürdüren düşmanlarımız da vardır. Müslüman olarak çevremiz iç ve dış düşmandan halî değildir. Emperyalizm son 100 yıldır İslâm topraklarından parça koparmak için her yolu denedi. Kürt-Türk çatışması, Sûnni-Şiî çatışması kartını birkaç kez açtı.. Son 20 yıldır ise sürekli bu işleniyor. Bu sadece büyük bir planın parçasıdır. İsrail, vaat edilmiş topraklara gidişin anahtarını, Kürt-Türk çatışmasında, Sûnni-Şiî çarpışmasında görmüş ve buna göre proje oluşturulmuştur. Aslında Yahudi’nin istediği sadece Fırat ve Dicle arası mıdır? Tabiî ki hayır.. Dünya hâkimiyetine doğru yol almaktadır Siyonizm ve masonluk başta olmak üzere, çeşitli milletlerden kurduğu ordusu ile. Son yıllarda İsrail sıkıştığı Ortadoğu'da artık nefes alamaz olmuştur. 1948 yılında kurduğu korsan devlet aradan geçen onca yıla rağmen, Filistinlilerle bile baş edemez bir görüntü çizmektedir. Reklâma dayalı bir üstünlükten başka hiçbir şeye sahip değildir. Bunun farkına vardıkları anda, Kürt-Türk çatışması, Sûnni- Şiî çarpışması kartını çıkarıp, düğmeye bastılar. Sırada, Irak’a müdahale vardı. Sudan bir sebeple o da aşıldı. Irak’ta kitle imha silahları vardı. İlk saldırıda Irak’ın Kuzey bölgesi, sözde Kürt devleti için ayrıldı. Hemen ardından da, Kürt devleti için ayırdıkları bölgeye İsrail’den getirilen “Yahudi Kürt aileler” yerleştirilmeye başlandı. Yeri geldiği için altını çizerek diyorum ki: Kürtler, tıpkı Türkler gibi Müslüman bir kavimdirler. Kürtlerden Yahudi olmaz; ancak Yahudileştirilenler olabilir. Türklerden de Yahudileştirilenler olduğu gibi..
Yarınki Kuzey Irak, Müslüman Kürtler ile Yahudi Kürtlerin kavgasına gebedir. Kuzey Irak’ta “İkinci İsrail” kurulduktan sonra sıra Türkiye’ye gelecektir. Türkiye’de de “üçüncü İsrail” kurulacaktır. İsrail ve Amerika’nın hedefi budur. Bunun için Amerika, İsrail'in stratejik ortağıdır! Türkiye kullanıldı. Türk insanı da psikolojik olarak hazırlanmaya başladı ve AB’ye doğru yolculuk için yönlendirildi. Tüm dikkatlerin AB’ye çevrilmesi için, yazar-çizer ve siyasiler devreye sokuldu. Avrupa başta olmak üzere, yedi düvelin gözü genelde İslâm topraklarında, özelde ise Anadolu topraklarında olduğu içindir ki; amaçları aynıydı. Müslüman kavimleri düşman hale getirerek kök saldıkları bu topraklardan uzaklaştırmak. Bu nasıl olacaktı? Silahla yenmeleri mümkün olmadığından, kültürel yönden yozlaştırıp şuuru yok edilerek; akıl almaz siyasi oyunlar ve yasalar devreye sokuldu.
“Küresel Kraliyet” (İlluminati) için enerji ve hammadde kaynaklarını ele geçirmek, ya da denetlemek ne kadar önemliyse, zihinleri fethetmek de o kadar önemlidir. Genelde İslâm coğrafyasında, özelde ise ülkemizde “Yozlaşma”yı “çağdaşlaşma” ambalajı ile pazarlayan Amerikan ve İsrail hayranı müşrik ve münkir medya, Küresel Kraliyet'in (İlluminati) işçiliğini ve bekçiliğini yapmaktadır.
ABD'nin Ortadoğu'ya ilişkin planları içinde; mevcut İsrail'e ek olarak, Irak'ın kuzeyinde “İkinci İsrail” devletinin kurulmasına yardımcı olmak, kuvvet kolluğunu yapmaktır. Altını çizerek diyorum ki; şeytan Amerika’nın Irak’a girmesinin ana sebebi, İsrail cuntasının güvenliğini sağlamak ve egemenlik alanının genişlemesine katkıda bulunmaktır. Dolayısıyla şeytan Amerika ile dost ve müttefik olan bütün devletler, hükümetler de “İkinci İsrail”in yardımcılarıdır. Yani onlar da Irak’ın Kuzeyinde “İkinci İsrail”in oluşmasına, kurulmasına katkıda bulunmaktadırlar.
Asrımızda şeytan Amerika, umutsuz bir çırpınış içindedir. Ortadoğu bataklığından tek çıkış yolu olarak şimdi her zamankinden daha fazla “üç İsrail” planına bel bağlamış durumda. Şeytan Amerika’nın mücadelesine razı olanlar, peşinden Irak’ın kuzeyinde “İkinci İsrail”, Türkiye’nin doğu ve güney bölgelerinde ise “üçüncü İsrail”e davetiye çıkartanlardır. İslâm topraklarında hüküm sürmekte olan devletlerin ve hükümetlerin stratejik çıkarları ile katil Amerika’nın stratejik çıkarları çelişmeyip çakışıyorsa, İsrail cuntasının yardımcıları çoğalıyor demektir. İslâm topraklarında hüküm sürmekte olan ulus devletçikler, terörist İsrail’in en büyük sermayeleridir.
Şeytan Amerika’nın büyük Ortadoğu projesine razı olup işlerlik kazandırmaya çalışan devletler, hükümetler, kendi cellâdlarına ve Ortadoğu halklarının cellâdlarına teslim olarak kendilerini; aynı kaderi paylaştıkları kardeş halkların karşısına koymayı, onlarla düşmanca savaşmayı onaylamış olan devletler ve hükümetlerdir.
Genelde bütün Müslüman kavimler, özelde ise Türkler, Kürtler ve Araplar bilmeli ve inanmalıdırlar ki; İslâm devleti, insanlığın son adasıdır. Şayet dünyada İslâm’ı uygulayan bir devlet yoksa, güvenilecek tek bir devlet kalmamış demektir. İslâm devleti; bir kavmin, bir mezhebin, bir meşrebin değil, İslâm ümmetinin devletidir. İslâm devleti, hem İslâm milletinin, hem de Gayr-ı Müslim milletlerin hayatlarının da sigortasıdır. Gayr-ı Müslimlerin dinleri, canları, malları, hayatları ve hayatiyet kaynakları, Haçlı ve seküler Batı'da olduğu gibi yok edilmez; muhasara altına alınarak hasara uğratılmamasına itina gösterilir; aksine muhafaza edilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.