Necmettin Çakmak

Necmettin Çakmak

Tefecilik yap, faizden kazan, sonra da vergi rekortmeni ol!

Tefecilik yap, faizden kazan, sonra da vergi rekortmeni ol!

Türkiye vergi rekortmenleri listesi belli oldu. Bu listeye girmek için zengin olmak gerekir ama zenginler listesi ile vergi rekortmenleri listesi arasında çok fark vardır.

Bu listeye giren gelirler, gizlenemeyen gelirlerdir ve ancak bu kadardır! Hatırlarsınız, Forbes dergisi, Türkiye'nin en zengin 100 kişisini açıklamıştı. İlk 100'ün serveti 85 milyar dolar tutuyordu. Yukarıdan aşağıya listeye baktığınızda; en zenginin serveti 3,5 milyar dolar, 100. sıradakinin serveti de 500 milyon dolar olarak belirtiliyordu. Ancak, o listede bir şey dikkati çekiyordu ya da çekmesi gerekiyordu. Bu isimlerin çoğu, en çok vergi ödeyen 100 kişi arasında yer almıyordu ve hali hazırda da yer almıyor.

Söz konusu liste de Koç, Sabancı, Özyeğin gibi müdavimler bu yıl da yerlerini korumuş. Fakat sürpriz isimler var. Günlerdir medyada onların kimlikleriyle alakalı olarak bir tartışma sürüp gidiyor. Ne var ki, bugüne kadar adını sanını duymadığımız onca ismin bu paraları hangi yollardan kazandıkları konusunda medyada bir suskunluk havası hâkim. Gerçi birkaç isim buna değindi ama iş patronlarına gelince, orada bir duruverdiler. Nasıl durmasınlar ki? Gelir vergisi rekortmenleri listesinin ilk sırasında yer alan Aydın Doğan'ın 2008 gelirleri için kendisine 12 milyon 187 bin 633 lira vergi tahakkuk ederken, 2009 gelirleri için ödeyeceği vergi tutarı, 19,1 milyon lira olarak hesaplandı. Ancak Aydın Doğan'ın rekortmenliği, şirketlerinden Doğan Gazetecilik'in zarar beyanında bulunmasını akıllara getirdi. Doğan Gazetecilik A.Ş, üç gün önce yaptığı duyuruda; 2009 yılında yaklaşık 16,2 milyon lira net konsolide zarar açıkladı. Şimdi karşımızda hem zarar açıklayan, hem de vergi rekortmeni olan bir isim ve grup var.

Aydın Doğan bilinen bir isim. Peki, ya ilk defa karşımıza çıkan isimler kimler? Adlarını sanlarını duymadığımız onca isim. Merak edip bu kişileri araştırdığınızda karşınıza çıkan tablo şu: Geçen yılki geliriyle Türkiye vergi rekortmenleri listesinin birinci sürpriz ismi Salvo Taragano isimli işadamı çıktı. Tahakkuk eden 15 milyon 614 bin 144 liralık vergisiyle rekortmenler listesine 2. sıradan girdi. Salvo Taragano 'faktoring' işi yapıyor. Hatta 'Para Trink' sloganıyla çalışan şirketi, geçen yıl Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından faaliyetine son verilmiş. Ama buna rağmen Taragano'nun aynı yıl tahakkuk eden vergisiyle listenin en tepelerine yükselmiş olması dikkat çekiyor.

Listenin en tepesindeki Salvo Taragano "faktoring" işi yapıyor da, diğer isimler farklı işlerle mi meşguller? Aksine, birçoğu bu işle uğraşıyor. İşte zaten dananın kuyruğu da burada kopuyor.

Öncelikle belirtelim factoring şirketlerinin yaptıkları iş Türkiye Cumhuriyeti kanunları önünde yasal, ancak bu şirketlerin dikkat çeken bir özelliği var; o da en sevdikleri dönemin, krizlerin yaşandığı dönemler olması. Yani, son birkaç yıl onlar için tam zamanı. Neyin mi? Mustafa Mutlu'dan ödünç alalım: "Diyelim ki bir kişiden veya şirketten vadeli alacağınız var. Fakat paraya sıkıştınız ve alacağınızı bir an önce nakite çevirmek istiyorsunuz. Ya da... Alacağınız var ama alacaklı olduğunuz kişi ya da şirket iflas etmiş. İşte bu gibi sıkıntılı (!) durumlarda faktoring şirketlerinin kapısını çalıyor ve elinizdeki senetleri, sözleşmeleri bu şirketlere devrediyorsunuz. Onlar da... Vadenin uzunluğuna ve size borçlu bulunan kişi ya da şirketin ekonomik gücüne bakarak, bir komisyon kesiyorlar. Bu; bazen yüzde 20 oluyor, riskli durumlarda ise yüzde 50'yi buluyor."

Yani diğer bir deyişle, alacağınızı satın alarak sizi devreden çıkarıyorlar. Sonra da yüzlerce avukatla bu paraları "seve seve" yöntemiyle tahsil ediyorlar. Gerekirse borçlunuzun ayağındaki ayakkabıyı bile yasal yollardan alıyorlar. Bu arada dün Akşam gazetesinde yer alan bir habere göre, polis, Türkiye'nin en çok vergi ödeyen 2. işadamı Salvo Taragano'yu arıyor. Savcılık talimatı ile Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Salvo Taragano'nun işyeri, villası ve kızına ait villaya operasyon gerçekleştirdi. Ancak gizemli Bay Salvo bulunamadı, eğer yakalanırsa 'tefecilik'ten sorgulanacak. Ancak, Taragano'nun operasyon öncesi önce Kıbrıs'a oradan da İsrail'e kaçtığından şüpheleniliyor.

İşte böylesi bir durum söz konusu. Yine örneğin, ilk 100'e giren bazı isimler var ki, arada bulasın ne iş yaptığını? Zaten bu kişilerin ne iş yaptıklarının da fazlaca önemi yok! Zira listeye banka faizi gelirlerinden ödediği vergi ile girmiş bu isimler. Ve... Bu listede bir başka dikkati çeken ayrıntı da şu: İlk 100 rekortmenin ödediği vergilerin toplamı 330 milyon TL'yi ancak buluyor. Bu para basit bir yaraya (mali açığa) merhem bile olmaz. Mesela emeklinin maaş ödemelerinde kullanacaksınız bu parayı. 8 milyon 700 bin emekliye eşit dağıtmaya kalksanız, emekli başına 38 lira ancak çıkar.

O halde... Hani Sayın Başbakan her fırsatta "krizin Türkiye'ye teğet geçtiği"ni söylüyor ya... İşte; bu yeni vergi rekortmenleri, o "teğet"in ürünü! Üretenler, satanlar değil, onlar kazandı. Şimdi de vergilerini ödüyorlar.

Bir başka gerçek de şu: Hazine, 2009 yılında 6 milyar 657 milyon TL gelir vergisi elde etmiş. Vergi rekortmenleri bu kaynağın sadece yüzde 5'ini ödemiş. Hal böyleyken, bazı sanatçı taifesine 'bu yıl da 2 milyon lira vergi verecekmiş' diye alkış tutanlara da seslenmek istiyorum.. Alkışlanacak ne var bunda. Tabii bu kadar vergiyi verecek. Kazanıyor ki veriyor. Her hafta ekranlarda 'var mısın, yok musun' deyip milyonları alırsan, yani ayda eline sadece televizyondan bilmem ne kadar milyon geçerse... Ki bu yılda kaç milyon yapar? Varın siz hesaplayın.

Samimi olalım! Gerçek vergi rekortmeni kim, görelim! Yine Hazine'nin elde ettiği kaynağın önemli bölümünü 'bordro mahkûmu' işçi ve memurların maaşlarından yapılan kesintilerle çalışanlar ödemiş. Hemşireler, polisler, öğretmenler, öğrenciler, sobacılar, köfteciler, lağım temizleyicileri, itfaiye erleri, overlokçular, ev kadınları, işçiler, memurlar, esnaflar, çiftçiler, kağıt toplayıp geçinenler... Ve tabi işsizler. Şaşırdınız değil mi? Evet! İşsizler. Gerçek vergi rekortmeni, aslında aralarında işsizlerin bulunduğu halk... Öyle bir vergi yapısına gelip saplanmışız ki, aralarında işsizlerin bulunduğu halk, Türkiye'de toplanan her 100 TL'lik verginin 80 TL'si ödüyor. Fakat listede adı yok.

Peynir, zeytin alıyor. Vergi ödüyor. Doğal gaz alıyor. Vergi ödüyor. Doğuyor. Ebesine vergi ödüyor. Asfaltta yürüyor. Vergi ödüyor. Hava alsa... Yine vergi ödüyor.

Dolayısıyla her zaman olduğu gibi bu ülkede gerçek vergi rekortmenleri yine çalışanlar oldu aslında. Ama... Yazının başında da belirttik, asıl vergi ödemesi gerekenlerin ise vergi listelerinde esamisi okunmuyor. Yıllardır hep aynı isimler 'yüksek vergi rekortmeni listelerinde' yer alıyor. Bir de faizciler var. Nedense yeni isimler, ürettiğini söyleyenler, özelleştirmelerde milyon dolarları sayanlar bu listelere giremiyor. Vergi listesinde yoklar. Öyleyse, gerçek vergi rekortmeni kim sizce? Vergi gelirlerinin yüzde 72'sini dolaylı olarak ödeyen vatandaş değil mi? Ve anlayana son bir not: Sayın yetkililer, sayın devlet büyükleri, sayın maliyeciler; artık bırakın vatandaşın yakasını da, şu gazetelerde 'yatırım yapıyoruz, şu kadar para harcıyoruz' diye boy gösterdiği halde, listenin sonunda bile yer alamayanları birazcık gıdıklayın. Fena olmaz değil mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Necmettin Çakmak Arşivi