Bu anlaşmalar iptal edilmedikten sonra..!
Başbakan Erdoğan, AKP grup toplantısında İsrail'in Mavi Marmara gemisine yaptığı kanlı saldırı hakkında konuştu. 'Bugün bir millatır' diyen Erdoğan, son kez İsrail'i uyardı, açık bir dille tehdit etti. "İsrail'in Gazze'ye insani yardım götüren gemilere yaptığı kanlı katliam her türlü laneti hak etmiş bir katliamdır." diyen Erdoğan, şunları söyledi: "Yapılan bu saldırı açıkça uluslararası hukuka yapılmıştır, insanlığın vicdanına yapılmış, dünya barışına yapılmıştır. 'İnsanlığın vicdanına' diyorum, zira o gemilerde her milletten, her dinden insanlar sadece ama sadece abluka altındaki, ambargo altındaki Gazze'ye insani yardım götürüyorlardı.'"
Sayın Başbakan'ın bu sözleri aslında çok tanıdık. Erdoğan, Davos'ta Gazze saldırısında şehid olan bin beş yüz Filistinli kardeşimizin katliam emrini verenlerden birisi olan Peres'e karşı da celallenerek 'one minute!' çıkışını yapmış ve İsrail'in amansız ambargoyla bölgeyi kuşattığını hatırlatarak, "Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz' demişti.
Ama ne yazık ki aynı Başbakan, vicdani duyarlılığı sebebiyle bu tür itiraz ve eleştirileri İsrail'e yöneltirken, diğer yandan da küresel güçleri karşısına almamak için sadece söylemde bırakıp arkasından atılması gereken tek bir somut adımı da atmıyordu ve hâlâ da atmıyor.
Ve maalesef Davos'taki "one minute" çıkışının ardından Türkiye'nin İsrail'le ilişkileri tam gaz sürdürüldü. Bu ülke ile siyasî, ekonomik-ticarî, askerî savunma sanayii anlaşmaları ve ihâlelerinin hiçbiri iptal edilmediği gibi yenileri eklendi. "One minute", tamamen bir politik polemikten ibâret kaldı.
İş o kadar vahim bir hal almış ki, İsrail'e ne denli bağımlıyız ki, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, bir gazetecinin sorusu üzerine, katliam gerçekleştiren İsrail'in, dört adet İnsansız Hava Aracı Heron'u teslimatında herhangi bir sorun olmadığını söylüyor. Allah aşkına sormak gerekmez mi Sayın Bakan'a, Siyonist şebekenin hem de uluslar arası sularda bu ülkenin vatandaşlarına karşı kanlı bir saldırıya imza atmışken Türkiye'nin tek derdi Heronların verilip verilmeyeceği mi?
Bir soru da Sayın Bülent Arınç'a sormak gerekiyor. Arınç, İsrail'e misilleme olarak bu ülke ile planlanan üç askeri tatbikatın iptal edildiğini duyurdu. Zaten Türkiye, İsrail ile tatbikat gibi kamuoyunda görünürlüğü olan askeri işbirliğini bir süredir askıya almıştı. O halde siz de kamuoyunun gözünü boyamaktan başka ne yaptınız?
Açıkça ifade ediyorum, siz böyle 'iyi polis' rolü oynadığınız sürece İsrail sadece Gazze'yi, Mavi Marmara'yı değil istediği zaman ülke sınırları içerisinde de bizi vurmaya kalkar ve vurur.
Sadece son 6 yılda İsrail ile yapılan ekonomik işbirliğine bakalım;
İsrail ile Türk Kara Kuvvetlerinin M-60 tank modernizasyonu ihâlesine ilâveten savunma sanayi ve askerî işbirliğinde bir dizi anlaşma ilâve edildi.
5 Ekim 2004 tarihinde Resmî Gazete"de yayınlanan 20 maddelik "Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Ekonomik Mutâbakat Zaptı" imzalandı.
İsrail'le ilk kez geniş ekonomik ve ticarî anlaşmalar imzalandı. 15 Temmuz 2004'te Ankara'da imzalanan ve 5 Ekim tarihli Resmî Gazete'de yayınlanan "Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Arasındaki Ekonomik Mutâbakat Zabtı"yla GAP ve KOP'u içine alan sulamadan tarım ve hayvancılıktan tohumculuğa, kimyadan enerjiye, telekomünikasyondan turizme, güvenlik ve çevre teknolojilerinden danışmanlığa kadar oldukça geniş kapsamlı anlaşmalara imza atıldı.
GAP ve KOP'u (Konya Ovası Sulama Projesi) kapsayan, Tuz Gölü ve Orta Anadolu köylerini içine alan bu işbirliği, 7 Mart 2007'de Kudüs'te yeni bir anlaşmayla daha da genişletildi ve pekiştirildi.
Ardından Temmuz 2007'de Ankara'da bir araya gelen Enerji Bakanı Hilmi Güler ile İsrail Ulusal Altyapı Bakanı Benjamin Eliezer, Karadeniz'i Kızıldeniz'e bağlayarak, petrol, doğal gaz, elektrik ve suyu taşıyacak Akdeniz Boru Hattı için fizibilitesini imzaladı. Türkiye, ABD'den sonra bölgede âdeta İsrail'le "stratejik ortak" edildi.
İlk kez bir İsrail Cumhurbaşkanı Müslüman bir ülkenin parlamentosuna dâvet edilip ilk kez TBMM kürsüsünde konuşturulup alkışlandı.
Yine ilk kez İsrail'in Türkiye Büyükelçisine yönelik 'alçak koltuk krizi'nin peşinden başta insansız casus uçakları Heronlar olmak üzere silâh alımı ihâlelerine devam edildi. Bizzat Millî Savunma Bakanı'nın ifâdesiyle İsrail'le anlaşmaların sayısı 60'a kadar vardırıldı.
25 Aralık'ta Türk Hava Kuvvetlerinin, aralarında insansız Ofek casus uydusu ve uçaklarının bulunduğu 140 milyon dolarlık 'görsel istihbarat entegre sistemleri' ihâlesini iki İsrail şirketi kazandı. İsrail gazetesi Yediyot Ahronot gazetesi haber vermeseydi bu ihâle de gizli kalacaktı.
Ayrıca Petkim'in yüzde 51 oranındaki hissesinin satılması için açılan ihâleyi 2 milyar 50 milyon dolar teklifle Kazak asıllı İsrail'de yaşayan İsrail vatandaşı İnvestment Industrial Group Eurasia'nın sahibi olduğu Avrasya Yahudileri Konfederasyonu Başkanı Alexander Mashkevich"un "Ermeni- Amerikan ve Yahudi ortaklığı"ndaki TrnsCentralAsia Petrochemical Holding konsorsiyumuna verildi.
İstanbul'un "kimliğini" oluşturan tarihî mekânları üzerinde yer alan Galataport ihâlesi, İsrailli işadamı kumarbaz Sami Ofer'in başkanı olduğu konsorsiyuma tahsis edildi.
Bunlarla birlikte, AKP hükûmeti ilk kez bir ay boyunca Meclis'i meşgul edip "mayın yasası"yla Suriye sınırındaki mayınlı arazileri temizlemeyi İsrailli firmaların başını çektiği yabancı şirketlere 49 yıllığına kiralatmaya canla başla çalıştı.
Görüldüğü gibi İsrail'le yoğun ilişkilere ve işbirliğine tam hız devam edilirken, son saldırıda da olduğu gibi anlamı olmayan 'kuru kınama'larla, zaman zaman 'sert demeçler'le gazı alınan kamuoyu avutuluyor, oyalanıyor.
Dolayısıyla İsrail'e hiçbir yaptırım uygulamaya varmayan, sadece söylemde kalan bir takım ifadeleri AKP hükümetinin kullanmasına müsamaha gösteriyorlar diye düşünüyorum. Ayrıca Erdoğan bu çıkışlarla ülkesinde ve bölgede kahramanlaşıyor. Kahraman bir lider haline gelip, Ortadoğu halklarını ve Türkiye Müslümanlarını dönüştürebilecek misyonunu daha rahatlıkla yerine getirebilecek bir seviye ve etki gücü kazanıyor. Yani 'iyi polis' rolünü oynuyor.
Eğer AKP hükümeti ve Başbakan Filistin davası konusunda samimiyse tavrını sözle değil somut adımlarla göstermelidir. İlk adım olarak da son "görsel istihbarat entegre ihâlesi"nden başlayarak İsrail"le yaptığı anlaşmaları tek tek iptal etmelidir.
Aksi halde İsrail utanmadan katliâma devam eder...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.