En hayırlı ümmet olmanın yolu
Muhterem Müslümanlar! Hutbeme üç âyetin mealini aktararak başlıyorum. Rabb'ı Zülcelal ve Tekaddes Hazretleri Kur'an-ı Hakim'inde buyuruyor ki.
"İçinizde hayra davet eden, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte onlardır." (1)
"Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülüğe mâni olursunuz. Ve Allah'a imân edersiniz." (2)
"Mü'minler o kimselerdir ki, namazlarını kılarlar, zekâtlarını verirler, iyiliği emrederler, kötülüğü yasaklarlar. İşlerin sonu Allah'a aittir." (3)
Bu âyetlerden de anlaşılıyor ki, Allah-u Taalâ, milletleri "iyiliği emretme ve kötülüğü yasaklama" ölçüsü ile değerlendiriyor.
Allah (c.c) bir milleti yücelttiğinde: "Siz insanlar arasına çıkan en hayırlı ümmetsiniz" buyuruyor. Yüceltmenin sebebi "iyiliği emredersiniz ve kötülüğü yasaklarsınız" buyurarak açıklıyor (4)
Allah (c.c) bir milleti de en aşağı dereceye indirdiği zaman:
"İsrailoğullarından inkâr edenler Davud'un ve Meryem oğlu İsa'nın lisanıyla lanetlendiler. Bu onların isyan etmelerinden ve aşırı gitmelerindendi. Onlar yaptıkları kötülüklerden birbirini men etmiyorlardı." (5) buyurur. Onların kötülüğü yasaklamamaları, derecelerinin düşmesine sebep olduğu gibi; münkeratı terk etmemeleri yüzünden de Allah'ın lânetine uğramışlardı.
Muhterem Müslümanlar!
"İyiliği emretme, kötülüğü yasaklama" yiğit müslüman ile korkak müslümanı birbiriden ayırmak için bir ölçüdür. İnsanların gücünü; iyilik yapana "iyi yaptın" kötülük yapana da "kötü yaptın" demeleri meydana koyar. Peygamberimiz bir hadis-i şerifte:
"Ümmetimin zalime, ey zalim! demekten korktuğunu görürsen onlarla vedalaş" (6) buyurmuştur.
Müslümanlar arasındaki kardeşlik bağının kuvvetlenmesi için iyiliği emretmeleri, kötülüğü yasaklamaları şarttır. Bu, her gücü yetene farzdır. Bu konuda Sahabe-i kiramdan Cerir bin Abdullah şöyle diyor:
"Allah'a iman ve her müslümana nasihat etmem için Rasûlüllah (S.A.V)'a bey'at ettim."
Bir hadis-i şerifte Peygamberimiz Efendimiz (S.A.V):
"Din nasihattir..." (7) buyurmuştur.
Muhterem Müslümanlar!
İşte dinimizde nasihatın yeri budur. Dini ahkamdan birini öğrenen, onu yaymakla mükelleftir. Görevimiz nasihatı sırf Allah (c.c) rızâsı için yapmaktır.
Nasihat yaparken yumuşak olalım. Sert davranmak fayda getirmez. Biz müslümanlar "Aralarında biribirlerine karşı merhametlidirler." sıfatıyla vasıflandırılmış bir topluluğuz. Nasihat ederken yumuşak davranmaya daha lâyığız. Nasihat ederken karşılaştığımız olumsuzluklar olursa hayal kırıklığına uğrasak da hiçbir zaman umutsuzluğa düşmeyelim. Çünkü bizim örneğimiz ve önderimiz Peygamberimiz Efendimiz'dir. O, ne güzel örnek ve önderdir...
(1) Âl-i İmran Suresi. Âyet = 104
(2) Âl-i İmran Suresi. Âyet = 110
(3) Hacc Suresi. Âyet = 41
(4) Âl-i İmran Suresi. Âyet = 110
(5) Maide Suresi. Âyet = 78-79
(6) Ahmed bin Hanbel. c/2. sf = 163
(7) Hadis-i Şerifi Müslim rivâyet etmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.